Web sitemize hoşgeldiniz, 22 Aralık 2024
Beğen 2

Bir Anne Bir Ölüm

Annen ey genç annen annen annen.
Genç kadın hastaneden ayrılırken doktorun ona son uyarıları hala kulaklarındaydı.Sakın bu ilacı zamanında almayı unutma.Hayatını ancak bu ilacı düzenli kullanmakla geçirebilirsin.Bir tarafta daha on gün önce kaybettiği eşinin acısı,diğer tarafta hastalığı.Dalgın dalgın yürürken hastayım ama çocuklarıma da bakmam zorundayım diye söylendi mahzun bir ses tonuyla.Bir süre sonra bir apartman dairesinde temizlik işleriyle uğraşmaya başladı ve on yedi yaşındaki oğlu annem dünyadaki tek varlığım annemi çok seviyorum annem için ölürüm diyordu.Ancak annesinin öğütlerine hiç de kulak asmıyordu.Oğlum okula devam etmedin,bari iyi bir işe girsen bıraksan bu kumarı Allahın rıza göstermediği bir kazançtan sen nasıl bereket sağlayabilirsin.Yalvarırım evladım bırak bunları dön Rabbine.Annesinin bu sözlerine karşılık genç delikanlı tamam anne ya kafamı şişirdin bıkmadın mı bu öğütlerden fakirim işte durumumuz kötü,iki yaşında süt bekleyen bir kardeşim var,altı yaşında okula başlaması gereken başka bir kardeşim başka çare var mı anne söyler misin bana?
Genç kadın Allaha gönülden bağlanan biriydi,bu yüzden oğluna her defasında benzer şeyler söylerdi.Oğlum beni anlamıyor musun fakirlikten ölelim ama haram lokmayla gıdalanmayalım..Rızkı verecek olan Allahtır.O hiç bir kulunu zor durumda bırakmaz,yeter ki kulları ona güvensin Ona dayansın Ona bağlansın.
O gece yılbaşı gecesiydi.Bir yılbaşı gecesi insanların çoğu Allahı unutmuşçasına içki rezaletiyle eğlenirken genç kadın gece yarısı gelen ani bir sancıyla kıvranmaya başladı.Ağrıların dinmesi için doktorun yazdığı ilaçlar lazımdı,ancak ilaçlar akşamdan bitmişti.Neyse ki nöbetçi eczane evden yalnızca yirmi metre uzaklıktaydı.Kadın, aylardır beş yaşındaki kızına ayakkabı almak için biriktirdiği parayı oğluna uzatarak,
– Oğlum, al şu parayı, git ilacımı getir, dedi. Lütfen acele et. 20 dk. içerisinde ilacı almazsam durumum tehlikeye girer.” dedi.
Zavallı kadıncağız hıçkırıyordu, acılar içinde kıvranıyordu, için için sızlıyordu, sinesindeki sancıyla inliyordu. Bu sancılara dayanmak mümkün müydü?Bu acılara katlanmak mümkün müydü?
Yatağına uzandı ve ahlar içinde oğlunun getireceği ilacı beklemeye başladı sabırsızlıkla.
Genç delikanlı dışarı çıktı. Eczaneye beş metre kala, bir yılbaşı bilet satıcısının,
– “Çekilişe az kaldı, al sen de kazan” delikanlı diyordu.
Şans oyunlarının kendisinde kronik bir hastalık gibi alışkanlık haline geldiği genç, eczaneye gitmeyip biletçiye doğru yürüdü.
Bir ara şöyle düşündü:
– “Eğer kazanırsam trilyoner olurum, hem annemi de yurt dışına götürürüm. Oradaki doktorlar daha iyiler. Annem bir gece daha dayansın. Yarın kurtaracağım onu.”
Bunları düşünürken her nedense, annesinin “Oğlum, ilacımı hemen al” sözünü adeta unuttu. Ve maalesef talihsizler kervanına, Allah’ın yasakladığı haram kazancın giriş kapısını çalanlar kervanına o da katıldı, o da piyango bileti aldı.
Çekiliş sonuçlarını öğrenmek için ilerideki kahveye gitti. Televizyona baktı, reklamlar vardı. Reklamlarda bir çocuğun annesine seslenişini gördü,şöyle diyordu reklamdaki çocuk=
“Anneciğim, anneciğim ellerine sağlık ne demek”
Genç delikanlı o anda donup kaldı, buz kesildi. Annesinin yirmi dakika sözü kulaklarına bomba gibi yankılandı,zira evden çıkalı yarım saatten fazla bir zaman olmuştu.Geç de olsa annesini hatırlamıştı. Kalbinin sesini yeni yeni duyuyordu:
“Annen ey genç, annen, annen annen!”
Hemen eve doğru koştu. Kalbi durmak üzereydi. Annesi, can yoldaşı, tek arkadaşı,evinin huzuru nasıldı acaba? Eve yaklaştığında kapının önünde büyük bir kalabalık gördü. Önce duvarın yanında kan rengi gözyaşlarına boğulan beş yaşındaki kardeşine baktı, sonra sonra kalabalığı aşarak içeri girdiğinde annesinin yerde duran cansız bedeniyle karşılaştı.
Evet annesi, o pırıl pırıl kadın artık yoktu,ölmüştü. Ve kötü alışkanlığın esiri genç…Artık haraptı, bitaptı, virandı, perişandı, yıkılmıştı, dünyası kararmıştı. “Anne, anne…” çığlıkları şehrin semalarına kadar yükseliyordu. Duyanların vicdanları sızlıyordu. Ama artık hiçbir çığlık hiç bir pişmanlıkve hiç bir perişanlık ve hiç bir şans oyunu annesini geri getiremeyecekti.
Annem annem annem ayağından öpem.
Annem annem ayağından öpem.
Pişmanım ben isyanıma pişmanım ben yaptığıma
Özür dolu bu dilimle geldim annem bak ben sana
Annem annem ayağından öpem.
Annem annem ayağından öpem.
Pişmanım ben isyanıma pişmanım ben yaptığıma
Özür dolu bu dilimle geldim annem bak ben sana
Annem annem ayağından öpem.
Annem annem ayağından öpem.


Ekrem Yılmaz

Sitemizde sanatçıya ait toplam 8 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.