Web sitemize hoşgeldiniz, 22 Kasım 2024
Beğen 1

Ziya Uğur-Gerçek Sevenler

Sevginin sadece sözünü edenlerle onu yaşayanlar arasında ne fark vardır
Hayati İnanç
Bu Sualiniz bana 4 ayrı şairi hatırlatıyor
İlk beşinin sahipleri Şair Baki ile Yahya Kemal Beyatlı
Diğerinin sahipleri de Kanuni merhumla Şair Fevri
Kimi ar ar dedi katli dildara kimi elif
Cümlenin maksudu bir amma rivayet muhtelif
Aslında aynı şeyi söylemişler ama söyleyiş farkları var
Üslup farkları var.
Baki merhum beytine Yahya Kemal Beyatlı’nın taştir,
Taştir Edebiyatımızda çok güzel bir üslup.
Beyitin arasına iki Mısranın arasına üç Mısra ile giriyor sonraki şair
Sonra muazzam bir eser ortaya çıkıyor.
Baki ve Yahya Kemal gibi iki büyük Usta’dan da çıkan kıtanın
Suaalimize bire bir cevap teşkil ettiğini düşünüyorum=
Fermanı aşka Can iledir inkıyadımız
Burdur hayali Yar İle her lahza yadımız
Mevkuftur o mahe samimi fuadımız
Ahir varınca haddine estii şadımız
Hükmü kazaya Zerre kadar yok inadımız
Önce Günümüz Türkçesine birebir tercümesine çalışayım=
Aşkın Fermanı’nı tebellüğ ettiğimiz zaman
Bize o ferman tebliğ edildiği zaman zerre kadar kazanın hükmüne
Kader’in hükmünü itirazımız olmaz.
Hemen Can ile boyun eğeriz.
Bunu Canımıza minnet biliriz.
Hemen anlaşılacağı üzere beyitte Mevzubahis olan aşk Allah Aşkıdır.
İlahi aşktır. Zaten aşk da budur.
Baki merhum söylüyor=
Kelama Aşk Ey Baki serâser Sırrı Vahdettir
Murat’ı cümlenin birdir bütün dünyayı söyletsem
Aşka dair kim ne söylerse söylesin
Hepsi haddizatında İlahi aşkın bir mertebesidir.
Ona Doğru giden bir hikâyenin başıdır Ortasıdır.
Ama Neticede aşk Allaha mahsustur.
Bu sözlerin izahına girmeden önce şunu hemen belirtmede yarar var.
Bayezid-i Bestami oğluna=
Yavrum Allah’ı seviyor musun diye sana sorulacak olursa
Sus, Çünkü sevmiyorum desen Maazallah kafir olursun
Seviyorum desen Onu sevenlerin hali sende yok ki
Cevabında Vasiyetinde bulunmuştur.
Fermanı aşka Can iledir inkıyadımız
Hükmü kazaya Zerre kadar yok inadımız
Aşkın Fermanı bize tebliğ edildiği zaman biz Murat’ı ilahinin ne olduğunu anladığımız zaman
Tebellüğ emri aldığımız zaman Zerre kadar inat etmeden Canla başımızı eğer
Boyun Eğer ve inkıyad ederiz teslim oluruz o emre o hükme.
Araya girdiği zaman Yahya Kemal Muazzam bir şerh yapıyor=
Pürdür hayali yar ile her lahza adımız
Bizim Hatırımızda hayalimizde kalbimizde Ondan başkasına yer yok
Biz başkasını düşünmeyiz bile.
Nazarı dikkate almayız
Sultan Fatih Bir beytinde öyle söylüyor=
Eğer sevgilisinin rızası Yoksa herhangi bir işte
Hakkın rızası yoksa Herkes onu göklere çıkarsa kıymeti yoktur.
O razı olmuşsa Herkes razı olmuş demektir.
Böylelikle buraya kadar yapmaya çalıştığımız şerhten anlaşılan
Hiç itiraz etmeksizin gönülden Candan emrine baş eğmek
Hakiki aşkım bir şahidi Ondan başkasına gönlünde yer vermeyip hep onu anıyor olmak bir diğer ikinci şahit
