Web sitemize hoşgeldiniz, 13 Kasım 2024
Beğen 3

Senai Demirci-Yatsının Yalnızlığı

Vakit yatsı
Gün çoktan öldü
Güneş ışıklarını topladı
Gece hükmediyor aleme
Güneşin saltanatı bitti
Işıklar tükendi ufuklarda
Renkler ellerini çekti eşyadan
Gül soldu, gün soldu
Göğe yöneldi gözler

Hatırla ki sen de unutuşun kara gecesine yuvarlanacaksın
Bir adın kalacak geriye
Bir mezar taşın hatırlayacak belki seni
Belki o da unutmuş olacak

Düşün ki , unutuşun koyu karanlığı çökmüş üzerine .Yokluğuna çoktan alışılmış.Unutuluşun hepten kanıksanmış.

Özleyenin yok
Kimsenin özlediği değilsin artık.
Gece sabaha çok var,ışık uzaklarda,yokluğun gecesinde adın bile unutulmuşken kimden medet umarsın sor kendine.
Kim sana hayat vermişse,kurumuş kemikleri toplayıp diriltende O elbet

Hiç akşamı olmayan bir sabaha uyanmak üzere girdin ölümün gecesine,kendine söylesene,söyle kendine,söyle kendine ki çoklarının seni unuttuğu bu gece herkesi unutup Onu hatırla,Rabbini hatırla

Söyle kendine,söyle ki çoklarının ışıklara kanıp sahte renklerin kuyularına daldığı bu gece, Rabbini an,Rabbine kan,Rabbine uyan.
Şimdi Yatsı namazı vakti.

Ve gece karanlık elimizi koynumuza gönderir çaresiz,biçimler hükümsüz kalır renkler çaresiz,köşeler köşeye çekilir biçimsiz
odalar sessiz sofalar ıssız,dünyadan yüz çevirir gözlerimiz
perdeler kapanır şehre,içe döner bakışlar
Bizi içimize gömer gözlerin perdeleri

Kirpiklerin tene değdiği yerde,cılız bir çizgiye iner varlığımız
mezar taşında olduğu gibi,unutulmuşluğu hatırlatır gece ve unuttuklarımız hatıra düşer hece hece,hani unutulanlar vardır ya
yine de hatırlanırlar özlenirler

Bir de öyle unutulanlar vardır ki,onların unutulduklarıda unutulmuştur,hatırlanmalarına sebep yoktur,onları hatırlayacaklarda yoktur yahut hatırlarında hatıraları yoktur,
İşte böylece zevalin üzerimizdeki örtüsü kalınlaşır geceleri,kabrinde hiç özleyeni olmayan ölüler gibi eğler bizleri,toprağa sakladıklarımız gibi saklar bizi,gece kimine göre katran karası,kimine göre sonsuz aydınlıkların miracı,hiç bitmez sabahların duası ve sabah gelince yeniden, tenimize dokunur ötelerin hülyası,göğsümüze değer bir İsa nefhası,yeniden dirilir gibiyiz,unuttuğumuzu unuttuğumuzu hatırlarız yastığımızın kuytusunda,rüyalardan döneriz,yeniden yükleniriz hicranları,biriktirmeye başlarız yeniden lakin hala yırtıktır hayatın cepleri,ayaklarımızın ucuna döküldü zamanın parçaları.

Yüzünü toprağa sür şimdi evine dön,sılana koş.Sübhane rabbiye’l a’la,Sen varsın, Sen A’lasın,eksiklikten uzaksın,noksanlıktan muallasın kusurdan mukaddessin.
Kusur bende. Benden yana eksiklik. Bende saklı acizlik. Bende bekler fakirlik. Yalnız Sana muhtaç olma zenginliğimdir secdem. Yalnız Sana kul olma şerefimdir secdem.Sultanlığımdır. Varlığımı huzurunda sıfırladığım andır ,Senin şahdamarı yakınlığından kalbimin yakınlıklar emdiği andır. Ruhumun muştular bulduğu demdir. Miracımın ‘kab-ı kavseyn’idir secde,beni aradan çıkardığın yerdir secde.Dediğini yapıyorum, secde edip yaklaşıyorum. Sana yaklaşıyorum. Tüm uzaklıkları uzaklara bırakıyorum. Tüm aldanışları tuzaklarda bırakıyorum.

Yüzümde secdelerimin izini bırak ey Rabbim. Alnıma rahmetinin nefesini bırak ey Rabbim. Kalbime En Sevgili’nin aşkını bırak ey Rabbim. Secdemden dirilt beni. Secdemde durult beni Secdemde doğrult beni Ey Rabbim dediğini yapıyorum,secde edip yaklaşıyorum,Sana yaklaşıyorum
Bu kırık yürek ki en iyi yere yakınlığına emanet ediyorum


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.