Web sitemize hoşgeldiniz, 22 Kasım 2024
Beğen 2

Aşık Oldur Kim

Hüsnün oldukça füzûn aşk ehli artuk zâr olur
Hüsn her mikdâr olursa aşk ol mikdâr olur

(Ey sevgili! Senin güzelliğin arttıkça âşık daha fazla ağlayıp inler. Güzellik ne kadar çok olursa, aşk da o kadar çok olur. )

Cennet için men’ eden âşıkları dîdârdan
Bilmemiş kim cenneti âşıkların dîdâr olur

(Âşıkları cennet için sevgilinin yüzünü görmekten men eden kişilir şunu bilmiyor ki sevgilinin yüzü âşıkların Cennet’idir (âşıkların Cennet’i, sevgilinin yüzünü görmekten ibarettir).

Aşk derdinden olur âşık mizâcı müstakîm
Âşıkın derdine dermân etseler bîmâr olur

( Âşığın mizacı ancak aşk derdiyle istikamet bulur. Eğer âşığın derdine derman bulacak olsalar âşık bırak derman bulmayı, bundan hasta olur.)

Zâhid-i bî-hod ne bilsin zevkini aşk ehlinin
Bir aceb meydir muhabbet kim içen hüşyâr olur

(Kendini bilmeyen ham sofu, âşıkların aldığı zevki nereden bilsin? Muhabbet, öyle acayip bir şaraptır ki içen kişi bırakın sarhoş olmayı, bilakis akıllı olur.)

Aşk sevdâsına sarf eyler Fuzûlî ömrünü
Bilmezem bu hâb-ı gafletden kaçan bîdâr olur

(Ey Fuzûlî! Ömrünü aşkın sevdasına sarf etme, harcama. Bu gaflet uykusundan acaba ne zaman uyanacaksın, bilmiyorum.)

– – –

Âşık oldur kim kılur cânın fedâ cânânına
Meyl-i cânân etmesün her kim ki kıymaz cânına

(Âşık, maddî varlığı olan canını cananına feda edebilen kişidir. Eğer bir kimse canına kıyamıyorsa, sevgiliye doğru hiç meyletmesin.)

Cânını cânâna vermekdür kemâli âşıkun
Vermeyen cân i’tirâf etmek gerek noksânına

(Bir âşığın kemal noktası canını cananına vermek ve maddî varlığından vazgeçmektir. Canını cananına veremeyenin aşk yolundaki noksanını elbette itiraf etmesi gerekir.)

Vasl eyyâmı verüp cânâna cân râhat bulan
Yeğdür andan kim salur cânın gam-ı hicrânına

(Kavuşma gününde canını cananına verip rahata eren âşık, canını ayrılık gamına salan kişiden daha iyidir.)

Aşk resmin âşık öğrenmek gerek pervâneden
Kim köyer gördükde şem’ün âteş-i sûzânına

(Aşkın usûlünü âşığın (canını sevdiği için hiç düşünmeden feda edebilen) kelebekten öğrenmesi gerekir. Kelebek, sevgiliyi görünce kendini mumun yakıcı ateşine hemen atıverir. )

Fânî ol aşk içre kim benzer fenâsı âşıkun
Feyz-i câvîd ile Hızr’un çeşme-i hayvânına

(Sen bu aşkın içinde fani ol, maddî varlığından vazgeç. Çünkü âşığın fani olması; ebedîlik feyzine ve Hızır’ın içeni ölümsüzlüğe ulaştırdığına inanılan âb-ı hayatına benzer.)

Aşk derdinün devâsı terk-i cân etmekdedür
Terk-i cân derler bu derdün mu’teber dermânına

(Aşk derdinin devası, maddî varlığın temeli olan candan vazgeçmektir. Bu derdin herkesçe bilinen dermanı canını terk etmektir.)

Hîç kim cânân içün cân vermeğe lâf etmesün
Kim gelüpdür bu sıfat ancak Fuzûlî şânına

(Hiç kimse âşığın canan için canını vermesi konusundan bahsetmesin. Çünkü bu sıfat sadece Fuzûlî’nin şanına yakışır. )

– – –

Cânumun cevheri ol la’l-i güher-bâra fedâ
Ömrümün hâsılı ol şîve-i reftâra fedâ

(Benim canımın cevheri, sevgilinin o inciler saçan ve la’l taşına benzeyen kırmızı dudağına feda olsun. Ömrüm boyunca elde ettiğim her şey onun yürüyüşüne, edasına feda olsun.)

Derd çekmiş başum ol hâl-i siyeh kurbânı
Tâb görmüş tenüm ol turra-i tarrâra fedâ

(Dert çekmiş olan başım sevgilinin siyah benine kurban olsun. Istırap görmüş tenim de insanı kandıran, yankesici kâküle feda olsun.)

Gözlerümden dökülen katre-i eşküm güheri
Lebleründen saçılan lü’lü’-i şeh-vâra fedâ

(Gözlerimden damla damla dökülen gözyaşımın incisi, senin dudaklarından dökülen çok değerli inciye feda olsun.)

Çâk-i sinemde olan kanlu ciger pâreleri
Mest-i çeşmünde olan gamze-i hûn-hâre fedâ

(Gönlümün yarıklarından fışkıran kanlı ciğer parçaları, senin sarhoş gözündeki kan içici yan bakışa feda olsun.)

Pâre pâre dil-i mecrûh-ı perîşânumdan
Ser-i kûyunda gezen her ite bir pâre fedâ

(Yaralı ve parça parça olmuş perişan gönlümden senin mahallinde gezen her köpeğe bir parça feda olsun.)

Cân ü dil kaydını çekmekden özüm kurtardum
Cânı cânâneye etdüm dili dil-dâra fedâ

(Maddî varlığım olan canımın ve gönlümün derdini çekmekten kendimi kurtardım. Canımı cananıma, gönlümü de dildâra feda ettim. )

Ey Fuzûlî n’ola ger saklar isem cân-ı azîz
Vakt ola kim ola bir şûh-ı sitemgâra fedâ

(Ey Fuzûlî! Canımı değerli bir varlık olarak saklarsam bunda şaşılacak ne var? Belki bir zaman gelir, onu da bana eza cefa eden bir güzel sevgiliye feda ederim. )


Serdar Tuncer

Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.