Bir gül tazeliğinde selamlıyor üzere gün seni… Kalbine dokunuyor şafak gün ışığının parmak uçlarından. Bir müjde giyiniyor sokakların çehresi. Bir taze nefes olup göğsünde alıyorsun yeni âlemi… Bir diri bakışla çerçeveliyorsun kaldırımları, yeniden seviyorsun sokak gölgelerini, yeniden alışıyorsun aşina gürültülere. Sözüyle bütün sabahları müjde eyleyen Kutlu Elçi’yle ağız birliği etmek üzeresin şimdi. Elhamdülillah. Elhamdülillahi Rabbil âlemin. Onun dudağının değdiği yere değiyor dudağın. Errahman Errahim. Kutlu nefeslere karışıyor nefesin. Mâliki Yevmiddin. Sevgilinin durduğu yere bekliyorlar seni şimdi. Onun adına etten kemikten bir Muhammedi bir duruş oluveriyorsun. Şimdi onun olmadığı yerde sen onun adına var oluyorsun. İyyake Na’budu ve iyyâke nestain.
Göğün ve yerin nuruna elçilik eden o aydınlık yüz’ün yöneldiği kıble şimdi senin yüzüne dönüyor. O ebedî tebessümün hep yine hep yeni hep yeniden doğduğu an öpüyor alnını şimdi. İhdina ihdinassıratal müstakîm. Sana senden de yakın olanın, seni senin seni sevmenden de önce sevenin sonsuz ve sessiz yakınlığı değsin alnına. Sıratallezine en’amte aleyhim. Şimdi secde bekliyor seni. Secdede bekliyor sonsuz ve yumuşak yakınlıkların hepsi. Kimselere uğramadığı secdeye sen bekleniyorsun şimdi. Secdeden uzak olanların hepsinden uzaktasın şimdi. Gayril mağdubi aleyhim veladdallin. Sen dolduruyorsun Muhammed’in yerini. Sen konuyorsun Muhammed’in yerine. Sen duruyorsun sevgilinin olduğu yerde.
Elhamdülillahi Rabbil âlemin. Errahmanirrahim Maliki Yevmiddin. İyyake Na’budu ve iyyâke nestain.
Şimdi, sabah namazı vakti.