Abdulbaki Kömür-Kınasın Dünya
Kınasın dünya! Kınasın dünya halkları!
Barış, uzlaşma formülleri arasın insanlar. Hümanizm çığlıkları atsın bir yerlerde entel yavşaklar. Yenidünya düzenleri planlasın emperyalistler. Geyik muhabbetiyle geçirsin ömrünü aydınlar. Kılı kırk yarsın bakalım hukukçular, desinler ne diyeceklerse. A’yı B’yi öğretsin öğretmenler körpe beyinlere. A deyince at B deyince bıyık hatırlatılsın bakalım yavrulara. Terziler kravat diksin, frak diksin, tuvalet diksin sosyetik beylere, bayanlara, balolar için, partiler için. Berber fön çeksin, kuaförler meç yapsın, perma yapsın saçlara. Televizyonda gece keyfi sunsun medya benliği çalınan kitlelerin ağız suyuna… Kuyrukta bekletilsin emekli, emekliliği boyunca. Bürokratlar başsağlığı dilekleri yetiştirsin grizulara kurban giden işçilerin ardından. Komaya girsin sarhoşlar, ayyaşlar. Macit oynaşını gezdirsin, banka kredisiyle aldığı Mercedes’le. Figen, kanişini beslesin Avrupa patentli it yalıyla. Genelevler dolup taşsın. İçindekilerden alınan vergilerle okullar açılsın. Yollar, okullar, köprüler açılsın. İmamların maaşları ödensin. Öyle mi???
Kınasın dünya milletleri! Mekik dokusun arabulucular. Hoşgörüsünü esirgesin medeni hükümetler, sosyal demokrat teorisyenler, varoluşçular vesair güruh. İnsancıllıktan dem vursun köy enstitüsü kılıklı anti demokrat zevat. Sanat söylevleri versin kıçı kırık teresler. Rüşvet alsın kodamanlar. Futbolcu transfer hayalleri kursun milyar kapısından. Darbe hevesleri beslesin kursaklarında fanatik laikçiler. Öyle mi???
Kınasın papa! Vatikan kilisesi, Ortodoks ruhani lideri, baş haham durmasın. Lamalar tekzip etsin. Ne yazar? Nota göndersin bilmem hangi devletin cumhur reisi. Meclislerde bütçe müzakereleri tartışıla dursun hararetle. Enflasyon alsın yürüsün. Emisyon hacmi görüşülsün komisyonlarda. Kapalı kapılar arkasında pay edilsin yumit araziler. Afrikalı aç çocuklara toplanan yardım malzemeleri talan edilsin. Hiç edilsin emek haram helal gözetmeksizin masa başında. Yoksulun yiyeceği alınsın elinden. Çöp bidonlarını yalasın açlıktan nefesi kokanlar. Amerikan bayraklı blue jeanler giysin yeni yetmeler. Atariyle oyalansın kenar mahallelerin sümüklü çocukları. Öyle mi???
Kınasın dünya. Kınasın hicaz müftüsü. Conileri çağırsın bir milyar müslümanın kıblegâhını korumaya. Sazlı sözlü petro-dolar âlemler yapılsın kutsal topraklar üzerinde. Esirgesin emirler, şeyhler kuruşlarını hayır için. Fetva üretsin nabız şerbeti niyetine fetva makamları. Sultanların gölgesinde gölgelensin, hurma yemenin kırk bin faziletini, kırk bin ciltlik kitaplarda anlatsın şehrin-üstün icabında… öyle mi???
Kardeşlerimin tekbir nidaları bayıltırken fesleğenleri, başını döndürürken zirvelerin, eritirken granit kayaların yüreğini öyle mi???
Kardeşlerim tayın ekmeğini bölerken 14e ayın 14üne yakalanırken dağlarda, 14lülerle taranırken vahşice, daha 14ünde vurulurken öyle mi??? Kurşun yükünü omzunda taşırken kul olmanın, tevhidi bir hayat arzusu kavururken içlerini sızım sızım, barut ve kanla örerlerken hayat dantelasını. Öyle mi???
Devlet başkanının anlı secdeye deyiyormuş bir ülkenin. Bana ne? Kardeşlerim gömülürken topluca mezara, Ölümün, işkencenin envayi çeşitleri uğruyorken can evlerine faiz oranları düşüyormuş bir ülkede. Bana ne?
Kardeşlerim çocuklarını babasız, eşlerini dul bırakıp, dağlarda bir kavgaya tutuşuyorlarken ölümüne, bir ülkede esanslar artık alkolsüz üretiliyormuş kime ne? Yetimler, öksüzler, dullar, şehit anaları, şehit babaları “İnna lillahi ve innâ ileyhi râciûn.” (Bakara Sûresi 156) hükmüne razı olurken, rızık endişesini elinin tersiyle kenara itmiş onca yoksulluğa rağmen şeker bayramları hararetle kutlanıyormuş bir ülkede hâlâ. Kime ne?
İyi anlat kardeşim, iyi anlat daha ölmediğini daha ölmediğimizi! İyi anlasınlar ölümün pahasını… Kavgaysa kavga! Dövüşse dövüş! Savaşsa savaş! Kardeşim, canım canına can olsun, kanımı kanın say! Ellerimde ellerin olabilse! Ah birde seninle gecelesem dağlarda! Seninle vuruşsam yan yana, vurulsam, oracığa gömseler, oracığa gömseler, hemen oracığa, yanına, yanı başına. Kırmızı laleler filizlense toprağımdan nazlı mı nazlı. Kıyamete kadar şehit şehit koksam, şehit şehit tütsem. Ben bir şehit oğluyum dese oğlum ve anlından öpse melekler… Ya Rabbim, bize daima hakkı göster ve hakk için, hakkı söylemeyi bize nasip et. Bizi, şekli ne olursa olsun her türlü menfaat karşılığında, inancından, düşüncesinden, şahsiyetinden taviz veren güruhtan eyleme !
Abdulbaki Kömür
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.