Web sitemize hoşgeldiniz, 18 Aralık 2024
Beğen 2

Ahmet Bulut-Sabah Namazı

Kızıl bir tomurcuk göz kırpıyor karanlığın göğsünde.
Vakt-i seher. Ey insan! Diril ve şükret Rabb’ine
Tazelen. Taptaze bir besmeleyle doğ yeniden.
Minareler birbirini selamlıyor.
Bilal’in emanetçileri muştuluyor; “Esselatu hayrun minen nevm “ sesler birbirine karışıyor.
Kapıların tokmakları tek tek vuruluyor… Her davet sana özel “ gel “ diyor.
Yıldız yıldız açılıyor gözler. Verdiği sözü unutmayanlar sıra sıra boyun büküyorlar
“Beli beli” diyorlar “Elestü bi Rabiküm” diyene
Melekler, kapılarını aralayan hanelere uğruyorlar. Dua, bereket, selam iliştirilmiş gülücükler bırakıyorlar…
Uykuda mısın? Küçük bir ölüm başındaki, haberin var mı? “Ben öldüm mü? Hiç hazır değildim Allah’ım.
Heybem bomboş, vakit var sanmıştım. Dirilt beni ne olur! Dirilt, bir güncük olsun” diye çırpınmadan sen, bak Rabbin lütfetti yeniden.
Hadi kalk ve pişmanlık ipi sarıp sarmalamadan seni, sıyrıl gaflet uykusundan
Duyuyor musun? Ahh ki senden önce kalkmışlar, senden önce dirilmişler kuşlar, böcekler, ağaçlar çiçekler… Her biri zikre durmuş, kendi dillerince, nefesleri yettiğince…
Ey insan! Sen ki onlara efendi, sen ki tüm mahkukların en şereflisi!
En çok sana yakışmaz mı her secdede yeniden yeniden doğmak? Gün gibi, güneş gibi…
Ölmüştün, yeniden diriltti Rabb’in. Toprak üstündeki bedenin Allah-u Ekber nidasıyla dururken kıyama, Kıraatin harf harf nefsini gömer toprağa.
Acele et! Birazdan gün doğacak. Masmavi bir gök asılacak tepene. Âlem renk renk boyut değiştirecek. Bu dingin an geçecek.
Biraz daha sokul kalbine, birazcık daha kulak kesil onun sesine.
Vaktin hürmetine kalbine fısıldananlar var. Gürültüye gark olmadan sokaklar, sükûnetin tadını çıkar.
Ey beşer!
Seccaden alnını okşarken, Sübhane Rabbiyel âlâ diye diye bil kendini, bul kendini…
Aç gönlünün kapılarını. Doldur hazineyi. Yüklen. Hangi dünyalık karşılayabilir ki şu anın değerini? Sultan açmış sana sarayını, sofrasını. İç kana kana…
Burası Dünya. Ayağını kaydırma, kalıcı değilsin gönlünü bulandırma.
Mabetlerden yükselen davet geldi kapına. Taş değil ya, sağır değil ya yürek diye taşıdığın!
Sen telaş etme dünyadan yana.
O ki hem Rahman hem Rahim olan. Merhameti de bol, iyiliği de lütfu da…
O kapıya varıp da kim dönmüş ki eli boş? Korkma!
Keşke unutsan kendini o kapıda. Gam değil, ceset gezse dolaşsa
Kalbi o makamda atanın her hali hoş. ahireti hoş, dünyası hoş…
Kalbi uykuda kalanın, yolu uzun heybesi boş…
“Namaz uykudan hayırlıdır “
Koş hayrın eşiğine. Koş ki belki son davet! Koş ki belki son varış!
Ey insan! Vakt-i seher! Diril ve şükret Rabb’ine
Hayırlı sabahlar, ey sözünü unutmayan, kulluğunu bilen insan!
Seher yeli ılgıt ılgıt esiyor sabah olmuş bülbüller de ötüyor
Minareden ezan sesi geliyor gafil olma uyan kalk kıl namazı


Umut Mürare

Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.