Çıktım erik dalına anda yedim üzümü bostan ıssı ( sahibi ) kızar der ne yersin kozumu
Kerpiç koydum kazana poyraz ile kaynattım ne bu diyip sorana bandım verdim özümü
İplik verdim çulhaya sarıp yumak etmemiş becid becid ısmarlar gelsin aldın ( alsın ) bezini
Bir serçenin kanadın kırk kağnıya yüklettim kırk çift dahi çekmedi kaldı şöyle yazılı
Bir sinek bir kartalı kaldırdı vurdu yere yalan değil gerçekti ben de gördüm tozunu
Kaf dağından bir taşı şöyle attılar bana öylelik yola düştü yüzeyazdı yüzümü
Balık kavağa çıkmış zift turşusun yemeğe leylek kuduk doğurmuş baka şunun sözünü
Yunus bir söz söyledi hiç bir söze benzemez cahillerin içinde örter mâ’na yüzünü