Web sitemize hoşgeldiniz, 05 Aralık 2025
Beğen 1

Sedat Özdemir-Yağmur İle Toprağın Vuslatı

Hz. Mevlâna ile Hz. Şems’in kalpten dile gelen söyleşisi

Mevlâna konuşur:
Bir ömür aradım Şems’in izini her yerde
Hak ismini yağmur damlası gibi gönle düşürdü
Arıyordum yoklukta buldum seni aynımda
Ey Şems hamdım,bir anlık bakışla piştim,yandım
Şimdi herkesten,herşeyden uzaktayım,Şems’in sohbetiyle donandım
Aşk sofrasına bağdaş kurup
Kana kana içmeye başladım

Doğu olsam,batı olsam,göklere çıksam,Senden bir nişane bulmadıkça
Dirilikten bir nişane bile yok bana
Ülkenin zahidiydim,minbere sahiptim,kürsüm vardı
Şimdi ise gönül kazası,sana karşı ellerini çırpan
Bir âşık haline getirdi beni
Hak’kın ışıkları Şems’e vurmuştu
Bende bu ışığa âşıktım

Şems cevap verir:
Ben sana geldim,sen çağırdın beni Mevlâna Celaleddin
İçindeki karanlığa ışık diye damladım
Yolların sonu değil,başlangıcıydım senin
Hakk aşkı düştü,aşkla piştin,kendinden geçtin

Mevlâna:
Ne bir zamana sığarsın ne de bir mekâna
Gelişinle çözüldü nice düğüm,sırlarda
Bir anlık vuslat,eyledi devri alemde
Kalbimde açıldı binlerce sır perde,perde

Şems:
Aklın sınırını açtım sözlerimle sende
Kalbini öğrettim,kalbinle duymayı sende
Ben aynaydım sadece,Mevlâna Celâleddin
Sen kendini seyrederken bildin “Hiç” olmayı

Mevlâna:
Bir topraktım,çöldüm,kurumuş susuzdum ilkin
Sen bir gül oldun,gönlümde katmer katmer açtın
Söz değildi önce bize gereken,hulasa
Bir nazarın yetmişti,her sırları anlatan

Şems:
Her gül kendi zamanında açar,ey Arif
Sen yüreğinin nev baharını bekliyordun
Ben sadece yağmurdum,sense su arıyordun
Toprak gibi suskun,yeşermeyi bekliyordun

Mevlâna:
Döndük semâya her nefesimizde seninle
Her adımda çözüldü eski benliğimde
Ey Şems,sen geldin yırtıldı,açıldı her perde
Baktım,bakan da biz, görülen de Bezm-i Elest

Şems:
Ben bir öğretmen değilim;sense öğretensin
Ben bir yol değilim,yolcuyum; sen yürüyensin
Ben sana benzeyen,seni söyleyen sükûttum
Sen işittin…ve işitince yandın,bilesin

Mevlâna:
O bir an yaşandı;cihan durdu o an, zaman
Zaman eğildi,diz çöktü aşka boyun eğen
Ey vuslatın sırdaşı,ne zaman, ne mekân
O bir an yetti,bin ömürdü sanki yaşanan

Şems:
Aşkla seven mi büyüktür,yoksa sevilen mi
Gerçek mi büyüktür,yoksa hayal edilen mi
Gerçekler büyüktür elbette, hayal hayaldi
Gerçekler zamansız,zamansa gerçeksiz olmaz

Mevlâna:
Aşkla seven büyüktür elbet,aşkı büyüktür
Hakikat arayışı gerçeklik manasındadır
Yükte hafif ama pahada ağırı aramalı
Benim aradığımın pek alası sende vardı

Şems:
İnci bulmak isteyen derinlere dalmalı
En ücra yerlere bakmalı,insanlara sormalı
Öyle insanlar vardır ki tektir yeryüzünde
Zaman onlardan güç buldu dost Mevlâna’nın özünde

Mevlâna:
Ey Şems sorarım sana, bana sırrını söyle?

Şems;
Sırlar sırrı,gizleri Levh-i Mahfuzda saklı
Benliğim yok,arşın sahibi,zerrenin sahibi
Adem’in,Musa’nın,Hz.Muhammed Mustafa’nın
Sahibi var,ben yokum,baki olan var

Mevlâna:
Ben,ben değilim;bir gölgeyim O’nun izinde
Varlık iddiası,yoklukla silinince de
Hakikatler görünür özün derinliğinde
Ben konuşmam,O dile gelirse kelâm olur
Ben yürüyemem,O isterse adımım olur
“O halde kimim ben?”

Şems:
“Sen,hiçliğin aynasında bir akis
Ne gördüğün senindir,ne sustuğun
Bir,“hiç,”liğe varınca her şey olur
Bir olunca,hep O’dur.”
Suretleri bırak,baki olana var
Gölge asıl mı dır?Suret mi?

Mevlâna:
Suret!..

Şems:
O halde gölgelere aldanma
Ey Mevlâna Celâleddin-i Rumi Hüdâvendigar

Mevlâna;
Ben çok sevmekteyim
Şems sadece bir suret,bense Hakka aşığım
Şems gözümü açan,ilâhi sırların yolunu gösteren bir elçi
Hamdım,piştim,yandım

Güneşi anlatmaya,tarife ihtiyac yok
Güneşi öven kendini över,sevilir çok
İki gözüm de aydındır,çapaklı da değil,ağrımıyor demek ister
Seni övmek gerçekten de adamın kendisini övmesidir.
Çünkü,güneşi öven kendini övüyor demektir

Bir adam güneşi örtebilir, gözlerden gizleyebilir mi?
Onun tazeliğini pörsütür onu soldurabilir mi? Yahut haddi sonu olmayan nurunu eksiltebilir mi?
Yahut da onu mertebesinden indirebilir mi?

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.