Web sitemize hoşgeldiniz, 17 Kasım 2024
Beğen 2

Zalim Konulu Ayetler

ZALİM-ÂYETLER
Bakara-35 – Ve dedik ki: “Âdem! Eşinle birlikte cennete yerleşin, oradaki nimetlerden istediğiniz şekilde bol bol yeyin, sadece şu ağaca yaklaşmayın. Böyle yaparsanız zalimlerden olursunuz.”
59 – Ne var ki o zalimler sözü değiştirip başka şekle koydular.
Biz de o zalimlere, itaat dışına çıktıkları için, gökten acı bir azap indirdik.
92 – Mûsâ size en açık delil ve mûcizelerle geldi de, sonra kalkıp, onun yokluğunda buzağıyı tanrı edindiniz.
Siz öyle zalimlersiniz işte!
95 – Fakat elleriyle yaptıkları işler ortada iken, ölümü asla istemezler.
Allah o zalimleri pek iyi bilir.
114 – Allah’ın mescidlerinde Allah’ın adının anılmasını engelleyip oraların ıssız ve harap hale gelmesine çalışanlardan daha zalim kim olabilir?
Bunlar oralara ancak korka korka girebilirler.
Onlar için dünyada zillet, âhirette ise müthiş bir azap vardır.
124 – Şunu da hatırda tutun ki: Bir vakit İbrâhimi Rabbi birtakım emirlerle sınamıştı.
O da onları hakkıyla yerine getirdiğinden Rabbi kendisine: “Seni insanlara başkan (İmam) yapacağım” dedi.
İbrâhim: “Ya Rabbi, neslimden de başkanlar çıkar” deyince, Allah: “Zalimler ahdime (nübüvvete) nail olamazlar” buyurdu.
140 – Yoksa Siz İbrâhim, İsmâil, İshak ve Yâkub’un ve onun evlatlarının yahudi veya hıristiyan olduklarını mı söylüyorsunuz?
De ki: Siz mi daha iyi bileceksiniz yoksa Allah mı?
Allah’ın, Kitabı vasıtasıyla kendisine ulaştırdığı hakikati saklayandan daha zalim kim olabilir?
Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.
145 – Kendilerine kitap verilmiş olanlara her türlü delili de getirsen onlar senin kıblene yönelmezler.
Sen de onların kıblesine dönecek değilsin.
Zaten onların da bazısı bazısının kıblesine yönelmez ki!…
Faraza, sana gelen bunca ilimden sonra onların keyiflerine uyacak olursan,
Bilmiş ol ki, o takdirde sen de zalimlerden olursun.
193 – Bu işkence ortadan kalkıp din ve itaat yalnız Allah’a mahsus oluncaya kadar onlarla savaşın.
Eğer inkârdan ve tecavüzden vazgeçerlerse, bilin ki zalimlerden başkasına düşmanlık yoktur.
229 – Boşama hakkı iki defadır.
Bundan sonra yapılması gereken ya meşrû tarzda güzelce birlikte yaşama yahut, eşini güzellikle salıvermedir.
Ey kocalar, boşama sırasında eşinize daha önce vermiş olduğunuz mehirden herhangi bir miktar geri almanız size asla helâl olmaz;
Fakat Allah’ın koyduğu hudutlarda durmayacaklarından endişe etmeleri hali bunun dışındadır.
Şayet siz de onlar gibi, onların Allah’ın koyduğu hudutlarda duramayacaklarından (evlilik hukukuna riayet edemeyeceklerinden) endişe ederseniz, bu durumda kadının, ayrılmak için meşrû çerçevede hakkından bir şey vermesinde, her ikisi için de bir vebal yoktur.
İşte bunlar Allah’ın tayin ettiği sınırlardır ki sakın onları aşmayasınız, Her kim Allah’ın hudutlarını aşarsa işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
246 – Mûsâ’dan sonra İsrailoğullarının önderlerine dikkat ettin mi?
O vakit onlar aralarındaki Peygambere:
“Ne olur, bize bir hükümdar tayin et de biz de Allah yolunda cihad edelim” demişlerdi.
O cevaben: “Ya savaşma emri size farz kılınır, siz de savaşmazsanız?” deyince
Onlar: “Ne diye Allah yolunda cihad etmeyelim ki
Vatanlarından çıkarılan biz,
Çoluk çocuğundan ayrı düşenler yine biziz.”
Fakat savaşma kendilerine farz kılınınca içlerinden pek azı hariç, hepsi dönüverdiler.
Allah o zalimleri pek iyi bilir.
254 – Ey iman edenler! Ne alışverişin, ne bir dosttan yardım beklemenin, ne de bir kimseden şefaat ummanın mümkün olmadığı bir gün gelmeden önce, sizi rızıklandırdığımız şeylerden harcayın.
Kâfirler, zalimlerin ta kendileridir.
258 – Allah kendisine hükümdarlık verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrâhim ile tartışan kişinin haline bir baksana!
İbrâhim ona: “Benim Rabbim hayatı veren ve hayatı alandır” deyince O: “Ben de yaşatır ve öldürürüm” dedi.
Bunun üzerine İbrâhim: İşte Allah güneşi doğudan doğuruyor, haydi sen de batıdan doğdur bakalım”, der demez kâfir donakaldı.
Zaten Allah zalimleri hidayet etmez, emellerine kavuşturmaz.
Âl-i İmran-57 – İman edip makbul ve güzel işler yapanların ise mükâfatlarını tam tamına ödeyecektir. Allah zalimleri sevmez.
86 – Kendilerine kesin ve açık deliller gelmiş ve Resulün hak peygamber olduğuna şehadet etmiş iken,
imanlarından sonra küfre sapan bir topluluğu hiç Allah hidâyete erdirir mi?
Yok, yok! Allah, zalimler güruhunu cennete giden yola koymaz, emellerine kavuşturmaz.
94 – Artık kim bundan sonra Allah adına yalan söylerse, işte onlar zalimlerin tâ kendileridir.
128 – Bu hususta sana ait bir iş yoktur:
Allah ister onlara tövbe nasib edip bağışlar, ister nefislerine zulmettikleri için onları cezalandırır.
Senin görevin sadece uyarıp irşad etmektir.
140-141 – Şayet siz yara aldı iseniz, karşınızdaki düşman topluluğu da benzeri bir yara aldı.
İşte Biz, Allah’ın gerçek müminleri meydana çıkarması,
Sizden şehitler edinmesi, müminleri tertemiz yapıp kâfirleri imhâ etmesi için, zafer günlerini insanlar arasında nöbetleşe döndürür dururuz.
