Elden Gider
Sâkıyâ mey sun ki eyyâm-ı bahâr elden gider
Hâtem-i câm-ı şarâb-ı hoş-güvâr elden gider
(Ey saki! Bize aşk kadehi sun. Bir gün bu bahar günleri geçip gider. Hoş içimli şarabın cömertliği bir gün elden gider.)
Aç gözün dünyâya meyl itme sakın ey haste-dil
Sanma bu nakd-i hayâtı pâydâr elden gider
(Ey hasta gönüllü âşık! Gözünü aç! Sakın dünyaya meyletme. Sen bu nakit değerindeki hayatı ebedî, kalıcı sanma. Elbet bir gün elinden çıkacak. )
İrişür bir dem ki murg-ı cânunı sayd eyleyüp
Nâgehân şehbâz-ı ömr-i bî-karâr elden gider
(Öyle bir zaman gelir ki gönül kuşunu avlayıp birden bire kararsız ömrünün avcısı elden gidiverir. )
Kes dilün zâhid yüri ta’n eyleme âşıklara
Hûb sevmekde inân-ı ihtiyâr elden gider
(Ey ham sofu! Sesini kes, yürü, âşıkları kınama. Zira güzel sevmek hususunda ihtiyar dizgini elden gider. İnsan ne yapacağına karar veremeyecek duruma gelir. )
Mûcib-i hicrândur Yahyâ visâli dilberün
Gâfil olma dâmen-i vasl-ı nigâr elden gider
(Ey Yahya! Sevgiliye kavuşma ayrılık sebebidir. Sen gaflet içerisinde olma. Sevgiliye kavuşmanın eteği elbette bir gün elinden gidiverir. )
* * * * *
Cân tende iken bûse-i cânân ele girmez
Bildüm anı cân virmeyicek cân ele girmez
(Canın henüz tende iken, sevgiliden bir öpücük gelmez. Şunu iyice anladım ki maddî varlığım olan canımı vermedikten sonra sevdiğimi elde edemem.)
Her Ehrimen olmış dehen-i dilbere mâyil
Âlemde velî mühr-i Süleymân ele girmez
(Bütün Ehrimen’ler, sevgilinin insanı maddî varlığından uzaklaştırıp fenaya ulaştıran dudağına meyleder olmuş; fakat Hz. Süleyman’ın mührü ele girecek gibi değil. )
Eyvây ile geçse günümüz tan mı cihânda
Sîb-i zekânun ey meh-i tâbân ele girmez
(Bu dünyada günlerimiz ah vah ile geçse buna hiç şaşılır mı? Ey yüzü ay gibi parlak olan sevgili senin çenen asla ele geçmez. )
Nâdân eline düşme inen gül gibi şâhum
Bu hüsn ü behâ cevheri her ân ele girmez
(Ey benim şahım! Sakın cahillerin eline düşme. Bu paha biçilemez güzellik cevheri her zaman elde edilmez. )
Yahyâ yüri var eyle rakîb ile müdârâ
Ağlamağ ile ol gül-i handân ele girmez
(Ey Yahya! Var git de rakip ile uzlaş. Sadece ağlayıp sızlamakla o gül gibi sevgiliyi asla elde edemezsin. )
* * * * *
Dûd-ı âhum gibi ışkum âşikâr olup gider
Seyl-i eşküm gibi gönlüm bî-karâr olup gider
(Aşkım, ahımın dumanı gibi aşikâr olup gidiyor. Gönlüm de gözlerimden akan yaşların oluşturduğu sel gibi kararsız bir şekilde akıp gidiyor. )
Alını yârun sabâya benzedür ehl-i nazar
Kim anun önince âşıklar gubâr olup gider
(Sevgilinin hilesini görüş sahibi yüce insanlar sabah rüzgârına benzetirler. Çünkü onun önünde âşıklar toprak olup giderler.)
Yâr şehrinde mahabbet ehli ârâm idemez
Nâ-murâd olup yürür bî-ihtiyâr olup gider
(Muhabbet ehli âşıklar sevgilinin diarında huzur bulamazlar. Muratlarına erişemeyip yürür giderler. Seçim yapamayacak duruma gelirler. )
Yalımum alçag olaldan seyl-i gam akup gelür
Akl u fikrüm hânumânı târmâr olup gider
(Ben yüzü yerde, mütevazi olduğumdan beri gözlerimden akan gam seli akıp gider. Aklım, fikrim, evim barkım darmadağın olup gidiyor. )
Minnet ol Mennâna ey Yahyâ hemîşe murg-i cân
Şâhbâz-ı ışk-ı dildâra şikâr olup gider
(Ey Yahya! Çok ihsan edici olan Mennân’a minnet olsun. Can kuşu her zaman, sevgilinin aşkının avcısına av olup gidiyor. )
Serdar Tuncer
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.