Nâs nasıl bilsin hâlini deli derviş değil misin
Hakk eylemişsin kâl’ini deli derviş değil misin

Dünyâyı istemeyen hiç duymayan dünyâ çün sevinç
Duyan mânâ için övünç deli derviş değil misin

Sen hiç halka karışmazsın avam ile barışmazsın
Gâfil ile görüşmezsin deli derviş değil misin

Dönüp bakmazsın zâhire meylin senin hep tâhire
Yüz vermeyen şol bâhir’e deli derviş değil misin

Bulmuşsun Hakk’ın yolunu konuşursun kuşdilini
Gizli eyleyen hâlini deli derviş değil misin

Ölmeden ön öldürülen cezbe ile doldurulan
Sen ham iken oldurulan deli derviş değil misin

Sen cânâna hayran kalan aşkı muhabbetle dolan
Dost için sergerdân olan deli derviş değil misin

Sırrı mânâya erişen şifreyi rumuz konuşan
Bahri vahdete karışan deli derviş değil misin

Bakıp mânây derin süzen sarhoşu mest hayran gezen
Vahdet denizinde yüzen deli derviş değil misin

Dalıp da aşkın bahrına sabreden dostun kahrına
Giren erenler sahnına deli derviş değil misin

Candan meyil eden yâre Mansur gibi çıkan dâr’a
Hakk çin kendin atan nâr’a deli derviş değil misin

Sırında Enel Hakk diyen yaftayı küfürü yiyen
Hırkâyı melâmet giyen deli derviş değil misin

Yunûsî’yim seyyah gezen dervişin hâlini yazan
Resmi dervişleri çizen deli derviş değil misin