Bilal Tekcan-Huzurevi
Yine bir bayram sabahı huzurevinde gece uyuyamamışlığın izi vardı yüzünde bütün gece nasıl bir gün yaşayacağını düşünmüştü çocuklarının torunlarının hayalini kurmuştu sessiz bir film gibi geçti gözünün önünden mazideki günler
Bütün gece sanki hayatını yeniden yaşadı çocuklarının her anları aklındaydı
Oğlu ilk önce anne dedi diye kırılmıştı Şükrü.
Halbuki Şükrü oğlunun ilk önce baba demesini istiyordu kızları ise ilk önce Baba demiş ve mutlu etmişti Şükrü’yü
Geçmişte bir gün yine bir bayram sabahıydı bayram ki taştan değil rüzgar çizgilerinden değil bir medeniyet esintisinde bir tarih ilhamından aydınlık gönüllerden gelen bir şuur adetliğidir ve bizi Akçeşmelerin ışığıyla dolduruyor
İşte böyle bir bayram sabahı oğlu gelmiş anne demiş ben bir kız sevdim ama babam asla kabul etmez ama ben bu kızı seviyorum ve senin de babamı ikna etmeni istiyorum tamam demişti ve ikna etmişti
Şükrü ise sorumluluk sendedir hanım sonra gelinden şikâyet etmek yok demiş ve kabul etmişti
Ve yine bir bayram sabahı çıktı bahçeye oturdu Selvi’nin altındaki iskemleye
Kızı gurbetteydi ya oğluydu beklediği altı aydır gelmemişti işi çoktu belli bir an için uzaklara dalıverdi gözleri
Murat’ını muradını ne çileyle büyütmüştü
Hey gidi hey torunlarının da az süresini çekmemişti hani ama nedense gelinine bir türlü sevdirememişti kendini ve yuvanızda mutlu olun deyip gelmişti huzurevine
Güneş de artık veda etmek üzereydi sessizce
Ne gelen vardı ne giden yavaşça kalkmıştık yerinden kulağında çınladı bir yaşlının sesi
Zeynep telefon oğlun
Ne olmuştu acaba bir terslik mi var diye düşündü nasıl da atıyordu yüreği koştu hemen
Oğluydu Murat’ıydı muradıydı
Ana diyordu bu bayram denizdeyiz kıramadım gelinini
Kapatırken telefonu birkaç damla yaşla gözünün derin çizgilerinde kayboluverdi
Salona girerken mırıldanıyordu Şükrü’m bu yalan dünyada daha fazla bekletme al yanına beni al yanına al yanına
Bilal Tekcan
Sitemizde sanatçıya ait toplam 10 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.