Senai Demirci-Bağdat’ın Dudağından
Rabbim,
ülkeme bahar geliyor.
kelebekler kozasında kıpırdıyor.
kuşlar dallarda cıvıldaşıyor.
gül goncası başını uzatıyor..
işte bu yeni bir yaratış..
işte bu taze bir varoluş…
Senin bizi hiçlikten çekip alan rahmetine tanık oluyoruz şimdi..
Senin bizi unutulmuşluktan sıyırıp alan şevkatine tanık oluyoruz şimdi…
Senin bizi yokluktan seçip alan eşsiz lutfuna tanık oluyoruz şimdi…
biliyoruz ki,Senin kudretin hükmediyor aleme.
biliyoruz ki,Senin hikmetin döndürüyor feleği,
biliyoruz ki,Senin rahmetin getiyor bütün sabahları…
biliyoruz ki,Senin bereketin getiriyor baharı…
ve biliyoruz,baharın diriliş kokusunu yaydığı ülkemde,
güneşin ebedi aydınlığı müjdelediği bu günlerde olup bitenlerin
olup biteceğini Sen biliyordun.
hani bir zamanlar meleklerin sormuştu ya;
”yeryüzünde kan dökecek,fesat çıkaracak insanları mı yaratacaksın?”
Sen ise sonsuz hikmetinle,sınırsız ilminle,nihayetsiz rahmetinle,eşsiz lutfunla cevaplamıştın:
”Ben sizin bilmediğinizi bilirim”demiştin.
ve meleklerin ,sırrına eremediğimiz bir mahcubitle inceliğini kavrayamadığız bir nazla,
”Ey Rabbimiz” demişlerdi ” Seni kusurdan,zulümden,anlamsız iş yapmaktan tenzih ederiz.
biz bilmeyiz Sen bilirsin.Senin bize bildirdiğinden başkasını bilmeyiz.”
Rabbim,bizde o meleklerinin safiyetiyle yakarıyoruz şimdi…
bu olup bitenleri anlamıyoruz…
baharı özlemek varken,yanık kan kokusunu özleyenlerin aramızda oluşunu anlamıyoruz..
bir gül ile hasbihal etmek varken,amansız bir füzenin ateşiyle masumlara kin kusanların aramızda dolaşmasını anlamıyoruz,
bir kuş cıvıltısıyla huzur bulmak mümkün iken,kara suratlı tankları uğultusunu,
alev yüklü uçaklların cayırtısını dinlemekten zevk alanların bizim gibi bir insan oluşunu
anlamakta zorlanıyoruz.
rahmetini umuyoruz Rabbim,
hikmetinden sual ediyoruz
meleklerin mehcubiyetiyle yakarıyoruz şimdi
meşleklerin nazıyla sesleniyoruz Sana
duy bizi Rabbim,
”biz Senin bize indireceğin hayra öyle muhtacız ki”
duy bizi Rabbim,
kırık kalplerimiz ;en güzide duamız…
duy bizi Rabbim,
susmuş dillerimiz;en parlak sözümüz.
Rabbim ,dokundur rahmetini göğsümüze
al bu acıyla kanayan kalbimizi
Kerbala’da alev toplarını korkusuyla,
zalim silahların öfkesiyle
susuz ve aç kalanların göğsüne götür.
Rabbim,dokundur şevkatini alnımıza
ala bu baharı gören gözlerimizi
Bağdat’ın korku,kan ve barut dolu kokulu gecelerinde ağlayan bebelerin bakışlarına götür.
Rabbim , dokundur kudretini ellerimize,al bu tutan ellerimizi Necef’te derin yoksulluğun içinde ,
iki zalim arasında kalmışlığın orta yerinde kıvranan masum annelerin ve çaresiz babaların ellerine dokundur.
al bu ellerimizi,Bağdat’ta ağzına alevler doldurulmuş,halepçe’de gözlerine gaz değmiş,annesinin acıyla buruşan yüzünde ,korkuyla titreyen göğsünde cennete uçmuş bebeklerin sarı saçlarına götür.
