Nisan Kumru-Kıyamet
Ey Muhammed sana kıyamet saatinin ne zaman gelip çatacağını soruyorlar=
De ki Onun bilgisi ancak Rabbimin katındadır, onun zamanında açığa ancak o çıkarır.
Göklerin ve yerin ağırlığını çekemeyeceği o saat size ansızın gelecektir.
Sanki sen onu biliyor muşsun gibi sana soruyorlar. De ki onun bilgisi Allah katındadır
Fakat insanların çoğu bunu bilmez.
Karanlık çökmüş sineler ürkek ve tedirgin. Gözler yere mıhlanmış. Düşünceler savruk ve karmaşık.
Bir karmaşa var sanki yüreklerde düğümlenmiş. Çözümünü bekleyen bir karmaşa. Çağrıların ve çarelerin son demindedir.
Göğün bir dumanla kaplandığı o gün yeryüzü sarsılmıştır. Dağlar yürüyüp savrulmuş
Denizlerse kaynaştırılıp karaları boğmuştur, o gün insan çaresizlik içinde=
Rabbimiz bu azabı ne olur üzerimizden kaldır artık inananlardanız derler.
Korkudan çaresizlikten secdeye kapanıp af diler. Yalvarmalar yakarmalar nafiledir.
Zaman dolmuş insana ve dünyaya tanıtan mühlet son bulmuştur.
An Kıyamet anıdır. Zaman çaresizlik ve ahengin bozulduğu zamandır, vakit insanın acziyetini idrak anıdır. O an bütün peygamberlerin mutlaka bir gün geleceğini yeni haber verip insanları sakınmaları hususunda uyardığı korkuttuğu dünyaya ait son zaman dilimidir.
O an dehşetli ve acıklı kıyamet anıdır.
Gökte insanı sağır eden bir gürültü etraf karanlık mı karanlık. Güneş dürülmüş yıldızlar sönmüş insan korkudan deliye dönmüştür. Şaşkın ve şaşırmış bir halde sağa sola koşarak ne oluyor böyle kaçacak yer neresi yok mu diye acı içinde feryat ederken yakarışlar birden bitmiş sesler tükenirken diller kalpler titreşmiştir. Dünya sallandıkça insan da sallanır. Dünya savruldukça insan da savrulur. Zaman kavrulur. İnsan kavrulur.
Önceden haber verilen ama hep ihmal ve inkâr edilen bu an dehşetli kıyamet anıdır.
Hayretle ve korku içinde insan gözünü gök kubbeye çevirmiştir.
Gök yarılıp gül gibi kızarmış, yağ gibi erimiştir.
Gözler kamaşmış insan adeta bir sarhoş gibi ne yapacağını bilmez bir halde korkudan nefes nefese titreyerek ve ağlayarak secdeye eğilmiştir.
Titreyen dili ile ve bedeniyle İnandık iman ettik bildik Allah’ım demiş ama yerin sallanışı bitmemiştir.
Zaman ve mekân düğümlenmiştir.
Etrafı alev alevdir. Korku alev alevdr. Yanansa insandır. An kıyamet anıdır.
Dağları atılmış bir yün gibidir.
Yer sarsıldıkça sarsılmış dağlar ufalandıkça ufalanmıştır her taraf toz dumandır.
Herkeste bir korku herkeste bir feryat kimse birbirini tanımıyor kimse birbirini sormuyor.
İnsan şaşırmış ileri geri koşturuyor analar bebeklerini unutmuş babalar kimseyi hatta evlatlarını dahi tanımıyor zaman ölümün öldürüldüğü zamandır. Vakit dünyanın bugüne kadar tanımadığı görmediği bilmediği dehşetli en korkunç vakittir. An hiç kimsenin beklemediği kıyamet anıdır.
“Tur’a yayılmış ince deri üzerine yazılmış kitaba mamur eve yükseltilmiş tavana ve kaynayan denize andolsun ki Rabbinin azabı hiç şüphesiz gelecek.”
Uykular bölünmüş, dünyaya ait beklentiler artık anlamını yitirmiştir.
Ay ve güneş bir araya getirilmiş, yabani hayvanlar dahi korkudan bir araya toplanmışlardır.
Kâinatın düzeni değişmiş korkunç görüntüler arasında insan pervaneler gibi sağa sola savrulmuştur.
Kaçacak ne bir dağ ne de kıyısına sığınılacak bir deniz vardır.
Ne sarayların ne de sığınakların koruyacağı ne de orduların savuşturabileceği bir azap kuşatmıştır insanı. An kıyamet anıdır. Zaman çaresizlik ve de çırpınma zamanıdır. Vakit insanın acziyetini idrak anıdır. Ay yarılıp denizler kaynaştırılmıştır. Yıldızların ışığı giderilmiştir.
Gök ve yer ağırlığını çekememiş insan evet insan çaresizlik içinde kolay olmayan zorlu bugünde=
“Ne oluyor böyle bu da ne aman Allah’ım ansızın haber vermeden kapıyı çalmadan gelen bu korkunç gürültü bu azap da ne böyle nereden çıktı birdenbire demiştir, demiştir de artık sura üflenmiştir.
Hayat bitmiş nefesler tükenmiştir, korku ve ıstırap yerine yeni bir bekleyişe terk etmiştir.
Dünya düğümlenmiş insan düğümlenmiştir.
Dünya ölürken mahşer doğmak üzeredir. An kıyamet anıdır.
Vakit dünyanın doğumundan beri beklediği vuslat vaktidir.
Ayarların ölçü ve tartıların varılmış yargıların sapmış ve sapıtmış şeytan ve insanların görünen ve görünmeyen tüm varlıkların hesap anıdır. Zaman ölümün öldürüldüğü iman ve inkârın hasat zamanıdır. An dehşetli kıyamet anıdır.
“Hayır, kıyamet gününe yemin ederim, hayır nedamet çeken nefse yemin ederim, insan kemiklerini bir araya toplayamayacağımızı mı sanıyor. Evet, biz onun parmaklarını yeniden düzenlemeye kadiriz. Ama insanoğlu ileride suç işlemek ister de kıyamet günü ne zamanmış der. Gözün kamaştığı ayın tutulduğu güneş ve Ay’ın bir araya getirildiği zaman işte o gün insan kaçacak yer neresi der. Hayır, bir sığınak yoktur. O gün varılacak tek yer Rabbinin huzurudur. O gün insana sunduğu ve geriye bıraktığı ne varsa bildirilir. Özürlerini sayıp dökse de insanoğlu artık kendi aleyhine bir delildir.
Nisan Kumru
Sitemizde sanatçıya ait toplam 11 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.