Allah zalimleri sevmez.
151 – O kâfirler, Allah’ın, tanrılıklarını kabul ettiğine dair hiç bir delil indirmediği bir takım nesneleri Allah’a ortak saydıkları için,
Onların kalplerine korku salacağız.
Onların gidecekleri yer cehennemdir.
Zalimlerin varacağı yer ne kötüdür!
192 – “Ey Ulu Rabbimiz! Sen kimi ateşe koyarsan, muhakkak onu rüsvay edersin. Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur.”
Nisa-75 – Size ne oluyor ki Allah yolunda ve çaresizlik içinde bırakılan:
“Ey büyük Rabbimiz! Ahalisi zalim olan şu memleketten bizi kurtarıp çıkar. Tarafından bir sahip gönder, katından bir yardımcı yolla!” diye yalvarıp yakaran bir kısım erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda düşmanla çarpışmıyorsunuz?
Mâide-27-29 – Onlara Âdem’in iki oğlunun gerçek olan haberini oku:
Onların her ikisi birer kurban takdim etmişlerdi de birininki kabul edilmiş, öbürününki kabul edilmemişti.
Kurbanı kabul edilmeyen, kardeşine: “Seni öldüreceğim” dedi.
O da: “Allah, ancak muttakilerden kabul buyurur, dedi. Yemin ederim ki, sen beni öldürmek için el kaldırırsan, ben seni öldürmek için sana el kaldırmam. Çünkü ben âlemlerin Rabbi olan Allah’tan korkarım.”
“Ben isterim ki sen, kendi günahınla beraber benim günahımı da yüklenesin de cehennemliklerden olasın. Zalimlerin cezası işte budur!”
45 – Hem Tevrat’ta onlara şu hükmü de farz kıldık:
Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş karşılıktır. Hülasa bütün yaralamalar birbirine kısas edilir.
Fakat kim bu kısas hakkından feragat edip bağışlarsa bu, kendi günahları için keffaret olur.
Kim Allah’ın indirdiği ahkâm ile hükmetmezse işte onlar tam zalimdirler.
51 – Ey iman edenler! Yahudi ve Hıristiyanları velî edinmeyin. Onlar ancak birbirlerinin velisidirler. Sizden kim onları velî edinirse o da onlardandır. Allah böylesi zalimleri doğru yola iletmez.
72 – “Allah Meryemin oğlu Îsâ’dır.” diyenler hiç şüphesiz kâfir olmuşlardır. Halbuki Îsâ vaktiyle şöyle demişti:
“Ey İsrail oğulları! Benim de, sizin de Rabbiniz olan tek Allah’a ibadet ediniz. Kim Allah’a eş ortak koşarsa, şu kesindir ki, Allah ona cenneti haram kılmıştır ve onun varacağı yer ateştir. Zalimlere yardımcı olan da çıkmaz.”
107 – Şayet sonradan bu şahitlerin yalan söyleyerek günah işledikleri anlaşılırsa, şahitlerin haklarına tecavüz etmek istedikleri ve ölüye daha yakın olan mirasçılardan iki kişi, öbürlerinin yerine geçerler ve “vallahi bizim şahitliğimiz onların şahitliğinden daha doğrudur ve biz kimsenin hakkına tecavüz etmedik. Aksi takdirde biz elbette zalimlerden oluruz” diye yemin ederler.
En’am-21 – Allah adına yalan uydurandan veya Onun âyetlerini yalan sayandan daha zalim kim olabilir ki? Şu muhakkak ki o zalimler felah bulamayacak, muratlarına eremeyeceklerdir.
33 – Ey Resulüm! Onların söylediklerinin seni üzeceğini elbette pek iyi biliyoruz.
Doğrusu onlar seni yalancı saymıyorlar; fakat o zalimler, bile bile Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar.
47 – De ki! “Söylesenize bana: Eğer Allah’ın azabı, ansızın yahut göz göre göre size gelirse zalim topluluktan başkası mı helâk olacak?”
52 – Sabah akşam Rab’lerine, sırf O’nun cemaline ve rızasına müştak olarak niyaz edenleri yanından kovma. Ne sen onlardan, ne de onlar senden sorumlu değilsiniz ki onları kovup da zalimlerden olasın.
58 – De ki: “Eğer o acele istediğiniz azap benim elimde olsaydı, benimle sizin aranızdaki iş çoktan bitmiş olurdu.”
Zalimlere nasıl davranılması gerektiğini Allah pek iyi bilir.
68 – Âyetlerimiz hakkında alaylı tavırla münasebetsizliğe dalanları gördüğün zaman, -onlar başka bir konuya geçinceye kadar- kendilerinden yüzçevir, eğer şeytan bunu sana bir an unutturursa, hatırına geldiği gibi hemen kalk, artık o zalimler gürûhuyla oturma”
93 – Allah adına yalan uydurandan yahut kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde “Bana da vahyolundu” diyenden, bir de, “Allah’ın indirdiği âyetler gibi ben de indiririm” diye iddia edenden daha zalim kimse olabilir mi?
Ölümün şiddetleri içinde kıvranırken, ölüm meleklerinin de yakalarına yapışıp kendilerine: “Haydi, derhal ruhlarınızı çıkarıp teslim edin! Bugün zillet azabıyla cezalanacaksınız; çünkü Allah hakkında gerçek dışı şeyler söylüyordunuz ve çünkü kibirlenerek O’nun âyetlerinden yüzçeviriyordunuz!” diye haykırdıkları sırada sen o zalimlerin halini bir görsen!
129 – İşte biz, işledikleri günahlardan ötürü, zalimlerden kimini kimine musallat ederiz.
135 – De ki: “Ey halkım, vargücünüzle elinizden geleni yapın. Ben vazifemi yapıyorum.
Güzel akıbetin kime ait olacağını yakında bileceksiniz. Şu muhakkak ki zalimler iflah olmazlar.
144 – Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki: “İki erkeği mi, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerinde bulunan yavruları mı haram kıldı?
Yoksa Allah size bu yasaklamayı yaptığında siz orada hazır ve şahit mi idiniz?
İlimsiz olarak insanları saptırmak için uydurduğu yalanı Allah’a mal edenden daha zalim kimse bulunabilir mi? Allah elbette o zalimler güruhunu muvaffak etmez, emellerine kavuşturmaz.
157 – Yahut: “Eğer bize de kitap indirilseydi, biz onlardan daha başarılı olurduk” dememeniz içindir.
