Şuraya bak Ebu Süfyan şu yanan ateşleri görüyor musun?
Evet, ne zaman nasıl bu kadar çoğaldılar
Mekke’den ayrılan birkaç çulsuz çıplak bu kadar kısa bir sürede Mekke’yi ezip geçecek bir çığa dönüştü. Onların Medine’ye göç ettirirken Mekke’yi de götürdüklerini görmemişiz anlayamadık
Biz duvarlar ördük Muhammed’in önüne tuzaklar kurduk
Ama O bir ok gibi kalplere sarktı O’nu önleyemedik önleyemezdik de
Yanlış olduğumuzu kabullenmedik güvendiğimiz tanrılar bizden de beter çıktı
Şimdi onlar bir bir yere devrilmeye bekleyen zavallı durumuna düştüler
Ama bir şeyler yapmalı Mekke’ye girmelerine engel olmalı
Yoksa hayatımız tehlikede karşı koymak o kadar kolay değil artık eğer Mekke onların hâkimiyetine girerse bizi yaşatmazlar ya karşı koyup çarpışmalı ya da Mekke’yi terk etmeliyiz
İkrime ne pahasına olursa olsun savaşmaktan yana tek tek herkesle konuşup adam topluyor hele bir sabah olsun bakalım belki geri dönerler
Geri dönerler ha onların Mekke’ye nasıl susadıklarını görmüyor musun?
Sabah çok geç. Yarın her şey bitmiş olur
Ben gidip konuşmalıyım sahi mi bu çok tehlikeli bir iş.
İşte beklenen çığ yaklaşıyor
Bir eli kolu bağlanmış bir çaresiz olarak bize ne yapacaklarını bekliyoruz.
Muhammed ile konuştum içiniz rahat olsun
Karşı koyulmadıkça çağı tek kişinin burnu dahi kanamayacak
Yoksa Yoksa sen de mi Ebu Süfyan
Evet, ben evet ben geç kalmışım Hind duymasın Ebu Süfyan
Bu korkaklık sana hiç yakışmadı
Biliyorum buna çaresizlik diyeceksiniz.
İkrime’yi yalnız bıraktık artık başımıza gelecek her şeyi hak ettik o merhametlere yön veren bir elçidir.
O herkese iyilik ve güzellik getirir.
Yaptıklarımızı ne çabuk unutuyorsun Ebu Süfyan onları kızgın kumlarda inletmedik mi, ateşlerde dağlamadık mı açlıkla acıyla işkencenin her türlü ile buluşturduk
Sen olsan bu kadar cezaya karşı ne yapardın
O ben değil o Muhammed-ül Emin artık konuşmaktan nafile
Kadınlar gibi pencereler arkasından seyretmeye dayanamayacağım
Putlarımız yere düşerken biz seyrediyoruz
Bakın şu zamanında Mekke’den kovduklarımıza ne kadar da seviniyorlar
Sevinmeyi hak ettiler gelin siz devinin
Kapa çeneni Ebu Süfyan
Sen Bedir’i Uhud’u görmüş birisin bunları nasıl söylersin
Durun durun aralayın şu pencereyi birisi konuşuyor
Ey Mekke halkı Allah’ın Resulü
Bugün ondan nasıl bir karşılık beklediğinizi soruyor
O emin bir kardeştir.
Ondan iyilik bekleriz Allah’ın Resulü
Size Yusuf’un kardeşlerine davrandığı gibi davranıyor
Yemin olsun ki bu bir hükümdar değil olsa olsa bir peygamberdir
Hiçbir hükümdar eziyet gördüğü bir şehri fethettiğinde böyle söylemez
Söylemek bir yana o şehirde taş taş üstünde bırakmaz
Yusuf’un kardeşlerine davrandığı gibi
Dünya bu barış gününü bir daha göremeyecektir.
Hiç kimseyi dinine girmede zorlamadı.
Düşmanlık gütmeyen herkese eman verdi.
Gitmeliyim bugün hasretlerin azaldığı gündür.
Yusuf’un kardeşlerine davrandığı gibi. Yusuf kardeşine nasıl davranmıştı.
İhanete karşı bile iyilikle