Web sitemize hoşgeldiniz, 29 Mart 2024
Beğen 2

Yusuf Kayya-Hüseyni Mevlevi Ayini İkinci Selam

Ey şehd-nûşîn-i lebet pâk ez heme âlûdegî
Bin’şin ki tâ bâz îsted çeşmem zi hun-pâlûdegî
“Ey (sevgili)! Dudağının tatlı balı, bulanıklıktan tamamen arınmıştır. (Karşımda) otur ki gözüm kana boyanmaktan kurtulsun.”
****
Ey ki hezâr âferin dost bu nice sultân olur yar
Kulu olan kişiler canım hüsrev ü hâkân olur yar
Her ki bugün Veled’e dost inanuben yüz süre yar
Yoksul ise bay olur canım bay ise sultân olur yar
“Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur. Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.”
****
Ey kavm be hac refte kücâyîd kücâyîd
Dil-dâr hemin câst bi-yâyîd bi-yâyîd
Yar be ra dost yari ben yar bera dost yari ben
“Ey hacca giden topluluk! Nerdesiniz, nerdesiniz? Sevgili burada, gelin gelin!”
****
Âşık ki tevâzu‘ ne-nümâyed çi küned
Şebhâ ber-i kûy-i tü ne-yâyed çi küned
Ger bûse dihed zülf-i tü-râ tîre me-şev
Dîvâne ki zencîr ne-hâyed çi küned
Yar dalım yar gülüm yar dilim hey
Yar dalım yar gülüm yar dilim hey
Ah güzelin aşkına, hâlâtına
Yandı yürek aşk harârâtına
Andiçeyim gayri güzel sevmeyim
Tanrı’ya vü Tanrı’nın âyâtına
“Aşık tevazu göstermesin de ne yapsın? Geceleri senin mahallene gelmesin de ne yapsın? Zülfünü öperse kızma; divane zincire sarılmasın da ne yapsın?”
****
Âh mine’l-aşk ve hâlâtihî
Ahraka kalbî bi-harârâtihî
Mâ nazara’l-aynü ilâ gayriküm
Uksimü bi’llâhi ve âyâtihî
“Ah, aşktan ve hallerinden! (Onun aşkının) ateşleriyle yüreğim yandı. Allah’a ve âyetlerine yemin ederim ki gözüm başka birisine bakmadı.”
****
Der kûy-i harâbât me-râ aşk keşan kerd
V’an dil-ber-i ayyâr me-râ dîd ü nişan kerd
Men der pey-i an dil-ber-i ayyâr bi-reftem
Ô rûy-i hod an lahza zi men bâz nihan kerd
Sultân-ı arefnâk büdeş mahrem-i esrâr
An sırr-ı tecellî-i ezel cümle beyan kerd
“Aşk, harâbât semtine sürükledi; o hilekâr dilber de görüp bana işaret etti. Ben o hilekâr dilberin peşinden gittim; o ise hemen yüzünü sakladı benden. (Hakk’ın) sırlarına mahrem olan “arafnâk” sultanı, ezel tecellîsinin sırrını tamamen açıkladı.”
****
Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender-i dil ü can îmân-ı menî
Der men bi-demî men zinde şevem
Yek can çi şeved sad cân-ı menî
“Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.”

 

 

 

 

 

 

 


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.