İşte size de Rabbinizden açık bir delil, hidâyet ve rahmet geldi. Allah’ın âyetlerini yalan sayıp insanları ona yönelmekten alıkoyandan daha zalim kim olabilir?
Âyetlerimizden yüzçevirerek engelleyenleri bu engellemeleri sebebiyle yaman bir azapla cezalandıracağız.
A’raf-5 – Azabımız gelip çattığında da itiraf ve yalvarmaları: “Biz gerçekten zalim adamlarmışız!” demekten başka bir şey olmadı.
19 – “Sana gelince Âdem, seninle eşin cennete yerleşiniz, istediğiniz her tarafından yeyip içip yararlanınız. Yalnız sakın şu ağaca yaklaşmayın. Böyle yaparsanız zalimlerden olursunuz.”
37 – İftira ederek, Allah’ın söylemediği bir sözü O’na mâl eden, yahut Allah’ın âyetlerini yalan sayan kimseden daha zalim biri olabilir mi?
Kaderden nasipleri ne ise, onlara erişecektir. Nihayet elçilerimiz (ölüm melekleri) gelip canlarını alırken: “Hani nerede o Allah’tan başka taptıklarınız?” dediklerinde “Onlar bizden uzaklaşıp ortadan kayboldular” derler. Böylece kâfir olduklarına dair kendi aleyhlerinde şahitlik ederler.
41 – Onlara cehennem ateşinden bir döşek ve üzerlerinde de yine ateşten örtüler var. İşte zalimleri Biz böyle cezalandırırız!
44-45 – Cennetlikler cehennemliklere: “Biz, Rabbimizin bize vaad ettiği şeylerin gerçek olduğunu gördük; siz de Rabbinizin size vaad ettiklerinin gerçekleştiğini gördünüz mü?” deyince onlar: “Evet” diye cevap verirler.
Derken bir görevli aralarında: “Allah’ın lâneti o zalimlere olsun ki onlar insanları Allah yolundan uzaklaştırır, onu eğri büğrü göstermek isterlerdi ve onlar âhireti de inkâr ederlerdi” diye nida eder.
47 – Gözleri cehennemlikler tarafına çevrildiğinde: “Aman ya Rabbenâ, aman bizleri o zalimlerle beraber eyleme!” derler.
148 – Mûsâ Tevrat’ı almak için ayrıldıktan sonra ümmeti, zinet takımlarından, böğürür gibi ses çıkaran bir buzağı heykeli yapıp tanrı edindiler.
Görmemişler miydi ki o heykel onlara hitap edemiyordu, kendilerine yol da gösteremiyordu. Fakat buna rağmen onu tanrı edindiler ve zalimlerden oldular.
150 – Mûsâ pek öfkeli ve üzgün olarak halkına dönünce:
“Benden sonra arkamdan ne kötü işler yapmışsınız! Rabbinizin emrini çarçabuk terk mi ettiniz!” dedi ve… levhaları yere bırakıverdi.
Kardeşini başından tuttu, kendisine doğru çekiyordu.
Harun ise ona: “Anamın oğlu!” dedi: “İnan ki bu millet beni fena halde hırpaladı, nerdeyse beni linç edip öldüreceklerdi.
Ne olur, düşmanlarımı üstüme güldürme, beni bu zalim milletle bir tutma!”
162 – Ama aralarındaki zalimler, sözü kasden değiştirdiler, başka bir şekle soktular.
Biz de zulmü âdet haline getirdikleri için üzerlerine gökten azap salıverdik.
165-166 – Kendilerine verilen öğütleri ve uyarıları kulak ardı edip onları bir tarafa bırakınca,
içlerinden kötülükleri önlemeye çalışanları kurtarıp o zalimleri fâsıklıkları yüzünden şiddetli bir azaba uğrattık.
Şöyle ki: Onlar serkeşlik edip yasakları çiğnemekte ısrar edince onlara: “Hor ve hakir maymunlar haline gelin” diye emrettik.
Enfal-54 – Evet, tıpkı Firavun hanedanının ve onlardan öncekilerin tutumu gibi:
Rab’lerinin âyetlerini yalan saydılar. Biz de günahları sebebiyle onları imha ettik.
Firavun ve beraberindekileri de denizde boğdu.
Doğrusu, bunların hepsi de zalim idiler.
Tevbe-19 – Siz hacca gelenlere su dağıtma ve Mescid-i Haramı mâmur etme işini,
Allah’a ve âhiret gününe iman edip Allah yolunda cihad eden müminin işi ile bir mi tutuyorsunuz?
Bunlar Allah indinde eşit olmazlar. Allah o zalimler gürûhunu hidâyet etmez, umduklarına eriştirmez.
23 – Ey iman edenler! Eğer küfrü imana tercih ediyorlarsa babalarınızı ve kardeşlerinizi bile veli edinmeyin.
İçinizden onları dost edinenler, zalimlerin ta kendileridir.
47 – Şayet sizinle çıkmış olsalardı, bozgunculuk etmekten başka bir faydaları olmazdı.
Fesat ve fenalığı artırmaktan başka bir iş yapmazlardı.
Sizi fitneye düşürmek arzusuyla aranıza sokulup entrikalar çevirirlerdi.
Aranızda onlara kulak verenler de vardır. Allah o zalimleri pek iyi bilir.
109 – Binasını, Allah’a karşı gelmekten sakınma ve Onun rızasını kazanma temelleri üzerine kuran kimse mi hayırlıdır;
yoksa yapısını, yıkılmak üzere olan bir uçurum kenarına kurarak onunla beraber cehenneme yuvarlanan mı?
Allah zalimler gürûhunu hidâyet etmez, umduklarına eriştirmez.
Yunus-17 – Hem yalandan bir söz uydurup onu Allah’a mal eden
veya Allah’ın âyetlerini yalan sayandan daha zalim kim olabilir?
Gerçek şu ki mücrimler iflah olmazlar.
39 – Hayır! Onlar, hakkında etraflı bir bilgi edinmeden ve henüz yorumuna tam vakıf olmadan, bu Kur’ân’ı, çarçabuk yalanladılar.
Kendilerinden öncekiler de böyle yalan saymışlardı.
Bak ve zalimlerin sonunun nasıl olduğunu anla!
52 – Sonra o zalimlere: “Ebedî azabı tadın bakalım! Siz dünya hayatında neyi hak ettiyseniz, sadece onun karşılığını göreceksiniz.” denir.
85-86 – Onlar da şöyle cevap verdiler: “Biz de Allah’a dayanıp güvendik.
Ey Rabbimiz! Bizi o zalim kimselerin işkenceleri ile imtihan etme ve rahmetinle kurtar bizi o kâfirler güruhundan!”
