Dursun Ali Erzincanlı-Hadra Yağmurları
İkindinin ıslandığını da gördü bu gözler
Yeşil kubbenin gözlerdeki ikramı devam ederken ,
Vakit ikindiye vurur Medine’de
Nakşi Şeyhinin dergâhında sessizlik yudumlanır
Buhara pilavına katılan parça etler zamana düşülmüş veli notu gibidir
Zekeriya Efendi; kemik yok adeta bir et yığını
Sanılır ki kar taneleri bu yüzden almıştır rengini
Gözüm Zekeriya Efendi de, kalbim uyuyan çocuk gibi
Ve kulağım ezanda
Mescidi Nebevi’de cemaata yetişmek
Aşina vakitlere, garip vakit girmesin diye ve vakitsiz kararan hava
Önce derinden, sonra göklerinden yere inen gürültü
Semayı bir el tutup yırtıyor, evet yırtıyor gibi
Bir başka yerde olsa korku beni yoğurur, ruhumun kemikleri kırılır gibi olur
Ama bir an nerde olduğumu düşündüm, burası Sevgili’nin yurdu
Bütün şehirler toplansa bir beden olsa, bu şehir o bedenin latif kalbi olurdu…
Kalbimde bir serinlik, rahatlama ve güven
Ne olursa olsun dedik, nasılsa O’na yakın
O ki kâinatın gözbebeği ve sevgilisi Hakk’ın
Sonra yağmur, bardaktan boşalırcasına değil, semadan boşalırcasına
Ama cemaat;
Vakit yaklaştıkça yaklaştı, yağmur dursun demedik, hatta dedik ki :
“Islanıyorsa şu an gözbebeği Medine biz niye ıslanmayalım, bu endişe de niye?”
Ceylanın gözlerine hatırlatan seccadem bir taç gibi başımda
Gözyaşıyla ıslatmak nasip olmadı ama ıslansın diye Medine yağmurlarında
Kendimi attım Şeyh dergâhından, yeryüzünün ne latif kalbi olan Medine’nin kucağına…
Ve yürüdüm, ıslandım, yürüdüm ve ıslandım…
Yol boyunca Andelibi Zişan efendimizi andım…
Medine sokaklarında yürüyüpte bir an nerdeyim derseniz
Aklınıza ilk gelen Yeşil Kubbe oluyor
Ve annesini arayan çocuk yüreği gibi gözleriniz O’nu arıyor!
Çok şükür yetiştim zamanında davete
Medine’nin saçları ıslanırken yağmurda
O yağmurdan nasip almış seccadem hala o yağmurların kokusunu taşıyor
Kıldığım namazlarda secdeye uzanınca Medine yağmurları alnımdan öpüyor..
Dursun Ali Erzincanlı
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.