Ne Cihan Olsa Ne Can Olsa
Dâr-ı dünyâ delü gönlüm gibi vîrân olsa
Ne cihân olsa ne cân olsa ne hicrân olsa
(Bu dünya yurdu, benim deli gönlüm gibi viran olsa keşke. Ne dünya olsa ne can olsa ne de ayrılık olsa.)
Kâşkî sevdüğümi sevse kamu halk-ı cihân
Sözümüz cümle hemân kıssa-i cânân olsa
(Keşke, dünyadaki bütün insanlar benim sevdiğimi sevse. Sohbetimizin tamamı sevgiliye dair kıssalardan oluşsa.)
Bir demür tağı delüp boynına almak gibidür
Her kişi âşık olurdı eğer âsân olsa
(Âşık olmak, bir demir dağı delip boynuna almak gibidir. Eğer kolay bir iş olsaydı zaten herkes âşık olurdu.)
Şâdmânam gam-ı yâr ile sevünmez yokdur
Bir gedâ cümle cihân mülkine sultân olsa
(Ben sevgiliden bana gelen sıkıntılardan dolayı mutluyum. Keşke benim gibi bir dilenci bu dünyanın mülküne sultan olsa.)
Cân atar karşu çıkar izzet ider ey Yahyâ
Hançer-i dilber ile bir çıkışur cân olsa
(Ey Yahyâ! O sevgilinin bir bakışı ile çıkıverecek bir canım olsa; sevgili bir kerecik baksın diye can atar, ona tazim eder benim canım. )
* * * * *
Gelmedi bir dem ki iki gözlerüm kan olmadı
Olmadı bir gün ki işüm âh u efgân olmadı
(Ağlamaktan dolayı iki gözlerimden kanlı yaşların gelmediği bir gün gelmedi. Ah edip inlemediğim bir gün, hiç olmadı. )
Tâli’üm tâli’ değüldür yâr ise bir bî-vefâ
Gam nihâyet bulmadı hicrâna pâyân olmadı
(Talihim güzel değildir. Sevdiğim ise vefasız. Bu çektiğim sıkıntı gitmedi, ayrılık ise son bulmadı.)
Külbe-i ahzânum içre olmadı bir lahza kim
Gözlerüm yaşı gibi gönlüm perîşân olmadı
(Benim (Hz. Yakub’un Hz. Yûsuf’a olan hasretinden dolayı ağlayıp inlediği hüzünler evine) benzeyen meskenimin içinde gözlerimden yaşların akmadığı ve gönlümün perişan olmadığı bir an olmadı.)
Göricek bilmezlenür vardukca istiğnâ ider
Gelmeğe anunla gûyâ ahd ü peymân olmadı
(Sevgili, beni gördüğünde tanımazlıktan gelir, tenezzül etmez. Onun sözleşip anlaşabileceğimiz bir an olmadı.)
Gamdan inceldi vücûdum bir hayâl oldı velî
Girmeğe gönline yârun hîç imkân olmadı
(Çektiğim sıkıntılardan dolayı belim o kadar inceldi ki artık ancak hayallerde görülebilecek duruma geldi; fakat bu kadar incelmeme rağmen sevgilinin gönlüne girmeye hiç imkân bulamadım. )
Gönül alçaklığın idüp gelmedi ol meh-likâ
Bezmümüzde dün gice şem’-i şebistân olmadı
(O ay yüzlü sevgili, alçak gönüllülük yapıp gelmedi. Bizim meclisimize gelip odamızın mumu olmadı.)
Çâresüz kaldum ölümlü hastayam Yahyâ gibi
Ol tabîb-i cân gelüp derdüme dermân olmadı
(Çaresiz kaldım, Yahya gibi ölümcül hastayım. O, canımın tabibi olan sevgili, gelip de derdime derman olmadı.)
Serdar Tuncer
Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.
Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış.