Web sitemize hoşgeldiniz, 27 Aralık 2024
Beğen 1

Sırrı Er-İste Allahtan

Her şeyi Allah’tan istemeli İnsan Allah’ın emirlerini yapabilmek yasaklarından kaçabilmek başına gelen sıkıntılara katlanabilmek için yine O’nun yardımına muhtaçtır.
Dünya kurulalı beri böyle olmuştur.
Bütün peygamberler sıkıntıya uğrayınca Allah’tan yardım dilemişler
Zalimlerin zulmüne uğrayan ümmetlerine Allah’a sığınıp ondan yardım dileme tavsiye etmiş
Sevgili Yusuf’un Kanlı Gömleği önüne konup onu kurdun yediği söylendiği zaman Yakup Aleyhisselam bu dayanılmaz olay karşısında güzelce sabretmek söylemiş Sonra da “Bu anlattığınız karşısında
bana yardım edip dayanma gücü verecek ancak Allah’tır.” Demişti.
Musa Aleyhisselam ve Firavun’un zulmü altında inleyen Allah’tan yardım dileyin sabırlı olun tavsiyesinde bulunmuştu.
Dünya Yine o dünya, zulmüyle Sıkıntısıyla Acısıyla Kederiyle aynı dünya.
Öyleyse bizde Allah’ın Rasulullahın Diğer peygamber efendilerimizin tavsiyesine uyarak
Allah’tan yardım dileyip sabredelim.
İbrahim Hakkı Hazretlerinin dili ile şöyle diyelim=
Hak şerleri hayreyler Zannetme ki gayreyler
Arif Anı seyreyler Görelim Mevla neyler Neylerse güzel eyler.
İyi bir Mümin dini Allah’tan Ve Rasulullahtan öğrenir
İki kaynaktan öğrendiğimize göre insan Allah’ı her an gönlünde taşımalı Ondan kopmamalı
Onunla kendi arasına mesafe koymamalıdır.
Külfet gelince ülfet gider diye bir söz vardır
Ülfeti kaybetmemek için külfeti yani mesafeli tavrı aradan kaldırmalıdır
Peygamber Aleyhisselam bize kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar her ihtiyacımızı Allah’tan dinlememizi tavsiye buyurmuşlardır.
Bize Hayatın kurallarını öğreten Resulü Ekrem her şeyi Allah’tan istemeyi mecbur kalmadıkça insanlardan bir şey istememeye öğretti.
Bir gün bazı sahabeleri ile oturuyordu.
Onlardan Kısa bir süre önce biat almıştı. Ama o gün yeni bir madde eklemek istedi.
Arkadaşlarına dönerek=
-Allah’ın elçisine biat etmeyecek misiniz diye sordular
Onlar da=
-Ey Allah’ın Resulü Biz sana biat ettik ya dediler.
Resulullah Biraz sonra aynı soruyu tekrar sorunca yeniden biat etmek üzere hemen ellerini uzatıverdiler.
Nebiyyi Muhterem bu sahabelere Allah’a itaat etmek ve namaz kılmak gibi
Birkaç tavsiye eden sonra Kimseden bir şey istememe üzere biat etmelerini istedi.
Onlarda Resulullah’a bu şartla biat ettiler ve verdikleri söze öylesine bağlı kaldılar ki
Görenlerin anlattığına göre binekleri üzerindeyken kamçıları yere düşse onu kimseden istemez yere inip kendileri alırlardı.
İnsanlardan bir şey istemek bir nevi yüz suyu dökmek onlar yanında bir tür değer ve sevgi kaybına uğramaktır.
Peygamber Efendimiz levha yapılıp her gün okunması gereken hadislerden birinde bu duruma şöyle işaret buyurmuşlardır=
Dünya ve dünyalıklardan yüz çevir ki Allah seni sevsin. Halkın elinde olanlardan yüz çevir ki insanlar
seni sevsin. Demek oluyor ki insanlar kendilerinden bir şey isteyenleri fazla sevmez, onlara değer vermezler.
İşte bu sebeple büyük Zahit Ahmet ibn-i Hanbel Hazretleri Cenâb-ıMevlaya=
Allah’ım yüzümü senden başkasına secde etmekten koruduğun gibi beni senden başkasına Arz-ı hal etmekten koru diye dua edermiş.
Burada kulla Allah arasındaki o muazzam fark açıkça görülmektedir.
Allah bizim her şeyi kendisinden istememize arzu ediyor. Üstelik bundan hoşnut oluyor.
Kul ise kendinden bir şey istenmesini arzu etmediği gibi isteyene de sıcak bakmıyor.
Bunun en önemli sebebi şudur=
Allah her isteyene muradını vermenin hazinesinden bir şey eksiltmeyeceğini biliyor. Kul ise verirsem
servetim azalır diye korkuyor Şu halde biz malın ve Servet’in vermekle tükenir şeyini zanneden kuldan değil vermenin hazinesinden bir şey eksik mi yüreğinden emin olan Allahtan istemeliyiz.
Her şeyin sahibi Allahu Teâlâ bir hadis-i Kudsi’de şöyle buyurmaktadır.
Kullarımız gelmişiniz geleceğiniz insanınız Cinleriniz bir yerde toplanıp benden istekte bulunacak olsanız ben de her birinize istediğinizi ayrı ayrı versem bu benim mülkümden iğne denize girdiğinde
denizden ne eksiltirse işte ondan fazla bir şey eksiltmez.
Birinden bir şey isteyeceğimiz zaman kapısına gitmemiz, kapısında adamları varsa onları geçip huzuruna girmemiz gerekir
Böyle güvencesiz bir kapıya yüz sürmektense kendisine dua ettiğimizde duamızı Kabul edeceğini söyleyen dua eden kullarının isteklerine her zaman karşılık vereceğini vaat eden ve önünde bekçileri bulunmayan kapıya başvurmalıyız.
Önümüzde ardına kadar açık bir kapı varken onu bırakıp yüzümüze kapanması muhtemel olan kapıları çalmanın elbette bir manası yoktur.
Yüzlerce ayet-i kerimede kullarına dua ile teveccüh edecekler kapıyı gösteren onlara gerçek kıymetlerini ancak dua ile kazanabileceklerini ifade eden en özlü ve kuşatıcı duaları Peygamberleri vasıtasıyla kullarına talim buyuran ve ayrıca salih kullarının kalplerini güzel yakarış ve niyazlarla donatan Yüceler yücesi Cenabı Allah’a nihayetsiz Hamd ve Sena, Duanın kulluğun özü olduğu üzerinde ısrarla duran Hayatın her faslında yapılması gereken duaları bize öğreten ve bunu bizzat Hayatı seniyyeleri ile gösteren Efendimize Sallallahu aleyhi ve sellem Sonsuz Salat ve selam olsun.
Dua ikliminin sultanı Peygamber Efendimiz Sallallahu aleyhi ve sellem başta olmak üzere diğer nebilere Ala nebiyyina Aleyhimüsselam üzerine olsun.
Söz cevherinin gerçek sahibi olan beyan sultanı Efendimizin özlü ve kuşatıcı dualarını tesbihatlarını
Hz Ebubekir, Hazreti Ömer, Hazreti Osman ve Hz Ali efendilerimizin içten yakarışlarına nefes olmaya ses vermeye çalıştık.
Rahmeti sonsuz Cenâb-ı Mevla’dan bu çalışmayı eksikleri ile beraber Yüce zatının hoşnutluğuna Resulü Ekrem Efendimizin ve Allah dostlarını şefaatlerine vesile kılması biricik niyazımızdır.


Sırrı Er

Sitemizde sanatçıya ait toplam 2 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.