Web sitemize hoşgeldiniz, 20 Mayıs 2024
Beğen 1

Abdullah Tamamlar-Heva Arayisi Gül Zare Oldu

Hevâ arâyis-i gül-zare oldu çihre-küşa
Bahâr gül-şene giydirdi hulle-i hardâ
Çemen eyâletine oldu nasb husrev gül
Hevâya ebr sıfat hükmün etmeğe icrâ
Yazıldı sebze-i nev-hizden hat-i ahkâm
Çekildi sâye-i mutbû-i servden tuğrâ
Sarir-i âb-i revânü safir-i murg-i çemen
Nikât-i tehniye-i makdem ettiler inşâ
Zebân-i süsen-i âzât ü sebze-i nev-hiz
Senâ-i rif’at ü iclâle oldular gûyâ
Şekâyik alnı zemin-bûsdan olup mecrüh
Benefşe kâmeti oldu tevâzu ile dü-tâ
Müretteb eyledi bir bezm gül-şen içre bahâr
Ki verdi zevk-i temâşası neş’e-i sahbâ
Anâdil etdi beyân-i merâtib-i nağamât
Kumâri oldu terâne-keş ü sürûd-serâ
Sadâ-yi murg bıraktı büzürg ü küçege şevk
Surûd-i nây ile uşşâka hâsıl oldu nevâ
Bilindi goncede gül bergi zâhir olmak ile
Ki gonce başına yağdırdı jâle seng-i cefâ
Cerâhat olmasa a’zâda zâhir olmaz kan
Tereşşuh eylemez elbette sınmadan mînâ
Hümây veş varak-i yâsemîn ü berg-i semen
Uçup hevâya gül-istâna düştü zıll-i hümâ
Bahâr tâciri Mısr-i çemen ganîlerine
Bıraktı Yûsuf-i gül arz eyleyip gavgâ
Bu zevk saldı Züleyhâ-yi lâleye bir şevk
Ki lâ’l ü müşg döküp verdi ağrınca bahâ
Hadika tahta-i ta’lim olup reyâhinden
Yazıldı mühmel ü mu’cem ana hurûf-i hecâ
Müzeyyen eyledi evrâk-i lâleyi şeb-nem
Hurûf-i lâlede olmaz egerçi nokta revâ
Götürdü şeb-nemi ezhârdan harâret-i mihr
Şikûfe noktaların gerçi kim eder imlâ
Debir-i bâd verip tıfl-i andelibe sabak
Götürdü çihre-i ezhârdan nikâb-ı hafa
Kamu dıraht bulup ref’i istikâmete yol
Şikûfe hamli ile kesr buldular illâ
Nihâl-i bi-bedel-i serv kim kalıp mansûb
Sebât-i hâl ile anlardan oldu müstesnâ
Sadâ-yi seyl çeker medd-i muttasıl ya’ni
Ki medd-i muttasıl ile olur kırâ’et-i mâ’
Göründü hey’et-i âb-i revanda şekl-i habâb
Sübûta yetti sebât-i nücûm ü seyr-i semâ
Hutût-i muhtelif ü müstakimi enhârın
Çemende saldı zevâyâ-yi güne güne binâ
Ri’âyet-i turuk-i müstakîmden nice kim
Olur husûl-i makâmât-i cennetü’l-me’vâ
Hevâ-yi bağdan ettim bu hikmeti ma’lûm
Ki i’tidâldedir hüccet-i havâs ü kuvâ
Bahâr gül-şeni ezhâr ile kılıp memlû
Yakinım oldu ki mümkün değil vücûd-i halâ
Nazarda olmak ile subh ü şâm gonce vü gül
Bedîhi oldu kemâl ehline husûl-i safâ
Netice sâlibe olmak hilâf-i âdettir
Olunca mücib-i suğrâya müttefik kübrâ
Zamîr-i gül-büne gül rengi saldı âteş-i bim
Kim humre kana olur nefs evinde râh-nûmâ
Gül âteş üzre kılar akd-i zühre-i şeb-nem