104-106 – De ki: “Ey insanlar! Eğer benim dinimden şüphede iseniz,
iyi bilin ki, ben sizin Allah’tan başka ibadet ettiğiniz şeylere asla ibadet etmem; lâkin sadece ve sadece, sizin ruhunuzu teslim alacak olan Allah’a ibadet ederim.
Bana müminlerden olmam emredildi ve “yüzünü, özünü Allah’ı bir tanıyarak dine ver ve sakın müşriklerden olma.”
“Sakın Allah’tan başka, sana ne fayda ne zarar vermeyecek olan putlara yalvarma,
şayet böyle yaparsan, o takdirde kesinlikle zalimlerden olursun”
diye talimat verildi.
Hud-18 – Uydurduğu bir yalanı Allah’a isnad edenden daha zalim kim olabilir?
Onlar Rab’lerinin huzuruna getirilecek ve şahitler de: “İşte Rab’leri hakkında yalan uyduranlar! İyi biliniz ki Allah’ın lâneti zalimlerin üzerinedir” diyeceklerdir.
19 – O zalimler ki insanları Allah yolundan çevirirler ve onu eğri göstermek isterler. Âhireti de inkâr ederler.
31 – Ben size: “Allah’ın hazineleri benim elimdedir”
yok: “Ben gaybı bilirim”
yok: “Ben bir meleğim” demiyorum.
Hor gördüğünüz müminlere “Allah hiçbir hayır, hiçbir meziyet vermez” de demem. Allah onların içlerinde olanı pek iyi bilir.
Böyle bir şey yaptığım takdirde ben elbette zalimlerden olurum.”
36-37 – Nuh’a şöyle vahyolundu ki: “Artık halkından, daha önce iman etmiş olanlar dışında, hiç kimse iman etmeyecek.
Öyleyse o kâfirlerin yaptıklarından dolayı kederlenme de,
Bizim gözetimimiz altında ve vahyimiz doğrultusunda, gemiyi yap ve o zalimler lehinde Ben’den hiçbir ricada bulunma.
Çünkü onlar suda boğulacaklardır.”
44 – Kâfirler boğulduktan sonra yerle göğe:
“Ey yer suyunu yut ve sen ey gök suyunu tut!” diye emir buyuruldu.
Su çekildi, iş bitirildi ve gemi Cudi üzerinde yerleşti
ve “Kahrolsun o zalimler!” denildi.
82-83 – Azap emrimiz gelince o ülkenin üstünü altına çevirdik
ve üzerlerine pişirilmiş balçıktan yapılıp istif edilmiş ve Rabbinin nezdinde damgalanmış taşlar yağdırdık.
Evet bu taşlar şimdiki zalimlerden de uzak değildir.
102 – Halkı zalim olan ülkeleri cezaya çarptırdığı zaman Rabbinin çarpması işte böyle olur!
Şüphesiz ki O’nun çarpması pek acı, pek çetindir!
Yusuf-23 – Derken, bulunduğu evin hanımı, Yusuf’u kendisine bağlamak, onun nefsinden murad almak istedi ve kapıları kapatarak “Haydi yaklaş bana!” dedi.
O: “Allah’a sığınırım!” dedi. “Doğrusu, senin kocan olan benim efendim, bana çok iyi davranıyor.
Hıyanet ederek zalim olanlar iflah olmazlar.”
75 – “Cezası, dediler, kimin yükünde çıkarsa, işte o onun cezasıdır (yani çalması sebebiyle kendisi rehin ve mahkûm olur).”
Biz zalimleri böyle cezalandırırız!”
79 – Yusuf: “Biz malımızı kimin yanında bulmuşsak onu alıkoyarız.
Başkasını tutmaktan Allah’a sığınırım.
Çünkü biz öyle yaparsak zalimler arasına girmiş oluruz!”
İbrahim-13-14 – Kâfirler resûllerine dediler ki: “Ya sizi yurdumuzdan kovarız, yahut bizim dinimize dönersiniz.”
Rab’leri de onlara vahyetti ki: “Elbette Biz o zalimleri imha edeceğiz
ve onlardan sonra o ülkeye sizi yerleştireceğiz.
İşte bu, huzuruma çıkmaktan ve uyardığım azaptan çekinenler içindir.”
15-17 – Resuller Allah’tan yardım ve zafer istediler. Neticede her inatçı, zorba zalim hüsrana uğradı.
İş bununla bitmeyecek, ardından cehenneme girecek.
Orada kendisine kanlı irinli su içirilecek, yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek.
Ölüm her yandan ona geldiği halde yine de ölmeyecek.
Bunun arkasından da pek şiddetli bir azap daha vardır.
22 – Hesaplar görülüp iş tamamlanınca Şeytan onlara şöyle diyecek: “Allah size doğru vaadde bulundu. Ben de size bir şeyler vaad ettim, ama sözümden caydım.
Doğrusu, benim size istediğimi yaptıracak bir gücüm yoktu.
Sadece ben sizi dâvet ettim, siz de çağrımı kabul ettiniz. O halde beni ayıplamayın, kendi kendinizi kınayın.
Ne ben sizi kurtarabilirim, ne de siz beni kurtarabilirsiniz.
Ben, sizin daha önce beni Allah’a şerik yapmanızı da reddetmiştim.”
Elbette, böyle zalimlerin hakkı gayet acı bir azaptır.
27 – Allah iman edenleri hem dünyada hem âhirette o sabit söz üzerinde sağlam bir şekilde tutar. Zalimleri ise şaşırtır. Allah elbette dilediğini yapar.
34 – Hâsılı O, Kendisinden dilediğiniz her şeyi verdi. Öyle ki Allah’ın size verdiği nimetleri birer birer saymaya kalkarsanız, mümkün değil, onları toptan olarak bile sayamazsınız. Gerçekten insan zalim ve nankördür.
42 – Sen, o zalimlerin işlediklerinden, sakın Rabbinin habersiz olduğunu zannetme!
O, sadece onların, dehşetinden gözlerinin donup kalacağı bir güne ertelemektedir.
44 – Hem, azabın geleceği günü hatırlatarak insanları uyar!
O gün zalimler: “Ey bizim Rabbimiz! diyecekler, ne olur, bize kısa bir süre ver de senin çağrına uyma imkânı bulalım ve peygamberlerin izince gidelim.”
Peki, önceleri hiç zeval bulmayıp sürekli yaşayacağınıza dair yemin eden siz değil miydiniz?
Hıcr-78 – Eyke halkı da zalim mi zalim bir halk idi.
