Web sitemize hoşgeldiniz, 17 Kasım 2024
Beğen 2

Abdullah Tamamlar-Faslün Fi Mevludil Maneviyyi ve Zuhuri Nurihî Fi Ümmetihi

Gel beru ey tâlib-i esrâr-ı yâr
Eyleyen ‘ilm u ledünnîden nisâr

Râgıb isen mekteb-i ‘irfâna gel
‘Âşık isen mevlid-i cânâna gel

Tut kulak tâ söyleyem nev-dâsitân
Dâsitânlar içre gâyet dil-sitân

Ger irerse kalbime feyz-i ilâh
Rûh-ı erkemden bulursam dest-gâh

Hızr olam sunam sana âb-ı hayât
Nûş edersen görmeye kalbin memât

Dest-i beyzâ gösterem Mûsâ gibi
Mürdeler ihyâ edem ‘Îsâ gibi

Çün Süleymân taht-ı fikrimde süvâr
Eyleyem kat’-ı menâzil bî-şümâr

Hüdhüd-kalbi Sabâ-yı kalbe nûş

Gönderem seyr eylesin şevk ile hoş

İrgüre San’â-yı dilden ey haber
Kimse dimemiş ola hoş mu’teber

Şimdi zâhir mevlidi kıldım beyân
Tâkatim yetdikçe depretdim zebân

Dilerim mevlûd-i bâtından nişân
Söyleyem tâliblere ey ‘âlî-şân

Gerçi mevlidde denildi çok kitâb
Lîk hiç gitmedi bu yüzden nikâb

Hamdülillâh kim bu dem fettâh-ı gayb
Bana feth itdi bu bâbı itme rayb

Hem işâret oldu Hazret’den yine
Mevlidinde menn ü selvâlar yine

Mevlid-i zâhir ‘avâmındır şehâ
Mevlid-i bâtın nasîb-i müntehâ

Mevlid-i zâhir hemân birdir yakîn
Mevlid-i bâtın havâssındır hemîn

Kim tecellî ideli ol Müste’ân
Kendi zâtına ezelde ol nihân

Dembedem doğmakdadır sırr-ı Resûl
Anı kat’ oldu sanır her bir fuzûl

Tâ kıyâmet bâkîdir ol mevlidi
Duyusarsın oldun ise mühtedî

Her zamân bir merd-i kâmilden zuhûr
Eyleyüp bir âhara eyler ‘ubûr

Gâhî Şiblî’den gehî Mansûr’dan
Gâh Cüneyd’den geldi geh Tayfûr’dan

Gâhî Nu’mân’dan gehî İdrîs’den
Gâhî bâtından gehî tedrîsden

Cümlesinden zâhir olan vecd-i hâl
Sırr-ı Ahmed’dir ki doğdu lâ-mahâl

Dembedem mevliddedir ehl-i safâ
Her zamân doğmakdadır nûr-ı Mustafâ

Ko gümânı meclis-i cânâna gel
Tâ kıyâmet gülşen-i sultâna gel

Kim bu bir gülşen-dürür irmez hazân
Tâzedir reyhânı güller câvidân

Hem usanmaz bu gülün bülbülleri
Eksik olmaz dâimâ gulgulleri

Bil bu bir meclis-dürür ey yâr-ı dîn
Hizmete bel bağlamış rûhu’l-emîn

Sâye-bânıdır bunu seb’-i tıbâk
Hizmet için tutar İskender burâk

Meclise pervânedir kerrûbiyân
Şem’-i şekvâ ‘âşık isen sen de yan

Mutrıb olmazsan şehâ târibden ol
Sâkî olmazsan bu dem şâribden ol

Cân u dilden râgıb ol bu meclise
Tâ sana Şeh’den ‘atâlar irişe

Saçıla rûhsâr-ı câna hoş gül-âb
Gelmeye anda hisâba müşk-i nâb

Şehd-i ‘irfândan içesin tayyibât
Düşe haclet âbına kand-ı nebât

Sîneler micmer ola ‘ûdî-safâ
Neşr ide bu ‘âleme bûy-i vefâ

Hoş teneffüs eyleye bûy-i visâl
Lîk hicrân virmeye dahi melâl

Başlaya evrâdına murg-ı seher
Uyanup çeşmin aça sâhib-nazar

‘Azm-i râh ide yine her dil-fikâr
Kalmaya tâ kârbânından katâr

Ger bu söz dinile tâ yevme’l-kıyâm
Hak budur bir harfi olmaya tamâm

Olmak istersen Resûl’e âşinâ
Ver salâtı bul anınla rûşenâ

Dinle benden bu beyâna beyyinât
Suhf-ı dilden okuyam çok kâtı’ât

Çünkü geldi bunda ol sultân-ı dîn
Ol Muhammed rahmeten-lil-‘âlemîn

Buldu îmân ile ashâb sad safâ
İrdi küfr emrâzına andan şifâ

Buldular emmâre vasfından halâs
