Hiç bir güç setredemez, nur saçan kandilimi, Nakşederim beynime ruhumda zilzal olsa,
Her zerrem Hakkı söyler kesseler de dilimi, Kaldırmam alnı yerden nefsimde mecal olsa
Görmüş gibi inandığım yüz on dört suresini Cibril’le bin kez daha bizlere inzal olsa
Sonra küffar saldırsa bana dört bir cepheden yakarım zikrullahla karşımda Deccal olsa
Yecuc’le Mecuc çıksa her bir ayrı tepeden yine ben yaktım demem halimden bin hal olsa
Ene dersem düşerim kibirin kuyusuna, Dibinde zümrütten taht hırkam ipek şal olsa.
Adalet kılıncının bileydeki çapağı o çapakta toz olsam mahşerim ikbal olsa
Her nefesimde tekbir,olmasın hiç durağı, gam yemem bitsin ömrüm Araf’ta ikmal olsa
Manada yudumlasam tevhidin şurubunu, Bülbül gibi konuşsam, kabrimde sual olsa.
Ben sultanı ararım dünya kime yar olmuş içi altın petekten silme, silme bal olsa,
Kalbim çölde Kerbela sahram tarumar olmuş, dermanım Beytullah’tan su taşıyan sal olsa
Kapısında kul köle batağında zambağım, Çanağını yalarım eşiğinde yal olsa
Ne kulaklar işitti, ne göz gördü cenneti, O kadar hoş bir yer ki temsilde emsal olsa
O ne büyük lezzet ki haşyetinden titrerim seyrine doyum olsa Subhanı cemal olsa
En alt katında olsun kırbaç kadar bir yerim Bedenim müminleri taşıyan hamal olsa.
Ömrümün finalinde verirken son nefesi, sekeratın şiddeti âleme misal olsa
Sonra tüm mescitlerden yükselsin sala sesi selaları okuyan Habeşli Bilal olsa
Varsın bir avuç olsun musallama gelenler namazıma duranlar insan-ı kemal olsa
Ebediyetime hicret yaparken aciz beden herkes Kur’an okurken sukut edip lal olsa
Olmasın ardım sıra her gün beddua eden, cümle halkın hakları şahsıma helal olsa
Okunan kelamullah günahıma keffaret kabrimi aydınlatan Tarık-ı Zzuhal olsa
Adımı yazmasınlar mezarımın taşına mirasım hoş bir sada dillerde masal olsa dillerde masal olsa.