Web sitemize hoşgeldiniz, 25 Nisan 2024
Beğen 1

Yusuf Kayya-Pençgah Mevlevi Ayini Üçüncü Selam ve Dördüncü Selam

Biş’nev ez ney çün hikâyet mî küned
Ez cüdâyîhâ şikâyet mî küned
K’ez neyistan tâ me-râ büb’rîdeend
Ez nefîrem merd ü zen nâlîdeend
Sîne hâhem şerha şerha ez firâk
Tâ bi-gûyem şerh-i derd-i iştiyâk
“Dinle neyden nasıl şikayet ediyor? Ayrılıkları nasıl anlatıyor?
(Diyor ki) beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımdan kadın-erkek (herkes) ağlayıp inledi. Ayrılıktan parça parça olmuş (bir) kalp isterim ki özlem derdini ona açıklayayım.”
Ey ki hezâr âferin bu nice sultân olur
Kulu olan kişiler hüsrev ü hâkân olur
Her ki bugün Veled’e inanuben yüz süre
Yoksul ise bay olur bay ise sultân olur
“Binlerce tebrikler! Bu nasıl bir sultandır ki hizmetçisi olanlar, padişah olur.
Bugün her kim (Sultan) Veled’e inanıp (dergâhına) yüz sürerse, fakir ise bey olur, bey ise sultan olur.”
Ey kavm(-i) be hac refte kücâyîd kücâyîd
Dil-dâr hemin câst bi-yâyîd bi-yâyîd
“Ey hacca giden topluluk! Nerdesiniz, nerdesiniz? Sevgili burada, gelin gelin”
Âşık ki tevâzu‘ ne-nümâyed çi küned
Şebhâ ber-i kûy-i tü ne-yâyed çi küned
Ger bûse dihed zülf-i tü-râ tîre me-şev
Dîvâne ki zencîr ne-hâyed çi küned
“Aşık tevazu göstermesin de ne yapsın?
Geceleri senin mahallene gelmesin de ne yapsın?
Zülfünü öperse kızma; divane zinciri dişlemesin de ne yapsın?”
Ah güzelin aşkına hâlâtına
Yandı yürek aşk harârâtına
Âh mine’l-aşk ve hâlâtihî
Ahraka kalbî bi-harârâtihî
Mâ nazara’l-aynü ilâ gayriküm
Uksimü bi’llâhi ve âyâtihî
“Ah, aşktan ve hallerinden! (Onun aşkının) ateşleriyle yüreğim yandı.
Allah’a ve âyetlerine yemin ederim ki gözüm başka birisine bakmadı.”
Der kûy-i harâbât me-râ aşk keşan kerd
V’an dil-ber-i ayyâr me-râ dîd ü nişan kerd
Men der pey-i an dil-ber-i ayyâr bi-reftem
Ô rûy-i hod an lahza zi men bâz nihan kerd
Sultân-ı arefnâk büdeş mahrem-i esrâr
An sırr-ı tecellî-i ezel cümle beyan kerd
“Aşk, harâbât semtine sürükledi; o hilekâr dilber de görüp bana işaret etti. Ben o hilekâr dilberin peşinden gittim; o ise hemen yüzünü sakladı benden. (Hakk’ın) sırlarına mahrem olan “arafnâk” sultanı, ezel tecellîsinin sırrını tamamen açıkladı.”
Sultân-ı menî sultân-ı menî
Ender-i dil ü can îmân-ı menî
Der men bi-demî men zinde şevem
Yek can çi şeved sad cân-ı menî
“Sultânımsın, sultânımsın; cânımda, gönlümde imânımsın. Bana üflersen ben dirilirim. Bir cân da nedir? Yüz cânımsın.”


Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.

Yorum Yaz

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.