Web sitemize hoşgeldiniz, 22 Kasım 2024
Beğen 2

Derdine Derman İstemez

Var mı bir dîvâne kim geşt-i beyâbân istemez
Uzlet idüp halkdan bir beyt-i ahzân istemez

(Hangi deli vardır ki çölde gezip dolaşmak istemez. Halktan uzak bir yerde, (Hz. Yakub’un Hz. Yûsuf’a olan hasretinden dolayı ağlayıp inlediği) hüzünler evini kim istemez.)

Fakr küncin ihtiyâr itdi şu kim kâni’ olur
Şem’ası şems olsa bakmaz tâk-ı eyvân istemez

(Eğer bir kimse fakirlik mülkünü tercih etmişse o kimse kanaatkâr olur. Fitili güneş olsa da bakmaz. Çardağın tâkını istemez.)

Dûd-ı âhın serv idüp kanlu yaşın gülşen bilen
Eylemez serve nazar seyr-i gülistân istemez

(Ahın dumanını servi ağacı gibi uzatıp, fazlaca ağlamaktan dolayı kan şeklinde akan gözyaşlarını gül bahçesi olarak bilen kişi; servi ağacına da bakmaz, gül bahçesinde gezmeyi de istemez. )

Hoş gelür ana rebâb âvâzesi gavgâsı yok
Pâdişâh-ı aşk olanlar kûs-ı hâkân istemez

(Ona, rebabın sesi hoş gelir, hiçbir kavgası yoktur. Aşkın padişahı olanlar, sultanın davulunu, eğlencesini istemezler.)

Derd-i yâr ile şunun kim başı hoşdur Bâkıyâ
Ölmeğe cânlar virür derdine dermân istemez

(Ey Bâkî! Eğer bir kimsenin yârin derdi ile başı hoşsa, bundan mutlu ise, ölmeye canını verir ve bu derde asla derman istemez. )

* * * * *

N’ola gelse dil-i mecrûha derd-i dil-rübâdan haz
İder haste ne denlü nâ-ümîd olsa devâdan haz

(Âşığın yaralanmış gönlüne, gönül hırsızı sevgiliden bir haz gelse ne güzel olur. Bir hasta her ne kadar ümitsiz olsa da elbette devadan hazzeder.)

Gam-ı aşkun cihân mülkinde buldum şâdmân oldum
Kişi gurbet diyârında idermiş âşinâdan haz

(Ey sevgili! Bu dünya mülkünde ben senin aşkının gamını buldum ve onunla mutlu oldum. İnsan en çok gurbetteyken dosttan hazzeder, mutlu olur.)

Safâ-yı câm-ı la’lünden ne hâlet kesb ider sûfî
Ki tab’-ı bî-mezâk itmez şarâb-ı dil-güşâdan haz

(Ey sevgili! Senin içeni ölümsüzlüğe ulaştıran dudağının şarabının safasından ham sofu ne anlayabilir ki? Damak tadı olmayan bir kişi elbette senin gönüller açan şarabından bir haz almaz.)

Be-her takdîr olur mâ’il güzeller âşık-ı zâra
Tabîb olanlar elbette iderler mübtelâdan haz

(Her zaman güzellerin ağlayıp inleyen âşıklara meyilli olmaları takdir olunmuştur. Tabip olanlar elbette hastalarının çok olmasından haz alırlar.)

Çerâğ-ı mâh-ı hüsnün karşu tutma çeşm-i ağyâra
Gözüm nûrı ne denlü eyleye a’mâ ziyâdan haz

(Ey sevgili! Güzellik ayının ışığı olan kendini yabancıların gözüne gösterme. Ey gözümün nuru sevgili! Kör olan kişi ışıktan ne anlar ki?)

İlâhî tab’-ı Bâkîden rüsûm-ı gayrı mahv eyle
Ki asla kalmaya kalbinde nakş-ı mâ-sivâdan haz

(Ey Allah’ım! Kulun Bâkî’nin tabiatında, senden başka ne varsa yok et. Böylelikle o, Allah’tan gayrı hiçbir şeyden haz almaz olsun.)


Serdar Tuncer

Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.