Web sitemize hoşgeldiniz, 26 Aralık 2024
Beğen 2

Abdullah Tamamlar-Çiçeğisin Her Asrın

Çiçeğisin her asrın, her milletin köşküsün
Gözyaşısın her gülün, her Mecnunun aşkısın

Gözümün nûru oldun, yüreğimin efkârı
Bilal’in ezan sesi, Ali’nin zülfikârı

İşlemiş Mimar Sinan, alnını nakış nakış
O nasıl ziynettir ki, yetmiyor binbir bakış

Yanar iken Üsküdar alev alev her gece
Kızıllanan gözlerim seni görür sadece

Efsaneler yaşadın, efsane oldun belki
Acep nasıldı hâlin yüzlerce yıl evvelki

Virane konaklarda, ararım parmak izi
Seni anlatır bana, ahşaptaki her sızı

Senin düşünü kurdum, gözlerimi kapatıp
Açtım ki ne göreyim, işte sensin tıpatıp

Ne egzoz kokusu var, ne de korna sesleri
Yürüyor beyzadeler, başlarında fesleri

Dönüyor Mihrimah’ı, bir kız çalıp kalbimi
Sallayarak mendili, söylüyor Kâtibim’i

Kaybolup gitti birden, koşamadım ardından
Ve anladım o anda Aziz Beyin derdinden

Öyle çok isterim ki, seninle geçsin ömrüm
Hiç kimsem kalmasa da, inan ki olmaz umrum

Bir yanda Ayasofya, bir yanda Sultanahmet
Seyretsem gecelerce, ne yorgunluk ne zahmet

Yuva yapmış sînene, güvercinler martılar
Süslüyor etrafını, yeşil mavi örtüler

Unutma beni eğer, gider isem ansızın
Düşme sakın eline, kıymet bilmez kansızın

Senin varlığın beni, demirleyen dünyaya
Senden gayrı mekânda, gitmem, kalırım yaya

Söyle bana İstanbul, söyle ey nazlı güzel
Boş yere mi yazıldı, bunca aşk dolu gazel

Değer sana sevdiğim, değer her karışına
Binlerce kez hamdolsun, bugüne varışına


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.