Web sitemize hoşgeldiniz, 13 Kasım 2024
Beğen 3

Senai Demirci-Şimdi Öğle

Vakit öğle. Gün ortası. Dünya telaşındasın. İşler yoğun. Yarım kalmış ne kadar çok iş var! Sanki sensiz yürümüyor hiçbir şey. Sanki sen olmasan işler hep yarım kalacak, belki hiç başlamayacak.

Ne kadar çok vazgeçilmezin var! Ve ne kadar da vazgeçilmez görüyorsun kendini

Yoo yoo dünya seni pek umursamıyor. Bak sessizce akıp gitmede sonsuz uzayda.. Telaşlarına inat uzakta bir kelebek hiç telaşsız kozasından çıkmakta. Ötelerde bir insan son nefesini vermekte pişman,çok pişman,
Bir bebek ilk kez annesine gülümsemekte habersiz hiçbirşeyden senin telaşında,işlerinde
Vakit öğle
Güneş göğün en yüksek yerinde,tıpkı gençliğin gibi
Şimdi günde bir delikanlı,heyecanlı,telaşlı,sanki hiç tükenmeyecekmiş gibi,hiç mecali bitmeyecekmiş gibi
Hiç akşam olmayacakmış gibi

Oysa gün akşamlıdır.
Güneş asıl şimdi batmaya başladı.
Zirveye erişen her şey gibi,
Oda alçalmaya başladı.
Akşama doğru ağarıyor şimdi.
Unutma ki, senin ömrünün zevali de, gençliğinde başlar
Gün akşamlıdır, bilirsin ki yazın sonu hazandır.

Vakit öğle, o kadar gürültü var ki ortalıkta,
Kalbinin sesini duyamıyorsun bile.
Ruhunun sonsuza uzanan emellerine kör olmak üzeresin.
Sağırlaşmışsın kendine, şimdi telâşların arasından sıyrıl.
Ruhuna yer ayır, ebedi sukûnete hazırla kendini.
Kalbini sonsuzluğa bitiştir, alnını secdeye değdir.
Vakit Öğle, şimdi öğle namazı vakti!

Öğle vakti, dünya telaşının nabızlarını,
En kuvvetli hissettiğin vakittir.
Öğle vakti, gündelik rüyanın içinde,
Kendini iyice kaybettiğin demdir.
Öyle ki, rüyasında gördüğü rüyayı anlatan adam gibi,
Kendini uyanık sandığın yerde,
Uykunun en derin yerindesindir.
Bak, kendini burada kalmaya razı etmiş gibisin.
Şimdiye razı olmuşsun, ötesine gönlünde, gözünde kapalı.
İşte şimdi dünya telaşına ellerinle geriye atıp, tekbir getiriyorsun.
Büyük bildiklerindende büyük olana huzurunda kaygılarını küçültüyorsun.
Telâşlarını durultuyorsun, korkularını dağıtıyorsun.
Sağ elini, sol elinin üzerine koyup, şerden el çekip hayra uzanıyorsun.
Yokluktan yüz çevirip, varlığın kalbine akıyorsun.

Varlığın göğsünde cılız bir nefes kadar hafifliyor, sadeleşiyorsun.
Sübhaneke fısıltısında sonsuz gürültüler ortasında,
Amansız gürültüler ortasında, bitmez telâşlar arasında,
Meyvesiz koşturmalar sonrasında,
Seni işiten, en ince sızılarına, en gizli arzularına
Kulak veren Râbbinle tanışıyorsun.
Şimdi sahihleşiyorsun, gerçekten insan oluyorsun.
Varlığın, Râbbinin kuşatmasıyla ebedi bir kozanın içine taşınıyor.
Varlığın Cennetin bahçelerinde, yeniden inşâ ediliyor.


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.