Kurban İbadeti ve Cahillerin Hezeyanları
Fethullah Gülen Hocaefendi, 16 Aralık 2007 tarihli “Kurban İbadeti ve Câhillerin Hezeyanları” başlıklı Bamteli sohbetinde;
Soru: Kurbanı sadece bir gelenek ve fakirlere et yedirme olarak değil de, tam bir ibadet şeklinde eda etmenin yolu nedir? Huşu ve hudu namazın özünü teşkil ettiği gibi, kurban için de böyle bir şuurdan bahsedilebilir mi? -Rahmeti gazabının önünde olan Rahmân ü Rahîm, çok defa bir şart-ı adi olarak bizden çok küçük bir vesileyi yerine getirmemizi istiyor; karşılığında bütün varlığımızla elde edemeyeceğimiz mükafatlar veriyor. Keza, ancak canımızı feda etmek suretiyle ulaşabileceğimiz uhrevî kazançları, ibadet şuuruyla bir hayvanı kurban etmemiz sayesinde kazandırıyor. (01.50) -Nur Müellifi diyor ki: Eğer biz ahlâk-ı İslâmiyenin ve hakaik-i imaniyenin kemâlâtını ef’âlimizle izhar etsek, sair dinlerin tâbileri, elbette cemaatlerle İslâmiyete girecekler; belki küre-i arzın bazı kıt’aları ve devletleri de İslâmiyete dehâlet edecekler. (03.30) -Farz ile vacip arasında nasıl bir fark vardır? Kurbanın hükmü nedir? (04.52) -Kurban yerine sadaka verilebilir mi? Horoz, tavuk ve hindiden kurban olur mu? (06.45) -Sadece kurban değil, bütün ibadetler, fıkhî deyimiyle, taabbudî alana girer ve vahye göre şekillenmiştir. Evet, ibadetler “taabbudî”dir; yani, ameller, Allah emrettiği için, O’nun istediği zamanda, Rehber-i Ekmel’in gösterdiği şekilde ve Allah’ın rızasını kazanmak niyetiyle yapılırsa, işte o zaman ibadet hükmüne geçer. (07.20) -Bir kurban eti münasebetiyle, Rasûl-ü Ekrem Efendimiz Hazreti Aişe validemize “Kesilen kurbanı ne yaptın?” diye sorar. O, “Dörtte üçünü muhtaçlara dağıttım, geri kalanını kendimize ayırdım.” deyince, Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) “Hayır ya Aişe, sen dörtte üçünü bize bıraktın; çünkü, muhtaçlara verdiklerin Allah içindi, sevap hanemize yazıldı ve bekâya mazhar oldu.” buyurur. (10.15) -“Mal canın yongasıdır.” atasözüne bir misal… (12.53) -İlahî emir ve yasakların pek çok hikmetleri ve menfaatleri de vardır. Fakat, sadece bu hikmet ve menfaatler gözetilerek yapılan, kulluk düşüncesiyle ve Allah’ın rızasını kazanma niyetiyle eda edilmeyen işler ibadet sayılmazlar ve insana sevap da kazandırmazlar. Çünkü, o ibadetlerin teşrîi doğrudan vahye dayalıdır ve o bilinen hikmetler, bilinmeyenlere göre çok azdır. (15.37) -Bazıları mü’minler tarafından yapılan hiçbir işi beğenmezler; hep önyargılı ve hasımca davranırlar. Misal isterseniz; Türkçe Olimpiyatları karşısında takınılan tavra bakabilirsiniz!.. Özel okulların başarılarını görmezlikten gelip, bir de onları illegalmiş gibi göstermeye çalışanları düşünebilirsiniz.. sokaklara taşan safları şov olarak manalandıran zavallıları hatırlayabilirsiniz… (18.38) -Dinin emirlerini yerine getirme mevzuunda çok onurlu olmalı; başkalarını tahrik etme mülahazasına girmedikten sonra, ibadetleri eda ederken kınayanların kınamalarına aldırmamalı.. Allah Teâlâ ne şekilde emir buyurmuşsa, kurbanı da o ölçüler içerisinde kesmeli… (24.30) -Kurban için verilen paranın başka yerlerde kullanılması haramdır; vaciplerin bayram içerisinde kesilmesi zaruridir; nafile kurbanlar daha sonra da kesilebilir. (29.20)
Vaaz-Sohbet Dosyaları
Sitemizde sanatçıya ait toplam 46 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.