Ey habîb-i Hak kerîmü’ş-şân Muhammed Mustafâ
Nâzenîn-i Hazret-i Yezdân Muhammed Mustafâ

Ravza-i vahdet gülisin li-ma’-Allah bülbüli
Cânlara cânân cihâna cân Muhammed Mustafâ

Nûr-ı ‘âlem fahr-ı âdem seyyidü’l kevneynsin
İki ‘âlemde şeh-i şâhân Muhammed Mustafâ

Bûy-i enfâsun mutayyeb itdi nâsût ehlini
Doldı âlem ravhile reyhân Muhammed Mustafâ

Zâtunı meddâh olan ol Hazret-i Hakk olıcak
Nice bilsün kadrüni insân Muhammed Mustafâ

Ümmet üzre ulu minnetdür vücûdun ni’meti
Cümle halka rahmet-i Rahmân Muhammed Mustafâ

Âlüne ashâbuna ezvâcuna etbâ’una
Hâzır olmuş ravza-i Rıdvân Muhammed Mustafâ

Nûrî miskîni unutma Rabb-i ‘izzet hakkı-çün
Ey nebîler hizbine sultân Muhammed Mustafâ

Ey Allah’ın sevgilisi; yüceliğiyle şân yapmış; yüceler yücesi; Allah’ın en nazenîn kulu Muhammed Mustafa (SAV)!
Vahdet bahçesinin hem gülüsün hem de “Li-mâ’allâh” sırrını söyleyen bülbülü! Cânlara sevgili; cihâna can Muhammed Mustafa (SAV)!
Âlemin nûru, insanların iftihar kaynağı, dünyâ ve âhiretin efendisisin. Sen iki âlemde de sultanların sultanısın ey Muhammed Mustafa (SAV)!
Nefesinin kokusu dünya ehlinin gönlünü sevindirdi. Âlem [senin sâyende] rızık ve bollukla doldu ey Muhammed Mustafa (SAV)!
Senin zâtının övecek ancak Allah’tır. İnsanoğlu senin kıymetini ne kadar bilebilir ki ey Muhammed Mustafa (SAV)!
Senin varlığının nimeti, ümmet için çok yüce bir lütuftur. Sen cümle halka Allâh’ın rahmetisin ey Muhammed Mustafa (SAV)!
Ailene, ashâbına, hanımlarına ve sana tâbî olan ümmetine Cennet bahçeleri hazır olmuş ey Muhammed Mustafa (SAV)!
Ey peygamberler zümresinin sultanı Muhammed Mustafa (SAV)! Aziz Allah hakkı için şu âciz Nûrî’yi de unutma.