Babadan oğula yağız atlarla
Eyerden eyere aşmak ne güzel
Teheccüt vaktinde per kanatlarla
Seherden sehere taşmak ne güzel

Şimşek gibi çakıp, su gibi akıp
Şu nazlı Bayrağı burçlara takıp
Nimetleri bir tarafa bırakıp
Seferden sefere koşmak ne güzel

Meydanı titretir Türk’ün nârası
Madalyadır gazilerin yarası
Ağustosla ağustosun arası
Zaferden zafere coşmak ne güzel

Ömür geçer şehitliğe hasretle
Müslümanlar müjdelemiş cennetle
Dağları, taşları bin bir gayretle
Nehardan nehâra deşmek ne güzel

Türkler gibi güçlü olmanın kârı
Bu millet Sünnet’in Kur’ân’ın yâri !
Estergon’u Zigetvar’ı Uyvar’ı
Bir surdan bir sûra eşmek ne güzel

Kefenleri başımıza giyerek
Her yarışa Kızılelma koyarak
Her Türk asker doğmaktadır, diyerek
Neferden nefere pişmek ne güzel

Ne buyurmuş Âlemlerin Sahibi ?
Celil hiç bırakma en son Habîbi
Tuna gibi, Hazar gibi, Nil gibi
Bahardan bahara düşmek ne güzel