Nahl-28-29 – Kendi öz canlarına zulmederlerken meleklerin canlarını aldıkları kimseler azabı görünce:
“Biz, bir kötülük olsun diye yapmıyorduk!” diye başlarını öne eğerler.
İman ilmine sahip olanlar da:
“Hayır, hayır!
kalmak üzere cehennemin kapılarından!
Ne fena bir yerdir o kibirlililerin yeri!” derler.
85 – O zalimler cehennem azabını görünce yalvarıp yakaracaklar.
Fakat ne azapları hafifletilecek, ne de kendilerine mühlet verilecektir.
87 – Ve o gün zalimler Allah’ın hükmüne teslim olur, uydurdukları tanrılar da kendilerini bırakıp ortalıkta görünmez olurlar.
İsra-59 – Kâfirlerin keyfî olarak istedikleri mûcizeleri göndermeyişimizin tek sebebi,
daha önceki kâfirlerin bu gibi mûcizeleri yalanlamış olmalarıdır.
Nitekim Semud halkına açık bir mûcize olarak o dişi deveyi verdik de
onu öldürdüler ve bu yüzden kendilerine zulmettiler.
Biz o âyetleri sadece korkutmak için göndeririz.
82 – Biz Kur’ân’ı müminlere şifa ve rahmet olarak indiririz. Ama o, zalimlerin ise sadece ziyanını artırır.
99 – Görüp düşünmüyorlar mı ki gökleri ve yeri yaratan Allah, kendilerinin benzerini yaratmaya elbette kadirdir?
O, kendileri için asla, şüphe götürmeyecek bir vaade belirlemiştir.
Ama zalimlerin işleri güçleri inkârdan ibaret!
Kehf-15 – “Şu bizim halkımız var ya, işte onlar tuttular O’ndan başka tanrılar edindiler.
Onların tanrı olduklarına dair açık delil getirmeleri gerekmez miydi?
Uydurduğu yalanı Allah’a mal edenden daha zalim kim olabilir ki?”
29 – De ki: “İşte Rabbiniz tarafından gerçek geldi.
Artık dileyen iman etsin, dileyen inkâr etsin.”
Şu da bir gerçektir ki Biz o zalimlere,
duvarları kendilerini çepeçevre kuşatmış olan müthiş bir ateş hazırladık.
Eğer susuzluktan feryad edecek olurlarsa kendilerine erimiş maden gibi yüzleri haşlayan bir su verilir.
O ne fena bir içecektir ve cehennem ne fena bir barınaktır!
35-36 – Bu adam gururu yüzünden kendi öz canına zulmeder vaziyette bağına girdi ve:
“Zannetmem ki bu bağ bozulup yok olsun; kıyametin kopacağını da sanmıyorum.
Bununla beraber şayet Rabbimin huzuruna götürülecek olursam
o zaman elbette bundan daha iyi bir âkıbet bulurum.” dedi.
50 – Hani bir zaman Biz meleklere: “Âdem’in önünde (Allah’a) secde edin!” deyince, onlar da derhal secdeye kapanmışlardı.
Ne var ki İblis eğilmemişti. O cinlerden idi. Rabbinin emrinin dışına çıktı.
Ey Âdem’in evlatları!
Onlar size düşman oldukları halde, siz kalkıp Benden ayrı olarak onu ve onun evlatlarını mı dost ediniyorsunuz?
Zalimler için ne fena bir bedel! Ne zararlı bir takas!
57 – Rabbinin âyetleriyle öğüt verildiği halde onlara sırtını dönen ve elleriyle işleyip irtikâb ettiği suçlarını unutan kimseden daha zalim kim olabilir?
Biz onların kalplerine bunu anlamalarına engel olacak perdeler, kulaklarına da ağırlıklar koyduk.
Sen onları hidâyete çağırsan da, artık onlar ebediyyen hidâyete gelemezler.
79 – Evvela, o gemi, denizde çalışan birtakım fakirlere ait idi. Ben onu kasden bir miktar zedeledim.
Zira öte yanında, sağlam olan bütün gemileri gasbeden zalim bir hükümdar vardı.
Meryem-38 – Neler işitecek, neler görecekler onlar, o huzurumuza gelecekleri gün!
Gerçeği pek güzel anlayacaklar o gün.
Ama o zalimler bu gün tam bir şaşkınlık içindedirler.
72 – Sonra Allah’ı sayıp fenalıklardan sakınan müttakileri kurtararak zalimleri dizüstü çökmüş vaziyette orada bırakacağız.
Enbiya-2-3 – Rab’leri tarafından kendilerine gelen her yeni uyarıyı, alaya alıp kalpleri eğlenceye dalarak dinlerler.
Hem o zalimler aralarında kulis yapıp, şu fısıltıyı, gizlice yayarlar: “O da sizin gibi bir insandan başka birşey değil.
Şimdi siz göz göre göre sihire mi kapılacaksınız yani?”
14 – “Eyvah!, dediler, gerçekten biz zalim kimselermişiz! Eyvah! Eyvah!”
29 – Onlardan kim çıkıp da “O’nun yanısıra ben de İlahım” diyecek olursa, buna karşılık cehennemi veririz. İşte Biz zalimleri böyle cezalandırırız.
46 – Eğer onlara Rabbinin azabından bir esinti bile dokunsa: “Eyvah, yazıklar olsun bize, biz gerçekten kendimizi bu azaba müstahak etmekle kendimize zulmetmişiz!” derler.
59 – Dönüp de olanları görünce dediler ki: “Kim acaba tanrılarımıza bunu reva gören? Her kimse o, muhakkak ki zalimin teki!”
64 – Bunun üzerine vicdanlarına dönüp içlerinden: “Asıl zalim İbrâhim değil, bu âciz putlara ibadet edip bel bağlayan sizler, biz müşriklermişiz!” dediler.
96-97 – Nihayet Ye’cüc ve Me’cücün sedleri açılıp her tepeden dünyaya akın etmeye başladıkları,
doğru vaadin vaktinin yaklaştığı sıra,
işte o zaman, kâfirlerin gözleri birden donakalır.
“Eyvah, bizlere, biz bundan tam bir gaflet içinde idik,
daha doğrusu kendimize zulmettik!” diyecekler.
Hacc-48 – Zulümde aşırı giden nice memleket vardı ki Ben onlara önce mühlet verip sonra da tuttuğum gibi işlerini bitirdim! Herkesin dönüşü ancak Banadır.
53 – Yine de Allah’ın bu vesveseye fırsat vermesi, şeytanın attığı vesveseyi kalplerinde bir hastalık, bir şüphe olanlar ve kalpleri katılaşanlar hakkında bir imtihan vesilesi yapmak içindir.
