Her sûreti nakşı görsen olmagıl hayrân gönül
Cismini tarh eylegil ki cân olasın cân gönül

Kendözün bil ki bilesin kanda var bir kân nedir
Hîç yire niçün gezersin söyle ser-gerdân gönül

Putunu sındır gönül ki Hakk sana halîl diye
Âteş-i Nemrûd katında ol ki gülistân gönül

‘Aşk âteşin tut gönül ki iresin maksûda sen
‘Aşk ola sana bu yolda delîl ü bürhân gönül

Gâh olur medreselerde tahsîl-i ‘ilme varup
Ki ola vire virirsen şöyle ki rismân gönül

Gâh ‘ârifsen bir kılı bin kesdi dersin pâr ile
Gâh özünden bî-habersin şöyle ki hayvân gönül

Gâh Hakk’a vâsıl olursan gayrı sığmaz araya
Gâh olur yoldan çıkarsın şöyle ki şeytân gönül

Gâh olur yirli yirinde fark idersin her şeyi
Gâh katında kahr u lutuf bir olur reyhân gönül

Gâh sâdıku’l-kavl olursun fi’l münâsib kavline
Gâh katında bir yol olmaz hezerân peymân gönül

Gâh nâdânsın şöyle ki kendi hâlinden bî-haber
Gâh virirsin bî-nişândan sûret-i insân gönül

Gâh olur dervîş olursun kanâ’at bir itmeği
Gâh olursun lâf içinde mülk-i Süleymân gönül

Gâh olur köşk ü sarâyda ‘işret-i ten mey-i ‘aşk
Gâh olur ki ‘aşk elinden seyr ide külhân gönül

Ey gönül ‘aşkın elinden şikâyet kılsam direm
Kaygusuz Abdâl’ı kodun giryân u büryân gönül