Web sitemize hoşgeldiniz, 18 Nisan 2024
Beğen 1

Kendimizle Yüzleşmeliyiz

İyiliği, Allah’tan; kötülüğü, kendimizden bilelim. مَا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللهِ وَمَا أَصَابَكَ مِنْ سَيِّئَةٍ فَمِنْ نَفْسِكَ “Sana gelen her iyilik Allah’tandır. Başına gelen her fenalık ise nefsindendir.” (Nisâ, 4/79) اَلظَّالِمُ سَيْفُ اللهِ، يَنْتَقِمُ بِهِ اللهُ، ثُمَّ يُنْتَقَمُ مِنْهُ “Zâlim, Allah’ın bir kılıcıdır. Allah, onunla intikam alır, tedip eder, kulak çeker, şefkat tokadı vurur; fakat sonra döner, zâlimden de intikam alır.” Evet, size musallat olan zâlimler, Allah’ın sizin başınızda kavis çizdirdiği kılıçtır! Allah, zâlimleri musallat etti size; hiç yoktan intikam alıyorlar. Ama meseleye “hiç yoktan” zaviyesinden bakmamak lazım. “Neden onlar gelip bize musallat oluyorlar?!.” demekten daha çok “Acaba ne ettik ki bunlar başımıza geliyor?” diyerek kendimizle yüzleşmeliyiz.

İnsan olarak onu da düşünürüz: “Neden insanlık varken, diş gösteriyorlar? Neden insan olma varken, ısırıyorlar? Neden seviyeli insan olma varken, salya atıyorlar?” Bunlar insanın aklından geçebilir. Onların da kalb selameti adına, düşünce selameti adına Allah’tan hidayet talep etmek lazım! Ama daha çok kendimize bakmamız lazım: “Acaba ne ettik ki Allah, bu zâlimleri, fâsıkları, hainleri bize musallat etti?!.”

Onun çâre-i yegânesi de bir kere daha tecdîd-i biatte bulunarak Cenâb-ı Hakk’a teveccüh etmekten geçer. رَبَّنَا عَلَيْكَ تَوَكَّلْنَا وَإِلَيْكَ أَنَبْنَا وَإِلَيْكَ الْمَصِيرُ “Ey Yüce Rabbimiz, biz yalnız Sana güvenip Sana dayandık. Bütün ruh u cânımızla Sana yöneldik ve sonunda Senin huzuruna varacağız.” (Mümtehine, 60/4) Devam edin: حَسْبُنَا اللهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ “Allah bize yeter. O, ne güzel vekildir.” (Âl-i Imrân, 3/173) Devam edin: نِعْمَ الْمَوْلَى وَنِعْمَ النَّصِيرُ “O ne güzel Mevlâ, ne güzel Yardımcı’dır!” (Enfâl, 8/40) Kur’an’da yok fakat virdlerde var: نِعْمَ الرَّبُّ أَنْتَ “Sen ne güzel Rab’sın!” deyin. Bunca karıştırdığımız hatalara rağmen, gelen şeylere bakılırsa, bunlar bir kulak çekme, enseye bir tokat vurma ve “Aklınızı başınıza alın!” deme mahiyetinde. Evet, نِعْمَ الرَّبُّ أَنْتَ، نِعْمَ الْمَوْلَى أَنْتَ، نِعْمَ النَّصِيرُ أَنْتَ، نِعْمَ السَّمِيعُ أَنْتَ، نِعْمَ السَّتَّارُ أَنْتَ، نِعْمَ الْغَفَّارُ أَنْتَ “Ne güzel Rab’sın Sen Allah’ım, ne güzel dostsun Sen, ne güzel yardımcısın Sen, her duamızı işitip icabet buyuran ne güzel Semi’sin Sen, bütün kusur ve günahlarımızı örtüp bağışlayan ne güzel Settâr ve ne güzel Gaffâr’sın Sen!..” deyin!. Deyin ve bir “mak’ad-ı sıdk” (sıdk oturağı ve otağı) arayışı peşinde bulunun.

Hayatını doğruluğa bağlamış müminlerin ahiretteki makamları da sıdk sıfatıyla yâd edilmektedir: إِنَّ الْمُتَّقِينَ فِي جَنَّاتٍ وَنَهَرٍ فِي مَقْعَدِ صِدْقٍ عِنْدَ مَلِيكٍ مُقْتَدِرٍ “Şüphesiz müttakîler, cennet bahçelerinde ve ırmaklar başında, O gücü her şeye yeten Sultanlar Sultanı’nın nezdinde sıdk oturağı (ve otağında)dırlar.” (Kamer, 54/54-55) اَللَّهُمَّ صِدْقَ الْحَالِ، اَللَّهُمَّ صِدْقَ الْمَآلِ، اَللَّهُمَّ صِدْقَ التَّمْثِيلِ، اَللَّهُمَّ صِدْقَ الْقَوْلِ، اَللَّهُمَّ صِدْقَ الْعَاقِبَةِ “Allah’ım bizi dosdoğru hale, özde doğruluk ve neticede hayra, doğru temsile, doğru söze ve hayırlı akıbete mazhar eyle!..”


Vaaz-Sohbet Dosyaları

Sitemizde sanatçıya ait toplam 46 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.