Gerçekten, zalimler, pek derin bir muhalefet ve düşmanlık içindedirler.
71 – Müşrikler Allah’tan başka,
Onun, tanrılıklarına dair hiç bir delil göndermediği
ve kendilerinin de ibadet edilmelerinin cevazı hakkında kesin bilgi sahibi olmadıkları bir takım nesnelere ibadet ediyorlar.
İşte o zalimlerin hiç bir yardımcısı olmayacaktır.
Mü’minun-27 – Biz de ona vahyedip bildirdik ki: “Nezaretimiz altında ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap.
Buyruğumuz gelip tandır kaynayınca her cinsten birer çift ile haklarında azap hükmü takdir edilmiş olanlar dışında kalan aile halkını yanına al. Zalim ve kâfirler hakkında sakın Bana başvurma. Çünkü onlar suda boğulacaklardır.”
28 – “Sen ve beraberinde olanlar gemiye yerleşince de ki: “Bizi o zalim toplumun elinden kurtaran Allah’a hamd-u senalar olsun!”
41 – Derken korkunç bir ses onları bastırıverdi. Adalet yerini buldu.
Onları sel süprüntüsüne çevirdik.
Zalimler güruhunun canı cehenneme!
93-94 – De ki: “Ya Rabbî, eğer onlara vaad edilen o azabı bana göstereceksen, beni o zalimler güruhu içinde bırakma!”
106-107 – “Ey Ulu Rabbimiz”, derler, “azgınlığımız, kötü talihimiz ağır bastı,
biz de yoldan sapan kimseler olduk bir kere.
Ama ne olur ey Kerim Rabbimiz, kurtar bizi bu ateşten, eğer bir daha o kötülükleri yaparsak
işte o zaman, kendimize iyice yazık eder, zalimin teki oluruz.”
Nur-50 – Sahi, kalplerinde bir inkâr hastalığı mı var bunların?
Yoksa imanda şüpheye mi düştüler yahut Allah’ın ve Resulünün kendilerine zulüm ve haksızlık yapacağından mı endişe ediyorlar?
Doğrusu, asıl zalimler hem de kendi kendilerine haksızlık edenler, onların ta kendileridir!
Furkan-8 – “Yahut kendine bir hazine verilse yahut kendisinin içinden yiyeceği bir bahçesi olsaydı!”
Hâsılı o zalimler: “Doğrusu siz, sadece büyülenmiş bir adamın peşine düşmüşsünüz” dediler.
27-29 – O gün zalim, parmaklarını ısırır “Eyvah! der, keşke o Peygamberle birlikte bir yol tutaydım.
Eyvah! Keşke falanı dost edinmeyeydim! Vallahi bana gelen öğütten (Kur’ândan) beni o uzaklaştırdı.
Zaten şeytan, insanı işte böyle uçuruma sürükleyip sonra da yüzüstü, yalnız bırakır.”
37 – Nûh’un halkına gelince, onlar Peygamberlerini yalancılıkla suçladıklarında onları suda boğduk
ve kendilerini insanlar için bir ibret vesilesi yaptık.
Zalimlere gayet acı bir azap hazırladık.
Şuara-209 – Öğüt ve hatırlatmada bulunulmuştur. Biz hiçbir zaman zalim olmadık.
227 – Ancak iman edip, güzel ve makbul işler yapanlar, Allah’ı çok zikredip ananlar ve zulme mâruz kaldıktan sonra haklarını savunanlar müstesna.
Zalimler de nasıl bir ınkılab ile devrileceklerini, yakında öğrenirler.
Kasas-21 – Hemen oradan ayrılıp, hep etrafını kontrol ederek endişe içinde şehirden çıktı ve:
“Şu zalimler güruhunun elinden beni halas eyle ya Rabbi!” diye yalvardı.
25 – Az sonra o iki kızdan biri utangaç bir tavırla yürüyerek çıkageldi ve
“Bize sunduğun suvarma hizmetinin ücretini vermek üzere babam seni dâvet ediyor” dedi.
Mûsâ onun yanına girip başından geçen olayları anlatınca o zat:
“Endişe etme, o zalimlerin elinden artık kurtuldun !” dedi.
37 – Mûsa da: “Kimin Kendi tarafından hidâyet getirdiğini ve bu dünya hayatının sonunda hayırlı âkıbetin kime nasib olacağını Rabbim pek iyi biliyor. Şu bir gerçektir ki zalimler iflah olmazlar. Allah’ın cezasından kurtulamazlar.
40 – Biz de kendisini de, ordularını da yakalarından tuttuğumuz gibi denize fırlatıverdik. İşte bak, zalimlerin sonunun ne olduğunu gör!
50 – Eğer senin bu dâvetini kabul etmezlerse, bil ki onlar sadece heva ve heveslerine uymaktadırlar. Halbuki Allah tarafından bir delil olmaksızın kendi heva ve hevesine tâbi olandan daha şaşkın ve sapkın kimse olabilir mi? Allah, zulmü kendine meslek edinen kimseleri hidâyet etmez, emellerine ulaştırmaz.
59 – Senin Rabbin ülkelerin anakentlerinde halka âyetlerimizi okuyan bir elçi göndermedikçe o ülkeleri imha etmez. Biz zaten, ahalisi zulmü meslek edinmiş olandan başkasını imha etmeyiz.
Ankebut-31- Elçilerimiz İbrahim’e (iki oğul vereceğimize dair) müjdeyi getirdiklerinde şöyle dediler: “Biz bu memleket halkını helak edeceğiz. Çünkü oranın halkı zalim kimselerdir.”
49- Hayır, o (Kur’ân), kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde (yer eden) apaçık âyetlerdir. Ayetlerimizi ancak ve ancak zalimler bile bile inkâr eder.
68- Allah’a karşı yalan uyduran yahut kendisine hak gelmişken onu yalan sayandan daha zalim kimdir? Cehennemde kâfirlere yer mi yok?
Rum-29- Fakat zulmedenler, bilgisizce hevalarına uydular. Artık Allah’ın şaşırttığını kim yola getirebilir? Onların yardımcıları da yoktur.
57- Artık o gün zulmedenlere mazeretleri fayda vermeyecektir. Onların dertlerinin çaresine de bakılmayacaktır.
Lokman-11 – İşte bunlar Allah’ın yarattıklarıdır. Peki, gösterin bakalım O’ndan başkası ne yaratmış! Doğrusu, o zalimler besbelli bir sapıklık içindedirler.