Oldular dergâh-ı Hakk’dan hâs-ı hâs

Nefsleri hâindi oldu âmine
Tâlib oldular Muhammed nûruna

Pes tasarruf eyledi sırr-ı Resûl
Nefsleri cem’ oldu ma’nâ ile ol

Oldular nûr-ı Resûl’den hâmile
Nâkıs iken oldular hoş kâmile

Düşdü erhâm-ı kulûba çünkü nûr
İtdi pes âsârı anlardan zuhûr

Vakt irişdi anlara eyyâm u sâl
Doğdu etfâl-ı me’ânî hoş hısâl

Dilleri nûr oldu Hakk’dan söyledi
Elleri nûr oldu ihsân eyledi

Her neye bakarsa ‘ibret aldılar
Her işiden de hakîkat buldular

Zâhir ü bâtında te’sîr itdi nûr
Kim ki gördü anları buldu surûr

Mâ-hasal bir nûrdur ol sırr-ı kıdem
Her kime irse dimez dahi nidem

İrse ger vîrâneye ma’mûr ider
Girse zulmet-hâneye pür-nûr ider

İrse ger a’mâya bulur rûşenâ
Görse ger bîgâne olur âşinâ

Girse gam-gîn dillere ol şâd olur
Gam ile vîrân iken âbâd olur

Ger gedâya irse nâgeh şâh ider
İrse gaflet ehline âgâh ider

Hastaya irse o dem bulur şifâ
İrse ger fakr ehline ierir gınâ

Kankı kula irse ol âzâd olur
Kaydın ıtlak eyleyüp dilşâd olur

Ey nice câhilleri dânâ eder
Görmez iken yolunu bînâ eder

Ey nice büthâneden sıddîk ider
Sadrın anın ma’den-i tasdîk ider

Ey nice fısk ehline virir salâh
Her işi hüsrân iken bulur felâh

Bu söze yokdur nihâyet ko bunu
Söyle şâhın ma’nevî mevlûdunu

Pes sahâbe oldular bu nûra gark
Başladı ‘âlemde yer yer vurdu berk

Tâbi’în meydâna geldi ba’d-ez-ân
Gördüler ol nûru ashâbda ‘ayân

Kesb edüp ol nûra isti’dâd-ı tâm
Tâlib oldular o nûra ey hümâm

Gördüler tâlibleri subh-ı güzîn
Anlara cem’ oldular anda hemîn

Pes cimâ’-ı mânevî buldu husûl
Göçdü ol nûr anlara itdi vusûl

Tâbi’îne itdi nûr çün intikâl
Anları zeyn eyleyüp verdi kemâl

Nutfe-i nûr ile erhâm-ı kulûb
Hâmileydi terbiyetle oldu hûb

Doğdu her birinden etfâl-i me’ân
Fikreti nûr oldu sözler fevt-i cân

‘Urve-i vuskâyı muhkem tutdular
Ol habîbin sünnetince gitdiler

Buldular sırr-ı mesânîden nişân
Oldular sırrı bulanlar ‘âlî-şân

Aldılar ‘ilm-i ledünnîden sebak
Buna ‘âr olmaz gel oku bir varak

İtmeyen ‘âlemde bu ‘ilmi taleb
‘Âleme geldim diye n’eyler ‘aceb

Bilmeyen bu ‘ilmi kesb itmez suhûh
Ey ‘aceb ol kes kime eyler sücûd

Olmak istersen habîbe âşinâ
Ver salâtı bul anınla rûşenâ

Bu kemâli buldular pes tâbi’în
Çâr imâm irişdi oldular mu’în

Vurdular erkân-ı dîne hoş esâs
İtdiler âyât-ı Hakk’dan iktibâs

İtdi kâmiller çü tedvîn-i kitâb
Keşf olundu yer yer esrâr-ı hitâb

Cümle karnı seyredüp nûr-ı Nebî
Geldi zâ târîhi hem seksen yedi

İtdi bu devre çün ol sır intikâl
Nice nâkıs buldular andan kemâl

Şark u garbda oldu ol nûr âşikâr
Gözün aç tâ göresin ey dil-fikâr

Dembedem doğmakdadır her kûşede
Sırr-ı hatmi’l-enbiyâ bu devrede

Dimesin bu sözü ehl-i irtiyâb
Gitdi ehli şehr-i ‘aşk oldu harâb

Şems-i Tebrîzî gibi çokdur ulu
Kanı Mevlânâ gibi bir bahtılu

Şehr-i ‘aşk ma’mûr-durur ez-ibtidâ
Yine ma’mûr olısar tâ intihâ

Çünkü Hakk vurdu anın bünyâdını
Nüh-felek koparmaya bir taşını

Ger bu söze şâhid istersen ‘ayân
Bu hadîsi gel oku gitsin gümân


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.