Web sitemize hoşgeldiniz, 28 Nisan 2024
Beğen 2

Senai Demirci-Akşamındır Şimdi

Vakit Akşam,
Gün Ölmek Üzere. Güneş Işıklarını Topluyor
Kızılca Kıyameti Kopuyor Dünyanın.Kara Kefenini Giyiyor Gün.
Gülün Rengi Soluyor, Eşyanın Cezbesi Yitiyor.
Hatırla ki, Senin de Akşamın Olacak Bir Gün.
Ömrünün Işıkları Solacak.Hayatının Perdesi Çekilecek.
Senin de Kıyametin Kopacak.
Dudaklarında Donacak Gülüşün Güneşi. Zaman Uçurumun Olacak;
Gelen Günün Güneşi Sana Doğmayacak.Unutulacaksın. Ve hatta UNUTULDUĞUN BİLE UNUTULACAK!

İsmin Anılmayacak Orada Burada.Kimse Yolunu Gözlemeyecek.
Kimse evde beklemeyecek
Şimdi Akşam…“Gün Akşamlıdır” Unutma! Ölmeden Önce Bil Öleceğini ki, Yaşadığını Fark Edesin.Yaşatıldığını
Herkesin Senden Uzaklaşacağı Ölüm Anını Hatırla ki, Sen de Şimdi Herkesten ve Herşeyden Uzaklaşıp Rabbine Yanaşasın.
Seni Sen Yokken de Bilen Rabbin,
Seni sen Öldükten Sonrada Bilecek Elbet,
Herkesin Unuttuğu Yerde, Seni Bir O Hatırlayacak.
Herkesin unuttuğu yerde seni bir O anacak
Hatırını yalnız O bilecek,sende O’nu an şimdi
Sende O’nun hatırına var secdeye
Ve akşam
İkindinin sapladığı hançer akşamın ufkunda nasıl da belli oluyor
Ufuklar kızardı,hüsranımızın kanı dışarı sızdı akşam
Gül akşamdı, güller solmak üzere açıldı
İnsan doğar ve ölür,
Ötelere çevirir yüzümüzü akşam
Yıldızlar dünyadan sonrasını muştular gibi başlarını uzatır
Işıklar kayıplarımızın gittiği yeri, sevdiklerimizin gittiği yeri işaretler
Anlarız ki dünya, dünyadan ibaret değil
Anlarız ki kalıcağımız yer burası değil
Anlarız ki bulduğumuzu yitirmeden yitiklerimizi bulmak mümkün değil

Tahiyyata otur şimdi, ve gözlerini ellerine kilitle
Diri olan her şeyin selamını söylerken dirileri diriltene, ölüleri diriltene
Ellerinin, ne kadar da küçük kaldığını hatırla hırsların karşısında
Sahiplendiklerinin hepsi avuçlarının içinde
Ama avucun boş olucak bir gün, avucun boşalacak bir günün akşamında

Şimdi, renkleri çekilmişken eşyanın, cezbesi sönmüşken dünyanın
Ömrünü yeniden hesap et, bir takiyye miktarı ömür, ölümün arefesindedir elbet
Bitmiş say ömrünü bitmiş,
Ve son nefesinin gelip, iki dudağının arasından çıkmak üzere olduğunu düşün
İki nefeslik bir şey ömür dediğin aslında
Aldığın nefes Hay olanın ikramıdır, diriltenin ikramı..
Nefes göğsüne sokuldukça, hayattan nasibini alırsın, Hayy’ın hayat vaadine kanarsın,
Hayatın içinde devam istersin verdiğin nefesle, yalvarırsın yakarırsın,
Yeni bir nefese muhtaç olduğunu söylersin
Hayy’dan gelir nefesin ve Hu’ya gider
Sanki aldığın her nefesle, yalnız Sana, yalnız Sana kulluk ederim demen istenir
Verdiğin nefesin ise, yalnız Senden, yalnız Senden yardım dilerim sözünün ruhu olması beklenir

Ömrünün bittiği anı uzakta sanma
Şimdi, şu an, geride bıraktığın ve senin adını verdikleri ölülerin başında duruyor gövden
Geride bıraktığın günlerde, bitirdiğin mevsimlerde, veda ettiğin yıllarda, terk ettiği anlarda,
Yaşayıp, artık hatırası kalmış senler vardır
Hepsi öldüler, yalnız sen varsın diye hatırlanıyor onlar
Sen, şimdi, onları hatırlatan bir mezar taşı gibi dikiliyorsun gövdenle
Aslında, dudaklarının arasına kazınıyor doğum ve ölüm tarihleri
Doğumun aldığın ilk nefes, ölümün verdiğin son nefes..
Yani ki, iki dudağının arasında saklı ömrün, şimdi aldın ve şimdi verdin
Şimdi verdiğin son nefestir,
Uyan..Yan.. An…


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.