Tedârük-i kamer ü şems eder sabâh ü mesâ
Bu kimyâ sebebinden aceb midir olsa
Elinde dâne-i erzen mesâbesinde tılâ
Şikûfe simini farz eyledi hurûc-i zekât
Medâr-i havl ü bulûğ-i nisâb-i istimnâ
Hukûk def’i için ağniyâ-yi eşcâra
Sahâyif-i çemen oldu eyâdi-i fukarâ
Boyandı kanı ile safha-i çemen gül gül
Meger ki fasdına hükm eylemiş tabib-i hevâ
Hibâl-i sihre dönüp cünbiş-i cedâvil-i âb
Kelim-i serv ana aksden bıraktı asâ
Olup terennüm-i bülbül azâyim-i teshir
Çemen perîlerine lâzım oldu arz-i likâ
Bisât-i gül-şene dün eyledim güzer ki demî
Kılam nezâre-i âsâr-i san’at-i Mevlâ
Aceb nizâ’da gördüm çemen zariflerin
Ta’accüb ile kamu sâlik-i tarik-i hatâ
Kamu kemâl ile müsted’i-i tarik-i necât
Veli kamusuna bâtıl delil-i istid’â
Sanıp şikûfe mebâdi sunûf-i eşcârı
Kılardı bahs ki câ’iz ta’addüd-i kûdemâ
Verip teselsüle kuvvet tab’iat-i kec-i âb
Olurdu nâfi-i isbât-i illet-i ûlâ
Hayâl-i mahz sanıp kâ’inâtı nerkis-i mest
Kılardı cehl ile nefy-i hakâyik-i eşyâ
Ederdi bülbül-i kâfir-nihâd secde-i gül
Ta’abbüd-i sanem ile tutup necâta recâ
Nesim vâkıf olup bu fesâdı men’ etti
Ki ey gürûh-i perişan tutun tarik-i hüdâ
Bu kâr-hâne bir üstâddan değil hâli
Gerek bu kudrete elbette kâdir ü dânâ
Kılar delâlet-i illet vücûd-i her mevcûd
Veli ne sûd ki sâhib-nazar değil a’mâ
Mükevvenâta hudûs ol kâdimdendir kim
Kemâl-i zâtına mümkün değil kâbul-i fenâ
Kadir ü Muktedir ü Kâdir ü Mukaddir ü Hayy
Alim ü Âlim ü Allâm ü A’lem ü A’lâ
Zihi mükevvin-i kâmil ki kudretindedir
Peri-likâlara lûtf-i tenâsüb-i a’zâ
Melâhat-i leb-i mey-gûn ü lehce-i şirin
Nezâket-i kad-i mevzün ü çihre-i zibâ
Safâ-yi cism-i lâtif ü kabûl-i cevher-i pâk
Letâfet-i hat-i müşgin ü zülf-i anber-sâ
Kemâl-i kudret ü ilminedir şevâhid-i adl
Ukûd-i silsile-i kâr-hâne-i dünyâ
Besâ’it-i şeref-i mahremiyyet-i vahdet
Mürekkebâta kabûl-i terekküb-i cezâ
Hevâ-yi mekrümetinden kabûl-i feyz kılıp
Mürebbî-i çemen olmuş bahâr-i rûh-efzâ
Nesim-i merhametinden alıp ifâzâ-i cûd
Cihânı reşk-i cinân eylemiş nesim-i sabâ
Safâ-yi lûtf-i amîmi nüfûz edip kılmış
Mizâc-i nâmiyeyi müsta’idd-i neşv ü nemâ
Fezâ-yi gül-şen-i lûtfu merâti’-i ahbâb
Mezâyik-i reh-i kahrı mehâlik-i a’dâ
Sühâ’ya lûtfu eger kılsa zerre-perverlik
Yeter makâm-i müsâvât-i Âf-tâb’a Sühâ
Ger olsa kahrına mahzar anâsır u eflâk
Nikâh akdin üzer ümmehâttan âbâ
Hisâb-i rızkını kılmış temâmi-i beşerin
Henüz Âdem’e peyvend kılmadın Havvâ
Beyân-i hâline yetmiş cemi’-i mahlûkun
Henüz perdeye a’yânı çekmeden esmâ
