Âlem-i lâhuttan nâsut iline
Cihânı sırr ile seyrâna geldim
Bülbül-ü kudsîyim vahdet gülüne
Şakıyı şakıyı reyhâna geldim

Ben kıdem şehrinin sultânı idim
Hakîkat dürrünün şol kânı idim
Küntü kenz sırrının mihmânı idim
Ahsen-i takvîme insâna geldim

Mahabbet bâdını esdirip Hudâ
Redd edip vahdetten eyledi cüdâ
Anın çün cânımı eyleyip fedâ
Visâli ıydine kurbâna geldim

Şükür yine Hakk’tan ihsan erişdi
Nefsim rûha tâbi olup barışdı
Rûhum Rûhullaha erip karışdı
Katreyim deryâ-yı ummâna geldim

Askerî bağlayıp eğnine postu
Arayıp kendinde bulmuştur dostu
Yârimin elinden câm-ı elesti
Nûş edip ezelden mestâne geldim