Ahmet Bulut-Yatsı Namazı
Dürüldü göğün ışığı
Sokuldu karanlığın koynuna
Güneş çekti örtüyü üstüne
Kalmadı hükmü, büründü toprağın rengine Vakit yatsı
Ayak sesleri silik sokaklarda
Bitti gün, bitti telaş
Adım adım geceye yaslanıyor zaman
Çekiliyor her can kendi kabuğuna
Ey insan!
Bölünmüştü gün, Son dilim diyor an!
Önce, minarelerin ışıkları asılıyor karanlığa
Sonra günün, belki ömrün son ezanı
Merhamet barındırıyor makamı.
Vakit yatsı
Sessizlik ve huzur yayılıyor önce ve sonra ebedi huzura davet
Şefkatle emaneti teslim ediyor bülbüller
Ğafur olan O, Veli olan O bırakmıyor aciz kulunu
Ve bir kez daha, gel salaha, gel felaha diyor
Gel besmeleyle büyü
Gel secdelerde yüksel
Gel eğildikçe rükûlarda yücel
Eşhedüenla ilahe illallah
Gel, bu kapının kölesi, boyunduruğa girmez, hürdür diyor
Ey ruhuna üflenmiş olan!
Ey nefesi emanet kılınan!
Gece nasıl örttüyse üstünü, toprak da örtecek,
Kalacaksın dokuz tahta altında kimsesiz, çaresiz karanlıklarda
Bir düş olacak dokunduğun, soluduğun, sevdiğin…
Anımsatınca gördüğün mezar taşı, duyduğun salâ
Kapatıyorsun gözlerini, kulaklarını
Korkuyorsun, ürküyorsun
Ne varsa oyalandığın daha sıkı sarılıyor, kendinden kaçıyorsun
Ama merhamet ediyor seni Halk eden
Gel, kabrini kandille donat secdelerde diyor
Ey ölümlü can!
Görüp de anlamaz, hayran olmaz mısın kudrete?
Önce karaya boyar, sonra ayı asar, yıldızlarla süsler göğü
Ayın şavkı vururken yüzüne zikrullah düşme mi kalbine?
Düşmez mi aciz aklına ölüm, gidiş… Ve kulluğun? Ve boşluğun, yanılmışlığın…?
Şaşıracaksın. Anlamayacaksın annenin koynundan, toprağın koynuna ne zaman, nasıl geçtiğini
Kaldır başını bak
Ya bu karanlık kalkmazsa üstünden, hazır mısın?
Belki güneş doğacak ama ya sen, altında olacak mısın?
İşte gece. Bilmezsin, Üstüne çektiğin yorgan mı, toprak mı?
Kabre sokulur gibi döşeğine, döşeğine sokulur gibi kabre sokulacaksın…
Vakit yatsı
İhlaslarla, Fatihalarla çalınacak kapı
Ve diz kırılacak; dinlensin, duysun diye kalbini, hesap yapsın ince ince, aklamak için vicdanını ter düksün diye beşer, yaratılmış gecenin sofrasına
Yol uzun, çetin zifirde şafağı beklemek
Karanlığın göğsünden emerek sabah etmek
Ey kul etme kendine ziyan
Yalnızlığa dayayacaksın başını
Kabrin provası uyku diye gömüldüğün, yarı ölüm
Vakit yatsı
Belki son davet belki son varış
Mahkeme-i Kübra’ya uyanmak için belki bu son yatış
Vakit yatsı
Vaktin hayr olsun
Ey her uykuyu ölüm bilen can
Gel tekbirlerle gel secdelerle gel gel tekbirlerle gel secdelerle
Gel zikrullahla gel huzur burda gel zikrullahla gel huzur burda
Vakit yatsıdır son davet vakit yatsıdır bitti gün
Umut Mürare
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.