Ezelden ‘âdeti böyle İlâh’ın
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh
İşinde hikmeti çok pâdişâhın
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh

Geçen geçdi geçen demler anılmaz
Ecel doğru gelir yolun yanılmaz
Bu zahmın yâresi hergiz onulmaz
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh

Âdemden âdeme tartıp getiren
Havadan yağdırıp yerden bitiren
Ecel câmın oldur sana içiren
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh

Evliyâ enbiyâ geçdi bu yoldan
Duyun yok mu miskîn senin bu halden
Kalem böyle çalınmışdır ezelden
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh

Cemâl-i zâtına hayrân imişsin
Açılmış gül gibi handân imişsin
Cinân bâğı hümâsı cân imişsin
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh

Salavât çok getir câna safâdır
Salavât vermemek câna cefâdır
Şefâatçin Muhammed Mustafâ’dır
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh

Vehâbî gayrısından eyle hazer
Senin kesbin-durur Hakk ile pazar
Yaratmadı makâmın oldu dîzâr
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh

Gelen konar konan göçer fenâdır
Bekâsı yok içi dolu anâdır
Zâkirlerin işi duâ senâdır
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh

Vehâbî cânına eren nidâdır
Hakk’ın zikri nûru câna gıdâdır
Bu sırra “lâ” demek ‘ayn-ı hatâdır
Melûl olma gönül el-hükmü lillâh