Zengin bir baba, ömrünün sonuna kadar ne yemiş ne giymiş ne de hayır yapmadan ölüp gitmiş.
Geride bıraktığı iki oğlu bir kızı bir de karısı bu malı taksim etmişler.
Büyük oğlu hissesine düşeni içki âleminde kumarda har vurup harman savurmuş.
Kızı ise diskoteklerde kokteyllerde eğlenerek o da beterin beteri olmuş.
Hanımına gelince oğlu yaşında bir gençle evlenerek o da bu yolda batırmış.
Küçük oğlu bunlara bakarak biraz daha hayırlı olduğundan babasının mezarı başına gelerek ibretle dinleyelim neler anlatıyor=
Bıraktığın malları taksim ettik,
Sen mezarda huzur ile yat babam, yat babam, yat babam, yat,
Biz üç kardeş mal için kavga ettik,
Hayırsız malın yüzünden duy babam, duy babam, duy babam, duy.
Anlaşıldığına göre bu mal harammış.
***
Zannetme çocukların rahat ettiler,
Dövüş, kavga mahkemeye gittiler, duy babam, duy babam, duy,
Sormak ister ise malını nettiler?
Bir kısmını da kumara verdik duy babam, duy babam, duy babam, duy.
Bence kendine çok yazık etmişsin Hasan Ağa.
***
Çalıştın hep gece gündüz demedin,
Sırtına bir takım elbise giymedin ah babam, ah babam, ah babam, ah,
Doyasıya yemek bile yemedin,
O dünyada yemek varsa ye babam, ye babam, ye babam, ye.
Herkse azığını dünyadan götürür orada ne yiyeceksin?
***
Mal yerine dinimizi öğretseydin,
Sen de mezarında rahat ederdin, duy babam, duy babam, duy babam, duy,
Kendine ettiğin gibi bize de ettin,
Malından hiç hayır görmedim duy babam, duy babam, duy babam, duy.
Allah her şeyin hayırlısını versin.
***
Evlatlarına bıraktın sen malını,
Komşuların taşıdılar salını duy babam, duy babam, duy babam, duy,
Dahası var bir görseydin halini,
Cenazeni de eller kıldı duy babam, duy babam, duy babam, duy.
İşte bu bence çok feci Hasan Ağa.
***
Büyük oğlunu sorma çok hüneri var,
Her gün kafa çeker, hem kumar oynar duy babam, duy babam, duy babam, duy,
Zararından neresinden dönersen kâr,
O dünyada malın var ye babam, ye babam, ye babam, ye.
Bir kefenden başka ne götürdü ki yesin.
***
Oğlun akıllı olsa neylerdi malı?
Oğlun deli ne yapacak ki malı, duy babam, duy babam, duy babam, duy,
Kumarhane yaptık senin sarayı,
Çatısında da baykuşlar ötüyor, duy babam, duy babam, duy babam, duy.
Gözlerin görmesin Hasan Ağa.
***
Kızını sorarsan o da çok iyi,
Pek güzel öğrendi dansı yüzmeyi, duy babam, duy babam, duy babam, duy,
Çok da sever pantolonlu gezmeyi,
Ailemizin yüz karası duy babam, duy babam, duy babam, duy.
Atalar ne güzel söylemiş kızı kendi haline bırakırsan ya davulcuya gider ya da böyle olur.
***
Dahası var, bir de sosyete gülü,
Bataklıklar sahnesinin bülbülü duy babam, duy babam, duy babam, duy,
Batıya da kaptırmıştır kendini,
O dünyada hayâ varsa yolla babam, yolla babam, yolla babam, oy.
Hayâ diye bir şey vardı o da tarihe karıştı.
***
Oğlunu dövmeyen özünü döver,
Kızını dövmeyen dizini döver, ah babam, ah babam, ah babam, ah,
Neticeyi bana sorarsan eğer,
Kendine ettin, bize de ettin babam, sen babam, sen babam, sen babam, sen,
Hayatta olsaydın kendim ettim kendim buldum türkümüzü bir de sana söylerdim Hasan Ağa.
*****
Doğru sözler babama yalan gelirdi,
Neticede ömrü de sona erdi ah babam, ah babam, ah babam, ah.
Bu mektubu sana Ercan yazıverdi
Geniş bilgi ikinci mektupta bekle babam bekle babam bekle babam oy
Devamı ikinci kasette