Rabbim ,dokundur güneşi,ayı ve yıldızları çekip çeviren kudretini ellerimize,
ve al bu ellerimizi,
yüreği buz tutmuş,
gözünü kan bürümüş,
elleri bir bebeğin saçlarını okşamanın zevkinden yoksun kalmış,
ruhlrı cehennem alevlerinin bile düşmekten kortuğu dehşet yangınlarında kavrulan,
dilleri yalan kokulu
yüzleri karanlık dolu zalimlerin
nursuz suratlarına indir.
Rabbim,gaybın sırlarını ,kaderin gizliliklerini kulaklarına işittirdiğin sevgili kullarınBağdat’lı cüned’in,abdulkadir-i geylani’nin kulaklarına erişen sırları dokundur kulaklarımıza,
ve al bu kulaklarımızı,
yüzleri kararmış,gözleri körelmiş,elleri kumuş,ruhu yokluğun ateşinde kavrulmuş zalimlerin pişmanlık feryatlarını,dünyada şehid ettikleri mazlum çocukların tanımsız bir neşeyle dinlediği hesap gününe götür.
Rabbim gayb perdesi açılsa bile imanım artmaz diyecek denli gerçeği perdesiz gören, hikmete ve hakikate eksiksiz tanık olan Hz.Ali’nin Kerbela’yı kalbimizin gözünün karası eylemiş güzeller güzeli Hasan ile Hüseyin’in gözlerine değdirdiğin sırrı dokundur gözşerimize,
ve al bu gözlerimizi,
Bağdatta belki bugünün akşamına,belki bu gecenin sabahına çıkamayacak bebelerin gözlerinin ,Filistinde yavrusunun kara gözlerine bakıpda doya doya gülümseme fırsatı verilmeyen anaların dözlerinin,Çeçenistanda hayallerini bir uçurtmanın kuyruğuna takıp geleceğini hayal edemeyen çocukların gözlerinin anlamsız bir savaşın orta yerinde yerinde kalıp sevdiğinin yüzüne şu fani dünyada bir daha bakamayacak delikanlıların,genç kızların gözlerinin hesap günü nihayetsiz kudretinin eliyle,güzeller güzeli adaletinin gereğince zalimlerin cehenneme takıldığını gördükleri güne götür.
Rabbim dokundur dilimize kabul ettiğin en güzide dua sözlerini,
Rabbim,dokundur dudağımıza Taif’te ayağı kanayan en sevgilinin sabr duasını,
Rabbim,dokundur damağımıza Bedir de yanlarına meleklerini gönderdiğin güzel kullarının dualarını,
Rabbim,dudağımıza ”zalimler için yaşasın cehennem” haykırışında yankılanan red edilmz yakarışları,
Rabbimdilimize bütün kadir gecelerinin bütün secdelerinde edinene makbul duaları
ve al bu dilimizi, al bu dudağımızı,
kulaklarına tomohawk füzelerinin kör çığlıkları doluşan dilsiz bebelerin ağzına götür,
çaresiz annelerin , günahsız çocukların,
umutsuz babaların suskun yüreklerine değdir,
Rabbim dokundur kudretini ölmüş ümmetinin tenine,
kara topraktan gülleri dirilten kudretinle,
kuru dallardan çiçekleri yaratan bereketinle,
dipsiz unutulmuşluklardan, ruhları sıyırıp alan şevkatinle
zalimlerin şerrinden uzak,
kafirlerin karanlığından uzak,
şeytanın aldatmasından uzak,
dostlarının arasında, sevdiklerinin yanında,
peygamberlerinin meclisinde, şehidlerin,masumların ve mazlumların yöresinde
bir müjde gönder bizi. baharı gönder bize, sabahı gönder bize.
Allah’ım sana tutunuyoruz,
kimsenin yere atmasına izin verme bizi….
amin amin
Senai Demirci
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.