Aceb bencileyin evsâfı fânî
Yolunda bir dahi hiç var mı Yâ Rabb
Kılarsan n’ola lutfunı erzânî
Elinde bir dahi hiç var mı Yâ Rabb

Doğarsa cânıma nûrun ziyâsı
Eser bu dilime bâd-ı sabâsı
Gönüller derdinin böyle devâsı
Yolunda bir dahi hiç var mı Yâ Rabb

İçerler âşıklar Âb-ı hayâtı
Hayy olur kalbinde cümle memâtı
Visâlin dâlinin kand ü nebâtı
Balında bir dahi hiç var mı Yâ Rabb

Cihânın kimseye yokdur vefâsı
Fahridir âşıka yârin cefâsı
Cemâlin zülfünün dâr-ı safâsı
Telinde bir dahi hiç var mı Yâ Rabb

Kimi dünyâ ister kimisi hûri
Zâhirdir cennetin bâğı gülzârı
Aşka yâr olanın avı şikârı
Dalında bir dahi hiç var mı Yâ Rabb

Nûş eden meyinden bezm-i ezelî
Getirdi sonunda cümle kemâli
Ene’l Hakk söyleden zâtun zülâli
Buyunda bir dahi hiç var mı Yâ Rabb

Budur âşıklara aşkın nişânı
“Küntü kenz” e mazhar eder insânı
Dîdârın bağının verd-i reyhânı
Gülünde bir dahi hiç var mı Yâ Rabb

Ezelden inkârdır iblîsin işi
Anınçün tamuda kaynaya başı
Aşka lâ diyenin telbîs kumaşı
Şâlında bir dahi hiç var mı Yâ Rabb

Her kime zerrece aşkın ulaşa
Saadet tâcıdır konduğu başa
Tâli’i Mustafa nûruna düşe
Fâlında bir dahi hiç var mı Yâ Rabb