Web sitemize hoşgeldiniz, 24 Kasım 2024
Beğen 4

Dursun Ali Erzincanlı-Sevgili Kasidesi

Ellerim boşlukta senin
Uhut günü dağılan saçlarını arıyor
gözlerim gözbebeklerini Hira dağı’nda
gözümdeki damla biliyorum
şu anda yanaklarında soğuyor
Ebubekir’in olup mağarada
Ali’n olup yatağında
seni Hatice’nin kalbinde, Âşe’nin dilinde, Zeyneb’in
gözlerinde buluyorum
doğan günde, ayın on dördünde
baktığım her yerde seni görüyorum
sen varsın zamanın ve mekânın ötesinde
aşkın coğrafyalara hayat bahşediyor
sevdanla tutuştu Hicaz çölleri
rahmetinle dirildi Anadolu, Mezopotamya
gel ey Mısır’ın Nil’i
Medine’nin gülü
sevgili
gel ey Kureyş’in emini
barışın zeytini
kavganın en önde gideni
şehadetin duvağı açılmadık gelini
sevgili
“ve’d-duhâ”yı ne çok severdin!
yarana merhem diye sürerdin
geceyi yük tutma vakti
gündüzü sefer bilir
ahireti dünyaya
Mekke’yi Miraç’a yeğlerdin
gel ey,
Âmine’nin Mustafâ’sı
İbrahim’in duâsı
Meryem’in İsâ’sı
Mesih’in haber verdiği
sevgili
“develerimi isterim”
diyordu Kureyş’in ulusu
çünkü Kâbe’yi Rabbi korurdu
bir anda çiğnenmiş ekine döndü
süper gücün fil ordusu
Ebabil kuşları seni müjdeliyordu
o sene Semâve doldu taştı
Sâve kurudu
Kisrâ’nın on dört burcu
o günden teslim olmuştu
bin yıllık ateş söndü
şeytan gökten sürüldü
doğduğun gün yeryüzü
bunu herkese haber verdi
kuşlar o günden beri
adınla şakıyordu
rüzgâr yâdınla esti durdu
Allah buyurdu:
“göğsünü açmadık mı
yükünü almadık mı
şânını yüceltmedik mi?”
gel ey
Âmine’nin gururu
Ebu Talib’in uğuru
Halîme’nin bereketi
Hatîce’nin gönül verdiği
sevgili
annen olmadı senin
baban, deden, amcan
yurdun yuvan olmadı
ne vârisin oldu ne mirâsın
dost tutmadın insanlardan
sevgilin olmadı ey,
yerin Mustafâ’sı
göğün Mahmûd’u
İncil’in Ahmed’i
Kur’an’ın Muhammed’i
sevgili
Erkam’ın evi tam yerindeydi
Bilâl, Ali, Ebu Zer
Hamza, Ömer
gizlice gelip giderdi
Ömer’in eşliğinde Kâbe’ye doğru
yürüdüğümüz o gün ne güzledi!
gelirken ya Resulallah
Ömer’i de al getir
Ali’yi, Osman’ı, Ebubekir’i
Hasan’ı, Hüseyin’i
Âişe’yi, Fatma’yı, Zeyneb’i…
gel ey
Erkam’ın evindeki nûr
Ebu Leheb’in yüreğinde ûr
Ehl-i Beytin gönlündeki sürûr
zayıfların başındaki şefkât eli
ey kimsesizlerin sahibi
çâresizlerin ümidi
sevgili
talaa’l-bedru aleynâ
Yesrip’te olay var
Yesrip’liler ayakta
kadın çocuk genç ihtiyar
herkes sokakta
“Muhammed geliyor” diyen bir yahudi
Yesrip’liler Muhammed’i
hasret kalınan bir gelin gibi
uğruna çöllere düşülen bir Leylâ
dillere düşülen sevgili gibi
yok yok, bu coşkuyu deliliği
anlatamaz hiç biri
örneği olmayan bir özveri
sevgi tufanı, insan seli
âşıklar mahşeri, cennet atmosferi…
kucaklıyor Yesrip Muhammed’ini
ve bir şarkı,
bir destan yükseliyor
Ensar’ın dudaklarından göğün katlarına:
“talaal bedru aleynâ
min seniyyâti’l-veda’
vecebe’ş-şükru aleynâ
mâ daâ lillâhi da’”
Yesrib’e gün doğuyor
Yesrib’in gözleri ışılıyor
toprak, hava, su bile
değişti mi ne?
Yesrip artık Yesrip değil
peygamber’in şehri
Medine…
ey affetmenin zirvesi
Âdemoğullarının en merhametlisi
düşmanına bile hayat veren
âlemlere rahmet olarak gönderilen elçi
sevgili
Kâbe’yi tavaf edişin canlandı hayâlimde
göğsün neredeyse devenin boynuna değiyor
kimbilir belki de, ağlıyordun gizlice
muzaffer kumandan sen değildin
sâde bir kul gibiydin
buydu büyük zaferin
Kâbe’nin kapısına geldiğinde
vaktiyle “aman ya Ali, bil ki
benim için bir kişinin dirilmesi
binlerin ölmesinden iyi” dediğin gibi
can düşmanlarını affetmenin verdiği sevinçle
Ensarın evine
iman yurdu başkente dönüyordun işte
sevgililerinle, fedailerinle birlikte
Mekke’yi çok sevsen bile
zor zamanda kucak açan Medine’yi
öksüz bırakmazdın
ülkelerin canlı olduğuna mı inanıyordun ne?
Ey insanların en iyisi
sen kentlerin bile kalbini kırmazdın
sen ey Mekke’de ezilen Taif’ten sürülen
Medine’de baş tacı edilen
İstanbul’da özlenen
uğruna ölünen güzeller güzeli
sevgili


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.