Web sitemize hoşgeldiniz, 15 Kasım 2024
Beğen 2

Nisan Kumru-Mahşer

Gökten bir yağmur yağınca cesetler hayat bulur. Can ve ruh bedenine arıyorken Rabbin tayin ettiği yerde buluşmak için toplanır bütün kullar. Mahşer meydanında toplanır.
Ne oldu bize kim neden uyandırdı bizi bu büyük insan kalabalıkları ne kadar da çok bu insanlar neler fısıldaşıyorlar, sadece on gün mü kaldık yattığımız yerde yoksa bir gün mü, peki burası neresi?
Yalınayak çıplak ve sünnetsiz, kimse kimseyle ilgilenmiyor kimse kimseye bakmıyor.
Bütün insanlar bu meydanda. Herkes gözünü göğe dikmiş bakıyor. Sıkıntı ve hararetten herkesten terler boşanıyor.
İlk İbrahim Peygamber çağrılıp giyindiriliyor. Aman ya Rabbi Cennet nişanesi taşıyor.
Herkes sıkıntıda terliyor
Birden meydan Muhammed Muhammed nidalarıyla çınlıyorken herkes heyecandan korkudan titriyor. Arşın sağında büyük kürsünün yanında kutlu Nebi Ay gibi parlıyor.
Herkeste bir ümit beliriyor. Susuzluktan boğazlar parçalanmışken havuzdan billur gibi su fışkırıyor.
Güneş beyinleri kaynatırken insanlar Rasule gözlerini dikmiş bakıyor.
Herkes derin bir imrenişle yüce Resulü Arşın sağında gözlüyor.
Sırasıyla bütün peygamberler tek tek çağrılıyor sonra Sıddıklar ve sırasıyla diğer gruplara elbiseleri giydiriliyor.
“Bir çağırıcının yakın bir yerden çağıracağı güne kulak ver O gün çığlığı gerçekten duyarlar. İşte o kabirden çıkış günüdür, doğrusu biz diriltiriz biz öldürürüz dönüş bizedir.”
Pamuk gibi atılmış dağlar arasında arzın fanileri tekrar dirilmiş şaşkın kelebekler gibi kalabalıklar arasında yapayalnız bekleşiyorlar. Görünmez varlıklar kene dokunuyor ruh ise şaşırmış bir halde vücudu kendisi ile tanımaya çalışıyor.
Bir kafile yola dizilmiş adına gafiller zümresi denilen sanki yürümeye mecalleri yok da rüzgâr kendilerini itekliyor yaşadıklarından habersiz şokta belki de sarhoş bir haldeler duymuyor görmüyor bilmiyorlar. Kim kim bunlar diye soruluyor, meğer dünyada duygusuzca bir hayat süren kanaati hikmet rahatlığı zevk edinen gafiller topluluğu imiş.
“Bir gün dağları yürütürüz de yeri dümdüz görürsün hiçbirini bırakmaksızın diriltip bir araya toplarız. Dizi dizi Rabbine sunulduklarında=Andolsun ki sizi ilk defa yarattığımız gibi bize geldiniz, sizi bir yere toplamak için söz vermediğimizi iddia etmiştiniz değil mi denir, amel defteri ortaya konunca suçluların
onda yazılı olanlardan korktuklarını görürsün. Vah bize eyvah bize bu defter nasıl olmuş da küçük büyük bir şey bırakmadan hepsini yazmış derler. İşlediklerini hazır bulurlar. Rabbin kimseye haksızlık etmez.”
Bir kafile daha koyulmuş yola aman Allah’ım yüzleri paslı demirlerle çizilmiş kan revan içinde.
Bunlar evet bunlar fitneci topluluklar, aileleri parçalayan dostlukları dinamitleyen insanlar arasındaki
kasırgalar estiren bunlardı değil mi? Anlaşmalarına ihanet eden vücutlarını ruhlarına hayran bırakarak yerde sürekleyen ruhlarını bedenlerinin peşinden koşturanlar bunlardı değil mi?
Masumlara dil sarkıtmaktan ve haset sahipleri ile vücut eğlendirmekten geri durmayanlar bir ömür boyu şehvet peşinden koşup dostluğu hasede feda edip aşkın gözyaşına kayıtsız kalmış saadet sultanları bunlardı değil mi?
Kalpleri ateşle yarılıp kaynar bir pişmanlıkla dondurulunca eyvah eyvah yazık bizlere demeleri kendilerini kurtarmayanlar bunlardı değil mi?
Ama yer çarpılıp paralandığı zaman melekler sıra sıra dizilip Rabbinin buyruğu gelince o gün Cehennem ortaya konur. O gün insan öğüt almaya çalışır. Ama artık öğütten ona ne? Keşke bu hayatım için önceden bir şey yapsaymışım der, o gün hiç kimse Allah’ın azap ettiği gibi azap edemez O gün hiç kimse O’nun vurduğu bağ gibisini bağlayamaz.


Nisan Kumru

Sitemizde sanatçıya ait toplam 11 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.