Bütün Çekilenlere Değmez mi
Cenâb-ı Hak Kur’an-ı Kerim’de, وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلاَّ لِيَعْبُدُونِ “İns ve cinni, Bana kulluk yapsınlar diye yarattım!” (Zâriyât, 51/56) buyuruyor. Ubûdiyet, bakın!.. İbn Abbas hazretleri, bu ayete mana verirken, وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلاَّ لِيَعْبُدُونِ yani لِيَعْرِفُونِ diyor; anladığı manaya göre “Beni bilsinler diye!” Bildiğiniz zaman, azametine uygun, O’na, مَا عَرَفْنَاكَ حَقَّ مَعْرِفَتِكَ يَا مَعْرُوفُ “Ey bütün mahlûkat tarafından bilinen Rabbimiz, Seni bilinmesi gereken ölçüde bilip tanıyamadık!” der misiniz, demez misiniz?!. مَا عَبَدْنَاكَ حَقَّ عِبَادَتِكَ يَا مَعْبُودُ “Ey ibadete layık yegâne Ma’bud, Sana hakkıyla ibadet edemedik!..” der misiniz, demez misiniz?!. مَا حَمِدْنَاكَ حَقَّ حَمْدِكَ يَا مَحْمُودُ “Ey her dilde meşkûr olan, bütün hamd ü senalara yegane layık bulunan Rabbimiz, Sana gereğince şükredemedik, hamd ü senada bulunamadık!..” der misiniz, demez misiniz?!.
Cenâb-ı Hak, وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالْإِنْسَ إِلاَّ لِيَعْبُدُونِ ayetinden sonra مَا أُرِيدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَا أُرِيدُ أَنْ يُطْعِمُونِ “Ben onlardan nafaka istemiyorum; Beni yedirip beslemelerini de istemiyorum.” (Zâriyât, 51/56) buyuruyor: “Ne zannediyorlar; Ben, onlardan bir şey mi istiyorum, rızık mı istiyorum! Bana bir şey versin, yedirsinler mi istiyorum!.. Bana kulluk yapsınlar. Ahsen-i takvîme mazhar olarak yarattım; kulluğu yerine getirdikleri zaman, mahiyetlerine göre bir davranış sergilemiş ve yaratılış gayesine uygun yaşamış olacaklar. Fânî dünyaya bedel, ebed için yaratılmış ve Ebedî Zat’tan başka biri ile tatmin olmayan kullarıma, bir de ebediyet yurdu hazırladım. Bir de ebedî Zât’ın cemalini görme istidat ve kabiliyeti verdim. Dünyada onlar, kendi içlerinde o iştiyakı uyardıklarında, Ben, onları yalancı çıkarmayacağım. Onlar, o iştiyak ile hayatlarını geçirmişler ise şayet, ‘Evet kulum! Sen hep iştiyak ile oturdun-kalktın; ‘Göreyim, göreyim, göreyim!’ dedin. İşte şimdi gör!..’ diyeceğim.”
Bütün kâinata serpiştirilmiş, farklı farklı yerlerde, farklı farklı tecelli dalga boylarıyla tecelli eden o güzelliklerin bütününü, bir yönüyle mehtabı seyrediyor gibi, seyretmede insanlar bayılırlar. Çok tekerrür eden Bed’ü’l-Emâlî’nin sözüyle ifade edelim: يَرَاهُ الْمُؤْمِنُونَ بِغَيْرِ كَيْفٍ “Bî kem u keyf, mü’minler, O’nu (celle celâluhu) görürler.” فَيَنْسَوْنَ النَّعِيمَ إِذَا رَأَوْهُ “O’nu görünce de Cennet’in bütün nimetlerini unuturlar.” Huriler arkadan bağıradursunlar.. ırmaklar çağlayadursunlar.. bülbüller ötedursunlar.. meyveler şakır şakır aşağıya döküledursun veya -Kur’ân’ın ifadesiyle- burunlarının dibine yaklaşadursunlar… Unuturlar bunları, kendilerinden geçer ve bayılırlar.
Allah, sizi-bizi o ufka ulaştırsın!.. Çekilen şeylerin çekilmelerine mukabil, katlanma gücünü Allah ihsan eder de katlanırsak, Allah’ın izni ve inayetiyle, yürüdüğümüz yolu doğru bilerek sabit-kadem olursak, kaybedilen şeyler, bunlar!.. Diyelim ki, -mesela- Kıtmîr’in hiçbir zaman dünyada bir dikili taşı olmadı. Yani, bir tane kara sarayım, bir tane ak sarayım, bir tane mavi sarayım, bir tane pembe sarayım olsaydı!.. Fakat bunlar ebediyette Cenâb-ı Hakk’ın teveccühleri ve teveccühlerinin değişik şekilde temessülleri karşısında ne yazardı ki?!. Ee size soruyorum, bir şey yazar mı?!. Âhh ak saraya, kara saraya, pembe saraya, turuncu saraya kafasını kaptırmış, başı dönmüş, bakışı bulanmış, zavallılar!.. Zavallılar!.. Allah, gözlerini açsın, kalblerini irfan ufkuna tevcih buyursun; ebediyet âlemine layık olma yollarını göstersin ve onları da “şehrâh-ı Muhammedî”ye hidayet eylesin!.. Vesselam.
Vaaz-Sohbet Dosyaları
Sitemizde sanatçıya ait toplam 46 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.