Gitti Efendim
Bir mübarek geceye adım atarken,
Gök kapıları dünyaya açıldı.
Bölük bölük allı pullu melekler,
Kastamonu ufkuna birden saçıldı
Çırptıkça kanatlarını feriştehler,
Bulutlar dört bir yana dağıldı.
Ellerinde yeşil yeşil bohçalar,
Her tarafa misk ü anber dağıldı.
Duyulmuştu gönüllerde bir acı darlık
Sebebini bilemedik a dostlar.
Gidiyormuş meğer beldemizden serdarlık.
Edemedik takdir a dostlar.
Feyz’in etrafını sarmış melekler,
Vermişler yaratandan mutlu haberi.
Ya Muhammed vakit geldi demişler.
Çağırmışlar ruhuna candan içeri.
Efendim suya sürmüş tenini,
Sığayıp hazırlamış yenini.
Oğlu kızı çağırırken Adem’e,
Girivermiş huzur dolu âleme.
Lebbeyk deyip boyun eğmiş Efendim.
İsmailce vermiş Hakk’a boynunu.
Açıvermiş cevher dolu koynunu.
Teslim etmiş canu gönülden Efendim.
Allah diyerek yürümüş Canan’a,
Teslim etmiş ruhunu Rahman’a.
Selam edip evlad ü ihvana,
Takva ile tavsiye etmiş Efendim.
Helal etmiş cümle nâsa hakkını,
Birleştirmiş uzaklarda yakını,
Başlattı beldemize kutlu akını,
Sefâ ile yürüdü Hakk’a Efendim.
Gelince özlenen gece nihayet,
Açıldı yollar, oldu selamet,
Bir bütün ömür, hepsi kerâmet,
Girdi ummana daldı Efendim.
Feyizler saçıp ömrü boyunca,
Ömer’ler, Said’ler nurlu yolunca,
Sıddık-ı Ekber Sâdat kolunca,
Tuttu yolunu gitti Efendim.
Kemâliyle vâris oldu selefe,
Sohbet nurları saçtı halefe,
Aşk ve şevk ile hedefe,
Attı okunu vurdu Efendim
Sabr ü sebat dileyerek herkese,
Zikrullahı katarak her nefese,
Veda edip candan şu kafese,
Eyvallah deyip gitti Efendim.
Müminlere şefkat kanadın gerdin.
Fitneden, fesattan kaçınız derdin,
Dünyamıza rahmet olarak geldin,
Rahmetler saçarak gittin Efendim.
Feyzinle sıvardın aziz vatanı,
Zikrederdin daim altında yatanı,
Nefretle anardın vatan satanı,
Vatanın koynuna girdin Efendim.
Din-i İslam, vatan, millet ülküsü,
Oldu gönüllerde visâl türküsü,
Hubbîlikle kurarak sevgi köprüsü,
Geçip üstünden gitti Efendim,
Nurlu elleri, tatlı sözleri,
Sevgiler saçan şehlâ gözleri,
Şefkatler yüklü ulu özleri,
Turabî olup gitti Efendim.
Sohbet ü tedris ile geçti hayatı,
Oldu kerâmet sabr ü sebâtı,
Dersler verdi âleme onun vefâtı,
Kerâmetle girdi tabuta Efendim.
Bir sebt ki Musâ’nın günü,
Alınca kara haberi unuttu dünü,
Kalbime bir hüzün sürgünü,
Dikti derinden gitti Efendim.
Yayıldı haberi cümle eflâke,
Işık tuttu O’na “lev lâke”,
Yapıştı salına ins ü melâike,
Eller üstünde gitti Efendim.
İlahî bir saltanat gemisi,
Veya kutlu bir kervanın reisi,
Edasıyla çağırdı O’nu rabbısı,
“Baş üstüne” dedi gitti Efendim.
Uğurlar olsun ey mânamızın sultanı,
Sen olasın dâim gönlümüzün yâranı,
Rabbımızın yanında dile bize gufranı,
Kalblerimiz feyzinde derman Efendim.
Bir mahşer-i suğra gibiydi defn günleri,
Toplanmıştı ardında mâna erleri,
Esti ufuklardan rahman yelleri,
Cümle âlemi okşadı gitti Efendim.
Bir ravza oldu kabri cennetten,
Akın etti yanına mü’minler gurbetten,
Haberini alan vazgeçerek işretten,
Toplandılar yanında, gitti Efendim.
Gidince sizler, yer gök bulandı,
Sahte kollar bir bir sıvandı,
Dünya sizsiz zaten yalandı,
Yalandan gerçeğe gitti Efendim.
Düşürme Yâ Rab bizi fitne fesâda,
Olsun kalblerimiz daim sefâda,
Feyzinle birleştir dostları ukbâda,
Yarandan ayrıldı gitti Efendim.
Yanındasın Musâ’nın her an yanında,
Gözünde, kulağında, kalb ve kanında,
Allah’ın rahmeti yüce katında,
Huzura daldı gitti Efendim.
Mehmet Uzun
Sitemizde sanatçıya ait toplam 5 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.