Mevkuftur o mahe samimi fuadımız
Te’kiden kuvvetlendirerek Yahya Kemal diyor ki
O Ay gibi olan sevgiliye Tutkun tutulmuş mevkuf vaziyetteyiz
Biz o yörüngenin dışına çıkamayız
Hani Pervane Mumun etrafında dönerken hiç başka bir yere gitmez
Gidesi gelmez gidemez
Bilakis canı pahasına yaklaştıkça yaklaşır
En son bu durum tahammülünü aşar ve kendini bırakır ateşe o vaziyeti anlatıyor
Ahir varınca haddini estiyi şadımız
Yahya Kemal’in bu kıtadaki son Mısra
Sonra gelince de yani biz ircii emrine aldığımızda
Yani Hak Teâlâ kendisine dönme emrini buyurduğunda
Yani ecel geldiğinde Zerrece itiraz etmeksizin hükmü kazaya zerre kadar yok inadımız diyerek
Emre itaati vurguluyor.
Burada tabi şu anlaşılıyor=
Gayriden uzaklaşmadan Yare yaklaşılmaz
Bunun tasavvufi literatürde şöyle bir karşılığı var=
Teberri olmadan tevelli olmaz
Yani iki zıttın sevgisi bir kalpte asla birleşemez
Aşkın sevginin samimi aşkın en canlı en belirgin şahidi şudur ki
Gayrılarla uyuşamaz Aykırı gidenlerle uyuşamaz.
Bu öğrenilecek öğretilecek bir şey de değil
Kendiliğinden öyle olur
Kalbi kabul etmez
Nefretle karşılar
Teberri etmek Uzaklaşma Sırtını dönmek uzak kalmak
Tevelli yaklaşmak.
Teberri olmadan tevelli olmaz.
Allah sevgisi Biraz önce Bayezid-i Veli kelamında ifadesini bulduğu
Üzerinde konuşulması caiz olmayan bir saha
Konuşanlar bilmedikleri için konuşurlar
Şimdi olduğu gibi.
Fakat işte biz zehri yutmaktansa
Şekerin adını anmak efdaldir fehvası mucibince
Cür’et ederek haddimize aşarak bunları söylüyoruz.
Şairlerimizin sözlerine de yaslanıyoruz
Bu anlattıklarımı diğer iki Şair Kanuni Sultan Süleyman yani Şair Muhibbi ve adamlarından olan Şair Fevri’nin beş mısraıyla biraz daha açmamız gerekirse diyor ki=
İlk üç Mısra Fevri’nin=
Kılsalar kuyunda Can’a cismi Efkarım döneyim
Eşiğinden bir kadem atmam ya bana hak halin
Çün Buyurmuş Hazreti Sultan Süleyman Bin Selim
Oldur Aşk ehli kim oldu rukuye Dilber demo kim
Eyleyip divanelik davube yaban istemez
Beşeri aşk üzerinden anlatıyor mesela,
Biraz Metafor kullanarak simge kullanarak anlatıyor
Ey sevgili diyor, Senin peşinde çok dolaşıyorum diye Sizin köyün delikanlıları beni ölümle tehdit edip kılıcı kaldırıp deseler ki baştan aşağı seni ikiye ayıracağız
Bak buralara bir daha gelmeyeceğine dair söz vermezsen biçeceğiz seni deseler bile
Yar eşiğinden bir adım yabana gidersem uzağa gidersem namerdim.
Zira bu işin uzmanı olan Sultan Selim oğlu Süleyman Şöyle buyurmuş son iki mısra artık Sultan Süleyman’ındır. Yani Şair Muhibbi’nin=
Odur ki aşk ehli öyle biridir ki şartlar ne olursa olsun yar eşiğinden uzaklaşmaz.
Başka bir yere baş koymaz.
Ferhat gibi çılgınlık edip dağa Mecnun gibi yoldan çıkıp çöle sapmaz
İkisi de hata etmiştir diyerek o meşhur âşıklar üzerinden hakiki aşkı tarif ediyor.


Ziya Uğur

Sitemizde sanatçıya ait toplam 50 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.