Derdimizden Derdimiz Yok
Hey benüm cânum yiter cevrünle pâmâl it beni
Yâ bana rahm eyle yâ öldür yâ bir hâl it beni
(Ey benim canım olan sevgili! Verdiğin sıkıntıyla ayağının altına al perişan et beni. Ya bana merhamet et ya öldür ya da beni bir hâle koy.)
Tuymasun bârî vücûdum nâr-ı hicrân acısın
Ey perî aklum perîşân eyle abdâl it beni
(Vücudum bari ayrılık ateşinin acısını duymasın. Ey peri kadar güzel olan sevgili! Aklımı perişan et, beni abdal et.)
Hecr ise yalın kılıç a’dâ ise pâyânı yok
Sâkıyâ bir cam-ı Cemle Rüstem-i Zâl it beni
(Ayrılık, kılıcı kullanmak üzere kınından çıkarmış, düşmanların ise sonu yok. Ey saki! Beni şarabın mucidi Cem’in kadehiyle Rüstem gibi yiğit yap.)
Âşık oldum yolda kaldum yavı kıldum kendümi
Ya ilâhî menzil-i maksûda îsâl it beni
(Âşık oldum, yolda kaldım, kendimi kaybettim. Ey Allah’ım! Beni arzuladığım amaca ulaştır.)
Zinde olsun haşre dek Yahyâ gibi adum benüm
Ey elif-kâmet dem-â-dem derdüne dâl it beni
(Benim adım Yahya gibi haşre kadar yaşasın. Ey elif gibi uzun boylu sevgili! Bana öyle dertler ver ki bundan dolayı benim boyum dâl (د) harfine benzesin.)
* * * * *
Derdümüzden derdümüz yok ışk-ı bî-pâyân ile
Zevkumuz vardur ziyâde şevk-ı meh-rûyân ile
(Bitmeyen bir aşkımız var ve bu derdimizden dolayı şikâyetçi değiliz. Ay yüzlü sevgilinin şevkinden kaynaklanan çokça zevkimiz var.)
Gönlümün eğlencesidür cânumun dinlencesi
Şenliğüm olmaz benüm illâ gam-ı cânân ile
(Sevgili hem gönlümün eğlencesi hem de canımın dinlencesidir. Sevgiliden gelen gam olmasa benim gönlüm hiç mutlu olmaz.)
Merd ise meydâna gelsün Rüstem-i Zâlem diyen
Cânı var ise tutuşsun âteş-i hicrân ile
(Ben Rüstem-i Zâl’im diyen kişi eğer yiğitse meydana gelsin. Eğer bir canı varsa ayrılık ateşiyle tutuşsun da görelim.)
Lâyık-ı bezm-i visâl olmak dilersen âşık ol
Âteş-i sûzâna gir yan dîde-i giryân ile
(Eğer sevgilinin kavuşma meclisine lâyık olmak istiyorsan âşık ol. Ağlayan gözün ile yanan ateşe gir.)
Tağlara düşdi temâşâ-yı cemâl-i yâr iden
Kendüyi halka temâşâ itdi bu seyrân ile
(Sevgilinin cemâlini görmek isteyen dağlara düştü. Bu yaptığı hareketle kendisini halka temaşa ettirmiş oldu. )
Yâr yanında vücûdı olmayan bî-çâreler
Ney gibi kendin belürdür nâle vü efgân ile
(Sevgilinin yanında bir varlığı olmayan çaresizler; ney gibi, ağlayıp inlemekle kendini belirgin bir hâle getirir, bir varlık bulur. )
Ol kemân-ebrûnun ey Yahyâ yüri kurbânı ol
Bir mahabbet-nâme yazmışsın tutalum kan ile
(Ey Yahya! Keman kaşlı sevgilinin var yürü kurbanı ol. Bir muhabbet mektubu yazmışsın, biz de kan ile karşılık verelim.)
Serdar Tuncer
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.