Web sitemize hoşgeldiniz, 23 Kasım 2024
Beğen 1

Dilaver Cebeci-Fesler ve Şamdanlar

Osmanoğlu, hey Osmanoğlu!
Balkan siyahı perdeler inmiş gözlerine,
Omuzların çökmüş Osmanoğlu!
Burası Yıldız Sarayıdır yıldızlar gibi yalnız;
Kasem olsun ki doğup batan yıldızlara,
Çift kanatlı kapılar hahamlar kadar imansız.
****
Ve o fettan bakışlı Selânik akşamı
Gelir girer bir zâbitin koynuna,
Nobel adayı büyük günahlar dolaşır İstanbulu,
Sonra varır dökülür Filistin toprağına…
Bir altun buzağı orda bağırır durur,
Dikip iri gözlerini nûr dağına…
****
Yıldız Sarayında uzun boylu şamdanlar,
Şamdan değil yedi kollu menora…
Ürkmüş ışığından bilge kalem, soylu kılıç;
Yapışıp kalmış duvarlara ses, nefes…
İblisçe sırıtır bir Menoranın kollarından
Nar kırmızısı beş adet fes…
****
Sakalların ağarmış Osmanoğlu,
Kolların yana düşmüş…
Üşümüş çürük saçaklarda hürriyetin kuşları.
Kuşlar ulu çınarların düşüne dalmış.
Senin de bir İstanbul kemeri gibi cesur ve diri,
O kartal gagası burnun kalmış.
****
Haydi sıyrılıp çıkalım Osmanoğlu,
Şu göğerip yatan zaman sislerinden.
Bir Nisan akşamında beraber söyleyelim bu şiiri.
Tutunup yeniden Söğütlü atların yelelerine,
Peşine düşelim Yesribli bir sûrenin
Kıvılcımlar saçarak çöl gecelerine…


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.