Secde-22 – Rabbinin âyetleri ile kendisine nasihat edildiğinde sırtını dönüp uzaklaşan kimseden daha zalim kimse olur mu?
Biz o suçlulardan elbet intikam alıp onları cezalandıracağız.
Ahzab-72 – Biz emaneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de
onlar bunu yüklenmekten kaçındılar.
Zira sorumluluğundan korktular, ama onu insan yüklendi.
İnsan (bu emanetin hakkını gözetmediğinden) cidden çok zalim, çok cahildir.
Sebe-31 – Kâfirler: “Biz ne bu Kur’ân’a, ne de bundan öncekilere inanırız” derler.
O zalimleri; sen, Rablerinin huzuruna duruşma için getirildiklerinde, birbirlerine laf atarken bir görseydin!
Zebûn edilen, dünyada güçsüz bırakılanlar o kibirli olan önderlerine:
“Ah! Sizin yüzünüzden bu hallere düştük,
siz olmasaydınız biz de iman edecektik!” diyecekler.
43 – Kendilerine parlak deliller halinde âyetlerimiz okunduğunda o zalimler:
“Bu, başka değil, sırf sizi atalarınızın ibadet ettiği tanrılarınızdan uzaklaştırmak isteyen bir adam!” dediler.
Ve yine dediler ki: “Bu Kur’ân başka değil, sırf bir iftira!”
Ve yine kâfirler, gerçek kendilerine geldiğinde “Bu besbelli bir büyüden başka birşey değil!” dediler.
Fatır-37 – Onlar orada imdad istemek için şöyle feryad ederler:
“Ey Ulu Rabbimiz! Ne olur, çıkar bizi buradan, dünyaya geri gönder de, daha önce yaptıklarımızdan başka, güzel ve makbul işler yapalım!”
Allah onlara şöyle buyurur: “Biz, size, düşünüp ibret alacak, gerçeği görecek kimsenin düşüneceği kadar bir ömür vermedik mi?
Hem size peygamber de gelip uyardı.
Öyleyse tadın azabı! Zalimlerin hiç bir yardımcısı yoktur!”
40 – De ki: Baksanıza, Allah’tan başka yalvardığınız şu şeriklerinize!
Gösterin bakalım bana: Dünyanın nerelerini yaratmışlar?
Yoksa göklerin yaratılmasında mı Allah’a ortaklıkları var?
Yoksa Biz onlara bir kitap verdik de onlar onun aydınlığında mı bulunuyorlar?
Sözün doğrusu şu ki: Zalimler birbirlerine sadece yalan, dolan ve aldanma vaad ederler.
Sâffât-22-24 – Yüce Allah meleklere şöyle emreder: “O zalim müşrikleri, yoldaşlarını ve Allah’tan başka putlaştırdıkları nesneleri toplayın ve hepsini doğru cehennem yoluna dizin. Hem tutuklayın onları, çünkü sorguya çekilecekler!”
62-65 – “Şimdi iyi düşünün.” buyurur Yüce Allah,
“Sonuç olarak böylesi bir mutluluk mu iyidir, yoksa zakkum ağacı mı?
Biz onu zalimler için bir dert ve azap yaptık.
O öyle bir ağaçtır ki cehennemin ta dibinden çıkar. Meyveleri: sanki şeytanların başları!”
66 – İşte o zalimler bunları yer ve karınlarını tıka basa doldururlar.
82 – Sonra da öbürlerini, o zalim kâfirleri suda boğduk.
Sad-59 – İşte şunlar dünyada körü körüne maiyetinizde koşup giden gûruhtur!
“Merhaba” olmasın, rahat yüzü görmesin o zalimler!
Zira onlar cehenneme gireceklerdir.
Zümer-24 – Büyük duruşmanın olacağı kıyamet gününde elleri kelepçeli olduğundan, kendisini en şerefli uzvu olan yüzü ile azaptan korumak için çabalayan kimsenin hali ile güven içinde olan müminin durumu hiç bir olur mu? Zalimlere: “Kazandığınız şeylerin meyvesini tadın bakalım!” denilir.
32 – Uydurduğu yalanı Allah’a mâl eden,
yahut yanına kadar gelen gerçeği yalan sayan kimseden
daha zalim biri olabilir mi?
Kâfirler için cehennemde yer mi yok?
47 – O zalim kâfirler, dünyanın bütün malları ve imkânları kendilerinin olsa, hatta onların bir misli daha bulunsaydı, kıyamet gününde azabın kötülüğünden kurtulmak için, derhal fidye olarak verirlerdi.
O gün onların hiç hesaba katmadıkları öyle şeyler Allah tarafından ortaya dökülür ki tariflere sığmaz!
51 – İşledikleri fenalıkların cezası başlarına geçti.
Aynen onun gibi, senin çağdaşlarından olan zalimler de yaptıkları fenalıkların cezasına çarptırılacaklar ve elimizden kaçıp kurtulamayacaklardır.
Mü’min-18 – Onları, yaklaşan müthiş güne karşı uyar!
Yürekler ağıza gelir, yutkunur da yutkunurlar.
O zalim kâfirlerin ne dostları, ne de sözüne itibar edilir şefaatçileri olmaz.
52 – O gün zalimlere mazeretleri fayda sağlamaz.
Onlara sadece lânet vardır! Onlara sadece kötü bir yurt vardır!
Şura-8 – Eğer Allah dileseydi bütün insanları, aynı dine bağlı, tek ümmet yapardı.
Ama O, insanların hak etmelerine göre dilediği kimseyi rahmetine dâhil eder, Zalimlerin ise ne hâmileri, ne de yardımcıları vardır.
21 – Yoksa Yüce Allah’ın izin vermediği birtakım şeyleri kendilerine din diye kabul ettirmek isteyen putları mı var?
Şayet Allah’ın cezayı ertelemeye dair hükmü olmasaydı işleri çoktan bitirilmişti.
Zalimlere elbette gayet acı bir azap vardır.
22 – Büyük duruşma günü zalimlerin, kendi yaptıkları işlerden bucak bucak uzak durup, korkudan titrediklerini görürsün.
Hâlbuki çare yok, onların cezası tepelerinin üstünde durmaktadır.
İman edip makbul işler işleyenler ise, cennet bahçelerindedirler. Rab’leri yanında, cennette, istedikleri ne varsa kendilerine verilecektir.
İşte bu da pek büyük bir lütuftur.
40 – Ama unutmayın ki haksızlığın karşılığı, yapılan haksızlık kadar olabilir, fazlası helâl olmaz.
