Web sitemize hoşgeldiniz, 20 Aralık 2024
Beğen 2

Erol Çam-Ben Bir Hurma Ağacıyım

Ben bir hurma ağacıyım Medine’de. Dünyanın en kısmetli ve en mutlu ağacıyım hem de. Küçücük bir çekirdekken kocaman bir ağaç oldum Mevlamın kudretiyle. Lezzetli hurmalar verdim insanlara senelerce. Bir gün kendilerine hurma verdiğim insanlar yanıma geldiler. Ellerinde baltalar ağladım hem de çok ağladım ama onlar duymadılar. Kestiler beni kökümden ve yere yıktılar, üzüldüm önce ama dünyalar benim oldu gittiğim yeri görünce. Dünyanın en değerli iki mescidinden birine Mescid-i Nebevi’ye âlemlere rahmet peygamberin mescidine götürdüler beni. Ben sevincimden başımı secdeye koydum ama kaldırıp kıyama durdurdular beni. Neden diye merak ederken birden mescid aydınlanıverdi. Mescide bir nur geldi. Ay parçası Muhammed geldi. Can Ahmed geldi. Ben uzaktan da olsa onu görmenin heyecanıyla çırpınırken Resulullah yanıma geldi. Kalbim yerinden çıkacak gibiydi. Mübarek sırtını bana yasladı ve o güzide sahabeye hitab etmeye başladı. İki Cihan Serveri kâinatın güneşi olan Muhammed’le yan yanayım. Bundan daha büyük bir mutluluk olabilir mi Allah’ım. Ya Rab sen milyonlarca ağaç yarattın ve onların içerisinden beni en mutlusu yaptın. Sana sonsuz şükürler olsun Ya Rab. Efendimiz o andan sonra her hutbesini benim yanımda yaptı. O bana yaslandığında kendimi başını annesinin göğsüne koymuş bir çocuk gibi, başını sevgilisinin omuzuna koymuş bir âşık gibi hissederdim. Mübarek elleriyle her dokunuşunda havaya uçardım sevinçten. Bir gün beni alıp da koydular bir başka köşeye. Allah Rasulü bundan sonra bu köşede hutbe okuyacak dedim herhalde, yanılmışım. Biraz sonra üç basamaklı bir minber getirdiler mescide. Efendimiz konuşurken onun o gül cemalini herkes daha rahat görsün diye. İşte o an yüreğim yandı. İşte o an dünyam karardı. O gül kokulu peygamberden ayrı mı kalacaktım. O Nur yüzlü Nebiye hasret mi kalacaktım. Can Muhammed’in özlemiyle mi yanacaktım şimdi. Efendimiz mescide girdi. Hadi hadi ne olur bana gel Efendim. Gel de içimin yangınını söndür Efendim. Allah Rasulü bana baktı. O büyük kara gözleriyle ama sahabeler yeni minberi gösterince gitti. O gitti ben bittim. Bir buz tutuyordu bir yanıyordu içim. Konuşamadım tutuldu dilim. Sadece ağladım. Önce içime akıttım gözyaşlarımı, sonra tutamadım kendimi, hıçkıra hıçkıra ağladım, bağıra bağıra ağladım. Bütün mescid bana döndü, bana döndü bütün gözler. Bütün gözlerde yaş, bütün gözlerde keder, bana döndü o kara gözler. Kalkıp yanıma geldi. Dünyanın en güzel gözlerinin sahibi. Mübarek ellerini üstüme koyup teselli etti beni. Eğer yanıma gelmeseydi, eğer beni teselli etmeseydi Gül Nebi gözümün yaşı dinmezdi kıyamete kadar. Benim her zerremde onun aşkı var. Efendimiz kulağıma eğildi, istersen dedi, seni daha önce bulunduğun bahçeye göndereyim, köklerin tekrar bitsin, yaratılışın kemale ersin. Yaprak ve meyvelerin yenilenip tazelensin. Eğer istersen cennetteki kulların meyveden yemesi için seni cennete dikeyim. Efendim dedim beni cennete dikin ki meyvelerimden Cenab-ı Hakkın sevgili kulları yesin. Beni cennete dikin ki size olan hasretim sonsuz dek sona ersin. O büyük elçi ashabına dönerek dedi ki,işte bu hurma kütüğü örnek olsun size o ebedi âlemi tercih etti fâni âleme. O Allah ev Resulünün sevgisini tercih etti dünya sevgisine. Ey müslümanlar, hayret ediyorum size. Ben bir hurma kütüğü olarak yanarken Efendimizin aşkıyla ve ağlıyorken onun hasretiyle siz neden böyle ruhsuz neden böyle ölüsünüz. Yoksa siz benden daha mı kütüksünüz.
Ey Müslümanlar, hayret ediyorum size. Ben bir hurma kütüğü olarak yanarken Efendimizin aşkıyla ve ağlıyorken onun hasretiyle siz neden böyle ruhsuz neden böyle ölüsünüz. Yoksa siz benden daha mı kütüksünüz.


Erol Çam

Sitemizde sanatçıya ait toplam 22 eser bulunmaktadır. Sanatçının sayfasına gitmek için tıklayın.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış.