Web sitemize hoşgeldiniz, 19 Nisan 2024
Beğen 2

Pişmanım

Gecenin bir yarısı yüreğimde tarifsiz bir buhranla uyandım. Derin dehlizlerin içinde kaybolmuş gibiyim sanki. Aylar hatta yıllardır yaşadığım iç çekişmelerimin. Kendimle kavgalarımın bir sonucuydu belki de bu. Yapmak isteyip de yapamadıklarım , ötelediklerim , hiç gelmeyen yarınlarım. Bırakmak isteyip te bırakamadıklarım , tutunmak isteyip te tutunamadıklarım… çok şey vardı çok yaşadığım gelgitlerden yorulduğumu , bedenimin bir neşter ucuyla mütemadiyen deşelendiğini hissettim. Birden şu gecenin karanlığı ya kabrin karanlığı olsaydı dedi iç sesim. Doğru ya kabir derin ve karanlık, yalnız ve çok sessiz olacaktı. öyle değil mi? Oysa hayatın keşmekeşi , bitip tükenmeyen telaşları hep sonsuz hayatı unutturuyordu bana. Ya şimdi kabir de olsaydım? Toprak üstüme az önce örtmüş olsaydı mesela? İlk günüm ilk gecem nasıl geçerdi? Çocuklarım gelir miydi aklıma ya da eşim… Hiç bitmeyecek sandığım , bensiz yürümeyecek sandığım işleri kim yapar? Kim yoluna koyardı ? Her gün düşündüğüm yavrularım ve onlar için çırpınışlarım , dualarımı kim yapacaktı… evim , eşyalarım , yatağım , sandığım , ayakkabılarım… benden sonra kime kalır? Kim sahiplenirdi? Ya pişmanlıklarım! “Ölen her insan pişman olacaktır.” Buyuruyordu Resulümüz. ” Müminlerde mi ya Resulullah “diye soran ashabına; ” evet ,onlar da dudaklarının Allah adıyla ıslanmadığı her an için pişman olacaktır ” diye cevap veriyordu. Müslümanlığım geldi sonra aklıma ? AHHHH bu ne acı bir pişmanlıkmış meğer. İşlerimin arasına sıkıştırdığım , şöyle uzun uzadıya kılamadığım namazlarım. İşler yetişmez korkusuyla hızlanan secdelerim , rükularım… işler çabuk bitiyor muş demek ki , bir nefeslikmiş hepsi. Yok ,yok ebedi arkadaşımın kıymetini hiç bilememişim ben , ona ne çok vefasızlık etmişim , onunla neden daha çok zaman geçirmedim , çok samimi olamadım. Halbuki ne çok faydası olurdu şimdi bana , yan yan bakıp geçmezdi ızdırabıma. Geri dönesim geliyor. İçime sindire sindire namaz kılasım , içermiş gibi kuran okuyasım geliyor. Rafta hep gözümün önünde duran Kur’an’ım , her an beni mahzunca süzen kuranım… ne zaman okuyacak olsam , hep bir engel çıkardı , yapabilecek şeyler gelirdi aklıma. Ara sıra okuduğum iki sayfayla tüm sorumluluğu üzerimden attım sanırdım. Yüzümde bir sivilceden kalan lekeyi dert ederiz , oysa buraya girer girmez beden de hızla çürümeye başlıyor. Toprak ezelden beri beni bekliyormuş gibi… sıkıyor sıkıyor kemiklerimin kırıldığını, iç içe geçtiğini , çıtırtıları duyar gibi oluyorum. Allahım çok yalnızım ve çok korkuyorum. Koca bir ömrü nasıl heba ettim. Oysa yapabileceğim ne çok şey vardı. Onlar orada “rabbimiz bizi çıkar önce yaptığımızın yerine iyi şeyler yapalım ” diyen , feryat edenler ; size ” düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bi ömür vermedik mi ” . Küskünlüklerim , kızgınlıklarım , kıskançlıklarım , sahip olamadıklarıma hayıflanmalarım… ne kadar da boş , ne kadar da gereksizmiş. Aldırmam sanırdım ama ” NE DERLER ” sözünü beynime mıhlamışım sanki. Kınanmaktan çok korkarmışım meğer. Biliyorum ardımdan iyi konuşan da olacak . güler yüzlü , tatlı dilliydi diyecekler. Bir zaman sıkça daha sonra arada düşeceğim akıllarına… ama sonra , en yakınım bile unutacak. Bir Arife bir de bayram günlerin de hatırlanacağım. Yüzüm , sesim unutulacak ellerim ,gözlerim unutulacak. Tek o unutmayacak , ufak tefek yaptığım her şey amel defterimde. kabir bana mesken , kabir bana kucak belki korkunç bir mahzen olacak. Evim , yurdum , günüm , gecem burası artık. Dünya ya açılan bütün kapılar kapandı. Yalnızlık , yapayalnızlık sardı dört bir yanımı. Pişmanlık bana hakim olan tek duygu şimdi. Saniyelerdir , verirsem geri alamam diye tuttuğum nefesi büyük bir telaşla geri verdim. Ve bir uyanış ama ne uyanış. Yaşadığıma inanmak için aynaya koştum , gözlerim kıp kırmızı yerinden fırlamış sanki. Çok şükür yaşıyorum hala zamanım var. Bir nefeslik bile zamanım varsa en azından bir “SÜBHANALLAH ” diyebilirim. Eğer önümde yaşanacak daha uzun yıllar varsa neler neler yapılmaz ki şu hayatta. Namaz , önce namaz. Önce namaza başla , sarıl kurana , dikkat et helal lokma , kul hakkına. Öğren dinin inceliklerini , bir yad et sahibi zamana , dahası kırdılar mı seni ? Boş ver aldırma. Sen gayret et iyilik yapmaya. Her işinde söyle ” BİSMİLLAH ” düşürme dilinden ” LA İLAHE İLLALLAH MUHAMMEDEN RESULULLAH “…
Dualarınızda bulunmak dileğiyle…


İsmail Şahin

Sitemizde sanatçıya ait toplam 37 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.