Bununla beraber kim affeder, haksızlık edenle arasını düzeltirse onun da mükâfatı artık Allah’a yaraşan tarzda olur.
Şu kesindir ki Allah zalimleri sevmez.
44 – Allah kimi şaşırtırsa, artık ondan sonra kendisini koruyacak hiçbir hâmi bulunamaz.
O zalimlerin azabı görünce, imanlı itaatli kul olmak için “Acaba geri dönme imkânı var mıdır?” dediklerini görürsün.
45 – Onları uğradıkları zilletten dolayı boyunları bükük, yürekleri titrer vaziyette cehennemin önüne getirildiklerinde, korkudan, sadece göz ucuyla ateşe baktıklarını fark edersin.
Müminler ise (bu manzara karşısında): “En büyük kayba uğrayanlar, hem kendilerini hem de ailelerini kıyamet gününde hüsrana sürükleyenlerdir.” derler.
İyi bilin ki zalimler devamlı bir azap içindedirler.
Zuhruf-65 – Ondan sonra kendisine mensup birtakım fırkalar aralarında ayrılığa düştüler.
Gayet acı olan bir günün azabından zalimlerin vay haline!
76 – Böyle yapmakla Biz onlara haksızlık etmedik, ama asıl kendileri öz canlarına zulmettiler.
Casiye-19 – Çünkü Allah’tan gelecek herhangi bir cezayı önleme hususunda, onlar sana hiçbir fayda veremezler. Zalimler birbirinin dostudur. Allah ise muttakilerin dostudur.
Ahkaf-10 – De ki: Söyleyin bakalım: Eğer bu Kur’ân Allah tarafından geldiği halde siz reddetmişseniz, İsrailoğullarından da bir şahit, (tevhid, âhiret vb. İman esasları gibi Kur’ân’da bildirilen hakikatlerin) benzerine şahitlik edip iman ettiği halde, siz büyüklük taslayarak iman etmezseniz sizden daha şaşkın, daha zalim kimse olabilir mi? Allah elbette böyle zalimleri hidâyet edip emellerine ulaştırmaz.
12 – Bundan önce, bir rehber ve rahmet olarak Mûsa’nın kitabı vardı. Bu ise, zalimleri uyarmak, iyi hareket eden müminleri müjdelemek üzere indirilmiş, onu doğrulayan Arapça bir kitaptır.
Hucurat-11 – Ey iman edenler! Sizden hiçbir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin. Ne mâlum? Belki alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır.
Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler. Belki de alay edilenler edenlerden daha hayırlıdır.
Birbirinizi, (daha doğrusu kendilerinizi) karalamayın.
Birbirinize kötü lakaplar takmayın.
İman ettikten sonra insanın adının kötüye çıkması, fâsık damgası yemesi ne fena bir şeydir!
Kim tövbe etmezse işte onlar tam zalim kimselerdir.
Zariyat-59 – Muhakkak ki şimdiki zalimlerin de, daha önceki meslekdaşlarının payı gibi, bir azap payı vardır. Acele etmelerine hiç gerek yok, nasılsa ona kavuşacaklar!
Tur-47 – Muhakkak ki o zalimlere bundan başka azap da vardır; fakat onların çoğu bunu bilmezler.
Necm-45-54 – Rahime atılan nutfeden (spermden) erkek ve dişi çiftini yaratma, öldükten sonra diriltme, tekrar yaratma O’na aittir. İnsanı zengin, kanaat sahibi ve halinden memnun etmek de O’na aittir. Müşriklerin taptığı Şi’râ yıldızının Rabbi de O’dur. Önceki Âd halkını yok eden de O’dur. Semud milletini yok edip geriye hiçbir şey bırakmayan da O’dur. Daha önce Nuh halkını yok eden de O. Çünkü bunlar çok zalim, çok azgındılar. Altı üstüne getirilen Lût halkının şehirlerini yerle bir etti. Onları ne azaplar, ne musîbetler, neler kapladı neler!
Haşr-17 – Neticede ikisinin âkıbeti de, ebedî kalmak üzere cehenneme girmek oldu.
İşte zalimlerin cezası budur.
Mümtehine-9 – Allah sadece, dininizden ötürü sizinle savaşan, sizi yerinizden yurdunuzdan kovan ve kovulmanıza destek veren kâfirleri dost edinmenizi meneder. Her kim onları dost edinirse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.
Saff-7 – Allah’a itaate dâvet edildiğinde, bunu kabul etmediği gibi, üstelik uydurduğu yalanı Allah’a mal eden, Allah adına yalan söyleyenden daha zalim kim olabilir? Allah böyle zalimleri hidâyet etmez, emellerine ulaştırmaz.
Cuma-5 – Tevratın mesajını ulaştırma ve onu uygulama yükümlülüğünü kabul ettikleri halde, sonra bu yükümlülüğü yerine getirmeyenler,
tıpkı ciltlerle kitap taşıyan merkebe benzer.
Allah’ın âyetlerini yalan sayan kimselerin düştükleri durum ne fecî!
Allah böylesi zalim gürûhu hidâyet etmez, emellerine ulaştırmaz.
7 – Ama onlar bizzat yaptıkları zulümler sebebiyle asla ölümü temenni etmezler. Allah o zalimleri pekiyi bilir.
Tahrim-11 – İman edenlere ise Allah, Firavun’un eşini misal getirir. O vakit o hatun şöyle niyaz etmişti: “Ya Rabbî! Sen kendi nezdinde, cennette benim için bir konak yaptır, beni Firavun’dan ve onun kötü işinden kurtar, beni bu zalimler gürûhundan halas eyle!”
Kalem-29-30 – Bunun üzerine “Sübhansın ya Rabbenâ, her türlü noksandan uzaksın! Doğrusu biz kendimize zulmetmişiz!” deyip, birbirlerini kınamaya başladılar.
Nuh-24 – Böylece onlar birçok insanı şaşırttılar. Madem ki öyle yaptılar,
Sen de bu zalimlerin şaşkınlığını artır ya Rabbî!”
28 – “Ya Rabbî, beni, anamı, babamı ve evime mümin olarak girenleri, erkek ve kadın olarak bütün müminleri affeyle.
O zalimleri ise, daha da beter eyle, daha da perişan eyle!”
İnsan-31 – Böylece dilediğini rahmetine alır. Zalimler için ise, gayet acı bir ceza hazırlamıştır.
Mutaffifin-12 – Buna “yalan” diyenler, ancak zalimler, azgınlar, günaha dadananlardır.


Zalim

Sitemizde sanatçıya ait toplam 2 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.