Dursun Ali Erzincanlı-Nebevi Tebessüm
Hüzünlenmemize sebep olan hüzün Peygamberinin gülümsememize sebep olmaması düşünülemez. İşte Nebevi tebessüm anlarından biri=
Hazreti Ebubekir hane-i saadete girer girer ama hiç istemediği bir tablo ile karşılaşır. Âişe annemiz Resulullahla konuşurken sesini, yükseltmiştir. Hazreti Peygamber Ebubekir’in geldiğini görünce işte baban geldi o hakem olsun kim haklı kim haksız o söylesin buyurur. Âişe annemiz tamam der ilk önce Sen anlat ama olanları doğru anlat der. Bunu duyan Hazreti Ebubekir’in yüzü öfkeden kıpkırmızı olur ve kızına yaklaşarak hem Resulullaha sesini yükseltiyor hem de O’na doğru söyle mi diyorsun, sen O’nun yalan söylediğini ne zaman duydun diyerek Hazreti Âişe’ye vurmak ister. Peygamber Efendimiz Ebubekir’in elini havada yakalar ve Ebubekir biz sana hakem ol dedik, eşimizi döv demedik buyurur. Ebubekir de kızına olan öfkesiyle odadan çıkar. Resulullah Âişe annemize döner ve gülerek şöyle buyurur, gördün mü seni babandan nasıl kurtardım. Ben olmasaydın tokadı yemiştin.
Birkaç gün sonra Hazreti Ebubekir yine hane-i saadete gelir ama bu kez Efendimizle Âişe annemizi şakalaşırken latife yaparlarken görür ve şöyle der. Savaşınıza beni nasıl ortak ettiyseniz barışınıza da ortak edin. Efendimiz de şöyle buyurur olur dediğini yaptık gel.
Bir başka anı=Adamın biri Resulullaha gelip şöyle dedi. Ya Resulallah bineğim yok bana bir binek tedarik edebilir misiniz? Peygamber Efendimiz ona şu karşılığı verdi. Olur, seni dişi bir devenin yavrusuna bindirelim. Adam şaşırdı ve Ya Resulallah ben dişi deve yavrusunu ne yapayım dedi. Efendimiz de gülerek şöyle buyurdu. Develeri dişi develerden başkası mı doğurur, her deve bir dişi devenin yavrusudur.
Yeni bir an daha=Zahir isminde bir sahabe Efendimiz vardı. Medine’nin dışında oturur, Peygamber Efendimizi ziyarete gelirken hediyelerle gelir, ayrılırken de Efendimiz onun ihtiyaçlarını karşılar öyle gönderir. O gittikten sonra yanındakilere şöyle buyurdu. Zahir bizim köylümüz biz de onun şehirlisiyiz. Efendimiz Zahir’i çok severdi. Bir gün Hazreti Zahir pazarda eşya satarken arkasından biri onu kucakladı ve havaya kaldırdı. Zahir kim olduğunu bilmediği için sen kimsin bırak beni diye bağırdı başını çevirince kendisini kucaklayanın Resulullah olduğunu gördü başını Resulullahın göğsüne yasladı. Hazreti Peygamber pazardakilere seslendi=Bu benim kölemdir kim köle satın almak ister? Hazreti Zahir dedi ki Ya Resulallah eğer beni köle diye satarsan Vallahi benim için kimse beş para vermez. Hz. Peygamber Zahir’i yere bıraktı ve şöyle buyurdu=Hayır aksine sen Allahın nezdinde değerli ve kıymetlisin ve son anı=
Peygamber Efendimizin Enceşe adında bir deve sürücüsü vardı. Annelerimizin bindiği develeri güderdi. Bir gün bir sefer halindeyken Enceşe develeri hızlı sürmeye başlamıştı ki Efendimiz=Ey Enceşe yavaş ol merhametli ol yoksa mücevherleri kıracaksın diyerek annelerimizi birer mücevhere benzetmişti.
Dursun Ali Erzincanlı
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.


Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.