Web sitemize hoşgeldiniz, 22 Kasım 2024
Beğen 1

Büyük Itrî'ye Eskiler Derler

Büyük Itrî’ye eskiler derler,
Bizim öz mûsıkîmizin pîri;
O kadar halkı sevk edip yer yer
O şafak vaktinin çihangîri,
Nice bayramların sabah erken,
Göğü, top sesleriyle gürlerken,
Söylemiş saltanatlı Tekbîr’i.

Tâ Budın’den Irâk’a, Mısır’a kadar,
Fethedilmiş uzak diyarlardan,
Vatan üstünde hür esen rüzgâr,
Ses götürmüş bütün baharlardan.
O dehâ öyle toplamış ki bizi,
Yedi yüzyıl süren hikâyemizi
Dinlemiş ihtiyar çınarlardan..

Mûsıkîsinde bir taraftan din,
Bir taraftan bütün hayat akmış;
Her taraftan, Boğaz, o şehrâyîn,
Mavi Tunca’yla gür Fırat akmış.
Nice seslerle gök ve yerlerimiz.
Hüznümüz, şevkimiz, zaferlerimiz.
Bize benzer o kâinat akmış..

Çok zaman dinledim “Nevâ-Kâr’’ı,
Bir terennüm ki hem geniş, hem şûh;
Dağılırken “Nevâ”nın esrârı,
Başlıyor şark ufuklarında vuzûh.
Mest olup sözlerinde her heceden,
Yola düşmüş birer birer geceden,
Yürüyor fecre elli milyon ruh..

Kıskanıp gizlemiş kazâ ve kader,
Belki binden ziyâde bestesini..
Bize mîrâsı kaldı yirmi eser.
“Na’t”ıdır en mehîbi, en derîni.
Vâkıâ ney, kudüm gelince dile.
Hızlanan mevlevî semâ’ıyle
Yedi kat arşa çıkmış “Âyîn”i.

O ki bir ihtişamlı dünyâya
Ses ve tel kudretiyle hâkimdi;
Âdetâ benziyor muammâya,
Ulemâmız da bilmiyor kimdi..
O eserler bugün defîne midir?
Ebediyyette bir hazîne midir?
Bir bilen var mı? Nerdeler şimdi?

Öyle bir mûsıkîyi örten ölüm,
Bir tesellî bırakmaz insanda.
Muhtemel görmüyor henüz gönlüm,
Çok saatler geçince hicranda,
Düşülür bir hayâle, zevk alınır:
Belki hâlâ o besteler çalınır,
Gemiler geçmeyen bir ummanda.


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.