Web sitemize hoşgeldiniz, 19 Nisan 2024
Beğen 2

Fatih Zirek-Ey Sevgili

Yaradan Rabbimin adıyla okudum ey Muhammed Seni okudum.
Okudum çoğaldı harflerin ırmakların yıldızların
Tüm kitaplara senin isminle yazıldım doğdum Muhammed’e doğdum
Âşıksam Muhammed’e âşığım gelirsem Muhammed’e gelirim
Ölürsem Muhammed’e ölürüm
Yusuf oldum kuyularda hep seni bekledim
Hüseyin oldum Kerbela’da
Kuruyan dudaklarımla sayıkladım ismini
Gelsin de ırmaklar taşıyan ellerinden ab-ı hayat akıtsın içime diye bekledim
Bekledim kapandı yollarım uzattım parmaklarımı
Hallaç gibi doğrandı ellerim hiç Seni söyleyemedim
Dağlandı dudaklarım. Yazdım gözyaşlanmla Mekkenin dağlarına:
Ey sevgili, gel diye…
Ağlama duvarını bir çıban gibi sırtında taşırken, yorulan kollarıyla taş atan Kudüs`üm ben. Kaldırımlarımda ateşler yükselirken, Geldin öptün beni alnımdan, Serinleyip sarıldım taşlara yeniden. Ey Muhammed… Ey Sevgili. Ey Badı Sabah. Ey Üzerimize doğan ay.
Ey Güzelliklerin şahikası. Ey Şefaat pınarı. Her düşmem gül ayaklarına kapanmamdır,
Böğrümden yediğim her kurşunla tutarım ellerinden. Her şarkımda Seni söylerim.
Her tebessümüm Senindir. Hep Seni beklerim: Sen bir gelsen diye ey Sevgili…
Sevgili… Ben Veyselim, Kenan illerinde hasretini soluyan,
Hırkana bürünürüm karanlıkta kaybolduğumda, Dört taraftan vururlar bana,
Vururlar da söyletemezler Sensizliği, Vururlar da söyletemezler Sensizliği
Sümeyye gibi develer ayırır bedenimi… Hamza’yım Ey Sevgili, Uhud’dayım tam önündeyim, Vahşinin mızrağı deler geçer yüreğimi, Gel de okşa ne olur oyulmuş kalbimi, Hind değil hasretin acıtır onu… Ben Grozni’yim, Keşmir’im, Kandahar’ım, Saraybosna’yım, Hama’yım, Buhara’yım, Bağdat’ım, Mora’yım, Taşkent’im, Doğu Timor`um, Türkistan`ım, Ahıska`yım. Eritre`yim, Halepçe`yim, Kırım`ım, İstanbul`um.
Ben kurşunlara evlat vermiş anneyim. Kurşunlardan sakınan bedeniyle Seni özleyen, Taş atan bir Filistinliyim. Okul önlerinde bekleşen ve ağlayan, Karanfil dağıtan kızım.
Gel öp bizi alnımızdan, Gel sev bizi kanayan yaralarımızdan. Ey sevgili, Ey Muhammed…
Gittin ya gül yüzlü Sevgili. Kırıldım gittiğinden beri. Kırıldıkça yandı canım. Çarmıha çivilenen benim ellerim, Benim ayaklarım. Harami sofralarda sergilenen benim başım. Beni bir ağaçta kıstırdılar, Kör bir testereyle biçildim. Ağladım, kurudu göz pınarlarım, Ağladım, hasretine türkü yaktım. Ağladım, gel diye ey Sevgili… Ey Sevgili, Ömer’im, Ali’yim, Osman’ım, Vuruldum bir niyaz vaktinde, Kanım dağıldı kitabın sayfalarına. Seni yazdım bir damla kanla, İsminin dolaştığı semaya, Bir baştan bir başa. Sen gel diye Ey Sevgili…
Ey sevgili!… Kırıldı mı dişin? Dikenler acıttı mı ayaklarını? Deve işkembeleri kirletti mi elbiselerini? Medine yollarında yoruldun mu? Taifte taşlar kanattı mı gül yanağını? Kırıldı mı kalbin bize? Kırgın mısın Sevgili? Ne çare Bekirler yok şimdi, Ali’ler, Osman’lar, Ömer’ler yok. Halid’ler gitti, Mus’ab’lar gitti. Hatice yok, Zeynep yok, Fatıma yok. Müminlerin annesi sofra açmaz evlerimizde. Kedilerin babası dolaşmaz sokaklanmızda. Biz ne çok yetim olduk da, Senin gibi okşayanımız yok artık.
Gel bir okşa ne olur. Yaralarımızdaki irinler azdı. Canımız acıdı. Bir merhamet et, bir gülümse Efendim. Bir görün puslu şehirlerin üstünde. Bir ses ver puslu yüreklerimize. Bekler dururuz her seherde, Sen gel diye ey Sevgili…
Ey Sevgili… Buralara bir hal oldu: Ne Yakup inliyor şimdi, Ne Mısır’da rüya görülüyor, Züleyha’lar şaşkın, Yedi adam ne yapsın, Mağaraların kapıları da kapalı. Musa vurunca asasını, Oynamıyor yer yerinden. Yol vermiyor Kızıldeniz. Sakınmıyor İbrahim’i ateşler, Su taşımıyor karınca, Ethem’in balıklan getirmiyor iğneleri denizden. Buralara bir hal oldu; Sen yoksun, buralar duman oldu Efendim. Bir mektubun gelmedi buralara… Bir Necaşi sormaz halimizi. Bir yalnızlık düştü ocağımıza. Bir karanlık çöktü başımıza. Ay aydınlatmıyor, Gül kokmuyor. Yokluğun karabasanlar gibi çökünce sinemize, Dağıldı hanemiz, Dağıldı yüreğimiz, Dağıldı birliğimiz…
Sevgili affet bizi: Bir deve olamadık, Hasretinden çatlayıp ölecek. Bir kuru ağaç olamadık, Yokluğuna kanlı gözyaşlar dökecek. Bir Bilal olamadık, Sensiz ses vermeyecek. Bir Ebu Zer olamadık, Alıp başını gidecek. Ey sevgili, Ey şefaat sahibi, Affet bizi. Affet…
Ey sevgili ey sevgili affet bizi affet bizi
Ey sevgili ey sevgili affet bizi affet bizi
Şimdi bir şarkı düşer dilimize, Bir aşk iner yüreğimize. Bir el tutar elimizden. Bir af fermanı gelir ötelerden. Bir Sen gelirsin. Bir Sen gelirsin. Biz bin seviniriz: Sevgili Muhammed diye… Sevgilim Muhammed diye… Meleklerle yarış ederiz… Sen gel diye gel ey Sevgili,
Bir Sen gelirsin Bir Sen gelirsin Bir Sen gelirsin ey sevgili
Bir Sen gelirsin Bir Sen gelirsin Bir Sen gelirsin ey Muhammed


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.