Kemâl-i terbiyeti nevg-i hâre vermiş reng
Lâtif edip lâkabın eylemiş gül-i ra’nâ
Gül âteşin bir avuç hâk-i reh-güzâre salıp
Kül eyleyip komuş adını bülbül-i şeydâ
Türâb-i der-gehine ittisâl şevki ile
Kef-i tazarru-i deryâda dâmen-i sahrâ
Ziyâret-i haremin kılmamak cezâsiyçin
Havâle hancer-i seyl-âba sine-i deryâ
Cemi’-i vakt şifâ-hâne-i atâsından
Cemi’-i halka müyesser cemi’-i derde devâ
Rümûz-i hikmetin eyler beyân merâtib ile
Cemi’-i hâl-i beşer hâh fakr ü hâh gınâ
Mariz-i ârıza-i naksdir nüfûs-i tamâm
Kimine fâ’ide perhîz ider kimine gıdâ
Şerîf zâtlara evc-i imtihânından
Vesile-i şeref-i kurb olur nüzûl-i atâ
Hasîs nefslere genc-i iltifâtından
Mezid-i illet-i idbâr olur vüfûr-i atâ
Delil-i zillet-i isyandır ta’arruz-i hâl
Tarik-i hüsn-i rızâsı cemi’-i hâle rızâ
Zihî kerem ki nazar kılmayıp adâvetine
Müyesser eylemiş İblis’e i’tibâr-i bekâ
Zihî Kerîm ki ifrât-i lûtf ü ihsânı
Mesih’i eyledi mihrâb-i secde-i tersâ
Fakir-i der-gehine lezzet-i rızâsı ile
Ta’allûkât-i târik-i fenâdan istiğnâ
Esir-i mihnet-i aşkına zevk u şevkiyle
Hilâf-i kâ’ide meyl-i tabib zikr-i şifâ
Zihî hakikat-i zâtında lâf akl ü cünûn
Kapın makâm-i müsâvât-i pâd-şâh ü gedâ
Nâim-i lem-yezeli anda kim sana vâsıl
Mu’azzeb-i ebedî ol ki senden ola cüdâ
Tavâf-i Ka’be-i vaslın tahassüriyle müdâm
Sûrûd-i seyle safir ü hurûş-i ra’de sadâ
Müheyminâ Samedâ bende-i siyeh-rûyum
Sahife-i amelim ma’siyet hatiyle kara
Terahhum et ki beni kâmet-i sikeşte ile
Benefşe-i çemen-i derd kıldı bâr-i anâ
Nihâl-i gül-şen-i derdim ki su yerine verir
Bana hemişe ciğer kanı bâğ-bani-i kazâ
Diriğ u derd ki encâma yetti ömr henüz
Harâb-i bâde-i zerkam esir-i dâm-i riyâ
Azâb-i Rûz-i Cezâ vehmi ile şâm ü seher
Bir ıztırâb u azâb içreyim men-i rüsvâ
Kim ol azâbı meger iktizâ-yi adl vere
Azâb-i Rûz-i Cezâ münkirine Rûz-i Cezâ
Egerçi gussa tutar rûz ü şeb giribânım
Elimden eylemem ümmid dâmenini rehâ
Mukîm-i hücre-i şevkım fezâ-yi kurbünde
Hemişe sem’-i ümidimde iştiyâk-i sadâ
Ki ey fakir harim-i visâle b-ismi’llâh
Ta’allül etme ki demdir emânet ola edâ
Sehâb-i feyz emel gül-senin kılıb sîrâb
Gül-i murâdın açıp ola müstecâb du’â
Ümîd var ki âyine-i zamîrimden
Hemîşe saykal-i ihsanın ola jeng-zedâ
Ümîd var ki lûtfundan olmaya nevmîd
Dil-i Fuzûlî-i âşüfte-hâl ü bî-ser ü pâ
Müyesser ola ana şâh-râh-i aşkında
Devâm-i hüsn-i kabûl ü sebât-i resm-i vefâ

Fuzuli


1Abdullah Tamamlar

Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.