Ramazan Karaderili-İbadullahın Hayatı
Bir misallendirme
İbadullah’ın Hayatı
İbadullah adında bir kişi varmış
Malı mülkü işini parası evi olmayan
Fakir mi fakir biriymiş
Acaba ben ne yapacağım
Nasıl geçinsem diye kara kara düşünüp dururken içi geçmiş ve uykuya dalmış
Tam uyuduğu sıralar Ulu bir kişi ona şöyle demiş
Ben sana falanca yerde bir ev bir de altmış küsur yıllığına bir de tarla vereyim
Ama bunları ben sana kiralık olarak vereyim sana ayrıca altmış küsur şinik de buğday tohumu vereyim
Bunlara ek olarak da sana bir elbise bir Saban bir araba iki tane at bir de düven vereyim.
Tarlanın bir kenarına da harman yaparsın
Ve sen bu şekilde ve bunlarla geçinip gidersin
Ancak tarlaya ne ekeceğine dikkat et
Benim verdiğim tüm buğdayları ek ekim zamanı ne ekersen hasat zamanı onu biçersin demiş
Benim de sana bazı şartlarım var diye ilave etmiş
Bunları duyan çiftçi Ulu kişiye=
Sen bunları veriyorsun ya şartlarını da söyle onları da kabul edeceğim ve
İnşallah yerine getireceğim demiş
Ulu kişi=
Beni can kulağı ile iyice dinle deyip başlamış şartlarını öne sürmeye
Bu işleri doğru yapabilmen için sana bir kitap veriyorum
Bu kitapta her şeyi yazılı bu kitabı devamlı okuyacak ve ona göre hareket edeceksin.
Bu tarlaya Her gün beş defa gelip beni anacaksın
Yılda bir ay bu tarlayı sulayacak tarladan çıkan mahsulü doğru ölçü tartacak ve de bu mahsulün kırkta birini fakir ve yoksullara vereceksin
Ayrıca zengin olursan bu altmış küsur yılda bir defa gelip bu tarlanın etrafını dolanacaksın ve de altmış yıl sonunda bana bütün bunların hesabını vereceksin
Sana bunları ben verdiğime göre bunların hesabını sormak ta benim hakkım değil mi demiş ve
Haydi kalk deyip onu uyandırmış
Çiftçi ibadullah uyanır uyanmaz kendini güzel bir evin içinde bulmuş
Kalkıp dışarı çıkmış bir de ne görsün evin önünde bir tarla
Tarlada Ulu kişinin rüyasında söylediklerinin hepsi eksiksiz ve tam olarak mevcut.
İbadullah tarlayı atlarla ve sabanla sürmüş altmış şinik buğdayı da tarlaya ekmiş
Kitabı devamlı okuyup içindeki yazılanlara göre hareket etmiş
Her gün beş defa tarlada Ulu kişiyi anmış
Yılda bir ay tarlayı sulamış
Zamanı gelince buğdayları biçip arabaya yükleyip
Harmana getirip harmanda dövenle sapını samanını buğdayını ayırıp güzelce ölçüp tartıp
Mahsulün kırkta birini fakir ve yoksullara dağıtmış
Geri kalanını da ambara koymuş
Bu uğraş her yıl devam etmiş ve en sonunda altmış küsur yıl dolmuş
Çiftçi İbadullah otururken tekrar uykuya dalmış ve kendini bir meydanda bulmuş sağa sola bakmış ki
Bu verilen malların hiçbiri yok yanında sadece ambar var karşısında ise
Ona her şeyi veren Ulu kişi oturuyor
İbadullah bakar bakmaz o ulu kişiyi tanımış ve demiş ki
Ne o bana bu sefer de başka mallar mı vereceksin demiş
Ulu kişi ise Hayır sen artık o mekânı terk ettim
O mekânda sana verdiğim her şey Fani idi
Onların hepsi orada kaldı
Şimdi sana mal vermeyeceğim
Bilakis o malların hesabını soracağım demiş ve ilave etmiş
Şayet O verdiğim malların hesabını verebilirsen
Sana onlardan daha güzelini ve devamlısını sana vereceğim demiş
Çiftçi İbadullah kendinden emin bir şekilde=
Vallahi ben senin verdiğin kitabı okuyup
Ona göre hareket ettim ve senin önüne sürdüğün şartları da gücüm yettiğince
Yerine getirmeye çalıştım ancak benim de günahlarım hatalarım olmuştu
Onları da sen bağışla diye sözünü tamamlamış.
Ulu kişi İbadullah’a verdiği her şeyin hesabını bir bir sormuş
O da tek tek olumlu cevaplarını vermiş
Ulu kişi Peki öyleyse orada yaptıklarını getir de şu terazi de bir tartalım demiş.
İbadullah hemen yanında duran ambardaki mahsulüm terazinin sağ kefesine doldurmuş.
Günahlarını ve hatalarını da terazinin sol kefesine koymuş
Bir de ne görsün terazinin sağ kefesi sol kefesinden ağır gelmiyor mu
İbadullah bunu görür görmez
Oh be Allah’a şükür olsun demiş
Kuru kişi bazılarını sözüne karşı
Ne o sen bunlara mı güvendin yoksa demiş
İbadullah Hayır bana verdiğin kitapta
Amellerinize güvenmeyin Allah’a güvenin diye yazıyordu
Ben amellerime değil Allah’a güvendim demiş
Bunu diyen bir kişi pek öyleyse
Ben de seni rahmetimle evet iyi bir hayat sürmek üzere
Cennet mekânına koyuyorum çünkü ben Allah’ım
Bu gördüğün kişi benim Habibim Muhammed’dir
Ben onun kalbindeyim ve seninle kitabın Kur’an ve Resulümün dilinden konuştum demiş
Bu teşbihte ki Ulu kişi=Allah’ın nurunu Özünde bulunduran
Peygamber Efendimiz Muhammed Aleyhisselamdır
İbadullah Allah’ın bir kulu yani insandır
Ev yeryüzüdür, ev dünyadır tarla yeryüzüdür.
Altmış küsur yıl insana verilen hayat yani bir ömürdür
Altmış küsur şinik tohumluk buğday iman ve İslamın altmış küsur şubesidir.
Şinik kişinin kendi ölçüsü ve terazisidir.
Kitap Kur’an-ı Kerim’dir, kırk dönüm tarla Ahlakı Muhammedîyelerdir
Tarlayı yılda bir defa sulama Ramazan ayı orucu dur
Günde beş defa anmak beş vakit namazdır.
Saban iki at bir araba tırpan ve de düven imanın altı şartıdır
Elbise, Takva yani Allahtan korkmaktır
Ölçüp tartmak kişirin iman ve amellerini dünyada iken ölçüp tartmasıdır.
Mahsulün kırkta biri malın zekatıdır.
Tarlanın etrafını bir kere dolaşması hac etmesidir.
Tarladan çıkan Buğdaylar kişinin salih amelleridir.
Sap saman kişinin kötü ve faydasız amelleri, ekim zamanı dünyadaki çalışma
Harman mahşer Yeri Hasat zamanı ahiret alemidir
Ambar ise kişinin amel defteridir
Her şeyin en doğrusunu ve en güzelini Allah ve Resulü bilir.
Sonsuz Hamd ve şükür Allah’a sonsuz salat ve selam da
Onun Resulü Muhammed Aleyhissalatu Vesselam’ın üzerine olsun
Allah bizleri Salih kullarından eylesin
Resulullaha da itaatkâr ümmetinden etsin.
Amin
Ramazan Karaderili
Sitemizde sanatçıya ait toplam 21 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.